• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
29 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Uçum’un ‘demokratik siyaseti’

28 Mayıs 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Uçum’un ‘demokratik siyaseti’

Bugün ihtiyaç duyulan şey, hamasi birlik çağrıları değil; demokratik meşruiyeti olan, karşılıklı güvencelere dayanan ve hukukla çerçevelenmiş bir yeniden kuruluş sürecidir

Sinan Cudi

Mehmet Uçum’un son dönemde yaptığı “terörsüz Türkiye’ye geçiş” ve “tek meşru zemin demokratik siyaset” vurguları, yüzeyde bakıldığında yeni bir anayasal yeniden yapılanma ihtimaline işaret ediyor gibi görünse de, Türkiye’nin yakın tarihini bilenler için bu sözlerin ne denli çelişkiler taşıdığını görmek zor değil.

Çünkü aynı Uçum, demokratik siyasetin kurumsallaşması için olmazsa olmaz kabul edilen hukuk devletini sistematik biçimde ihlal eden bir siyasal mimarinin hem teorisyeni hem uygulayıcısı konumunda.

2017 Anayasa değişikliğiyle birlikte Türkiye’de kuvvetler ayrılığı fiilen sona erdi. Bu sistemin inşasında aktif rol oynayan Uçum, başkanlık sisteminin “yeni devlet” inşası anlamına geldiğini açıkça dile getirdi. Hukukun üstünlüğü ilkesini yıpratan bu sistem, yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmış, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve yüksek yargı organlarını yürütmenin denetimine sokmuştur. Uçum’un, AYM kararlarını hedef alarak “sistem içi muhalefet” ifadesiyle yargı bağımsızlığını adeta sapma olarak yorumlaması, onun hukuk devleti anlayışını gözler önüne seriyor.

Ayrıca KHK rejimiyle 150 binden fazla kişinin hukuksuz biçimde ihraç edilmesi, on binlerce kişinin siyasi gerekçelerle cezaevine konulması, kayyum uygulamalarıyla seçilmişlerin görevden alınması gibi pratikler, doğrudan bu siyasal anlayışın sonucudur.

Tüm bu uygulamaların meşrulaştırılmasında, Uçum’un kaleme aldığı anayasa yorumları, “cumhurbaşkanlığı sistemi” teorisi ve “reform” adı altında yapılan yasal düzenlemeler etkili olmuştur. Bu nedenle onun “hukuka dönüş” ya da “demokratik siyaset” vurguları, samimi bir yönelimden çok sistemin meşruiyet krizini yeniden yapılandırmaya dönük söylemsel manevralar olarak değerlendirilmektedir.

Bununla birlikte, özellikle 2013-2015 Çözüm Süreci, Kürt meselesinin demokratik siyaset içinde çözümüne dönük en ciddi girişimlerden biriydi. Bu süreç, Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği diyalog ve müzakere temelli çözüm modeli çerçevesinde ilerliyordu. Ancak süreç, devlet içindeki bazı kliklerin ve doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenlikçi paradigmaya dönüş kararıyla sona erdirildi. Ardından başlatılan topyekun savaş süreci, sadece Kürt hareketini değil, aynı zamanda tüm muhalefet dinamiklerini hedef alan otoriter bir rejimin inşasına dönüştü.

Bugün gelinen noktada, iktidar cephesi bir kez daha “demokratik siyaset”e atıf yapıyor. Ancak bu çağrının, fiilen siyaset alanını daraltan uygulamalar eşliğinde yapılıyor oluşu, açıklamaların samimiyetini sorgulatıyor. Bu nedenle “demokratik siyaset” çağrısı, ancak hukuki ve anayasal güvence altına alınmış, eşit yurttaşlık temelinde çoğulcu bir sistemle gerçeklik kazanabilir.

Öte yandan 27 Şubat çağrısıyla başlayan ve PKK’nin 12. Kongre kararlarıyla parti feshi ve silahlı mücadelenin sonlandırılması noktasına ulaşılması, tüm bu söylemlerin bir taktik manevradan ibaret olup olmadığını sorgulamayı da gerekli kılıyor. Öcalan’ın daha önceki çözüm perspektifleri, yalnızca silahların susmasını değil; yerel demokrasi, kimlik tanınması, dil hakkı ve toplumsal barışın inşasını kapsıyordu. Dolayısıyla bugün atılacak her adımın, bu çerçevenin inkârı değil, tersine kurumsallaşması yönünde olması gerekir.

Buradan hareketle önümüzdeki dönem için umutlu ama dikkatli olunması gereken bir süreç başlıyor. Türkiye’nin demokratikleşme eşiğini aşabilmesi için şu temel adımlar kaçınılmazdır:

– Kürt siyasal hareketinin meşruiyetinin tanınması ve kriminalize edilmemesi,

– Anayasal eşitlik ve adem-i merkeziyetçi yönetim modellerinin tartışmaya açılması,

– Öcalan dahil tüm aktörlerle müzakereyi mümkün kılacak bir hukuk düzeninin tesisi,

– Toplumun tamamını kapsayan, yüzleşmeye dayalı bir geçiş dönemi adaletinin tasarlanması.

Ancak bu şekilde “demokratik siyaset” söylemi, bir ideolojik sopa olmaktan çıkar ve hakikaten barışçıl bir toplumsal sözleşmeye dönüşebilir.

Bugün ihtiyaç duyulan şey, hamasi birlik çağrıları değil; demokratik meşruiyeti olan, karşılıklı güvencelere dayanan ve hukukla çerçevelenmiş bir yeniden kuruluş sürecidir. Mehmet Uçum’un sözleri, kendi içinde birçok çelişki barındırsa da; belki de tam da bu nedenle, mevcut sistemin kendi çıkmazlarını itiraf ettiği bir eşiğe işaret ediyor. Bu eşiği aşmak için ise cesur, akılcı ve toplumsal iradeye dayalı yeni bir sözleşmeye ihtiyaç var.

Belki de Uçum’un da bu süreçte sağlayacağı en büyük katkı, yarattığı enkazı giderebilmek için çabalayan demokrasi sevdalılarına gölge etmemesidir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Dr. Oğan: Deprem sağlığı da vuracak

Sonraki Haber

Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali başladı

Sonraki Haber
Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali başladı

Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali başladı

SON HABERLER

Bir bilgeye vefa kitabı

Hüzne ve umuda dair: Jamal

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Dağın sırrına ihanet: Alevi kutsal mekanlarının istismarı, Düzgün Bawa’da kirlenen toprak

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Demokratik statü, demokratik anayasa

Demokratik statü, demokratik anayasa

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Zulme Karşı Direnmek

Şimdi yön verme vakti

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Yalnız ekonomi mi?

Yeni bir dönem başlıyor

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

Bir milyon dolarlık füze ve kriz

Uyarı yap, pratiğe bak

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

On binlerin yürüyüşü

AKP ile anayasa? 

Yazar: Yeni Yaşam
29 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır