• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
31 Aralık 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Uçurumdan önceki son çıkış-Pakrat Estukyan

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
26 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eskilerin deyimi ‘seçim sath-ı maili’, yeni ifadesi ile eğik düzlemi esasen izafi bir kavram. Aslolan, öznenin bu eğik düzlemin neresinde durduğu. Eğer eğrinin dibindeysen önünde yukarı doğru nefesinin yettiği kadar koşmanı gerektiren zorlu bir yokuş var. Düzlemin tepesinde isen, bu kez de aşağı doğru yuvarlanma riski ile karşı karşıyasın demektir.

31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerine günler kala, tarih boyunca eğrinin dibinden yükselmeye çabalayan sol muhalefet her zaman yaptığı gibi öncelikle umudu büyütüyor. “Bu sefer tamam, bizim devrimiz geldi, yukarılar bizi bekliyor” beklentisini büyütme çabasındaki bir sol muhalif söylem git gide yaygınlaşıyor. Seçime ezeli bir üstünlükle gireceğinden emin sağ ise önünde uzanan ve dibi görünmeyen bayırın başında panik görüntüleri sergiliyor. Kaybedeceği her belediyenin aşağı doğru yuvarlanışını hızlandıracak bir risk olduğunun farkında. ‘Beka meselesi’ tanımı bu farkındalığın ürünü.

Seçime bir hafta kala bu tablo çok daha açık seçik bir netlik kazandı. Cumhur İttifakı’nın Ankara mitinginde Devlet Bahçeli beka meselesinin altını daha net çizmek amacıyla yaklaşan seçimleri ‘uçurumdan önce son çıkış’ olarak tanımladı. Bir anlamda muhalefetin yapamadığını yaptı ve ülkenin uçurumun kenarına geldiğini ilan etmiş oldu.

Bütün sözlerin sabun köpüğü kadar ağırlık taşıdığı seçim ortamında bu söz de gerektiği gibi değerlendirilemedi. Uçurum metaforunun ömrü birkaç saat içinde, ardından gelen diğer seçim haberleri, propaganda gürültüsü arasında silindi gitti. Kimse “Ne yaptınız, nasıl yaptınız da 16-17 yıllık iktidarınızın sonunda ülkeyi uçurumun kıyısına getirdiniz?” diye soramadı. Aynen ne oldu, nasıl oldu da ülkenin bir beka sorunu ile karşı karşıya getirildiğini sorgulamadığı gibi.

Türkiye, meselelerin nedeninin sorgulanmamasının bedelini oldukça ağır ödemiş bir ülke. Herkesin bir kenarından nemalandığı, o yüzden de yanı başında olan biteni görmemeyi yeğleyen bir anlayış, zaman içinde neredeyse bir milli mutabakat atmosferi yarattı. Bu iklimde şişen şişirilen ‘milli’ egodan kendini büyük bütünün içinde tanımlayan herkes nasipleniyor. Ülkenin kuruluş harcından gelen bir özellik bu. “Ne mutlu büyük bütündenim diyene.”

Beka tartışmalarında muhalefet, söz konusu olanın iktidarın bekası olduğunu, ülkenin bekası olmadığını savladı. Iskalanan gerçek ise iktidarın aynı zamanda büyük bütünü temsil ettiği gerçeğiydi. Dolayısı ile imar affından yeşil kartına, tecavüz davasında iyi hal indiriminden kömür yardımına, doğru tartmayan adalet terazisinden soğan, patates ithalatına, Şam’daki Emevi Camii’nde namaz kılma hevesinden IŞİD destekçiliğine, korucu kayırmacılığına, taşeron, ustabaşı, dayı başı sömürüsüne, her türlü denetimden muaf mutlakıyet rejimine kadar bu çarpık düzenle geçinebilenlerin, uyum sağlayanların, yolunu bulanların beka sorunudur sözü edilen.

Ülke olarak uçurumdan önceki son çıkışı belki de çoktan geçtik de Bahçeli bunun farkında değil. O sadece iktidarın, tek adam yönetiminin bekasını dert ediniyor. Siyasi kariyerinde doğa talanından emek sömürüsüne, tarımın, hayvancılığın yok edilmesine dair hayati önemdeki meselelerde söyleyecek sözü olmayan Bahçeli’nin tek derdi ülkeyi uçurumun kenarına getiren düzenin bekasından ibaret. Bu dert onu geçmişte etmedik hakaret bırakmadığı Erdoğan’ın yanında hizalanmaya, stepnesi olmaya kadar getirdi.

Ne tuhaf, II. Dünya Savaşı öncesinde Alman toplumu da uçurumdan önceki son çıkışı atlamıştı. Hitler’in propagandaları ile egosu iyice şişen Almanlar savaş sonrasında havaları sönünce acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldılar. Alman toplumu, düştüğü uçurumdan 15-20 yıl gibi kısa bir sürede toparlanıp çıkmayı başardı. Sanayisini yeniden kurdu ve bir kez daha refah düzeyi yüksek ülkeler arasında yerini aldı.

Uçurumdan önceki son çıkışı kaçırmak belki de sanıldığı kadar kötü değildir. İş, yeniden toparlanmayı bilmekte. Yanlış yolda ilerleyerek doğru hedefe varmak mümkün değil.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Kürt’ün yegâne talebi, iktidar sözcülerinin yeni söylemi

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

DEM Parti İmralı heyetinin Önder Apo ile yaptığı son görüşme 2 Aralık günü gerçekleşti. Neredeyse bir ay önce. Ondan önceki...

Toplumsal apoptozis: Sosyalist mücadele ile erkek egemenliğini öldürmek

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
31 Aralık 2025

Tıbbî-biyolojik bir olgu olarak apoptosizin toplumsal bünyede işler kılınması ancak komünlerle mümkün olacaktır. Kendini tanrı ilan eden iktidarlarla her türlü...

Merkezsiz Ortadoğu’da yeni bir merkez arayışı

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Demokratik entegrasyon; bir toplumun ya da halkın kimliğini inkâr etmeden, onu eritmeden, yok saymadan; tarihini, kültürünü, inancını ve değerlerini tanıyarak,...

Bir yılı geride bırakırken

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
31 Aralık 2025

Yeni bir yıla adım atarken 21. yüzyılın ilk çeyreği de geride kalmış olacak. Geride bıraktığımız yıl özel mülkiyet rejimin içinde...

Süreci sabote etme yasası!

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan partiler raporlarını Meclis başkanlığına sundular. Bu raporlar çok tartışıldı. Kürt sorununu doğrudan...

Açlık sınırında bir asgari ücretle Türkiye ekonomisi nasıl büyür?

Yazar: Heval Elçi
30 Aralık 2025

Yeni asgari ücret açıklandı. Asgari ücrete yapılan artış, asgari ücretli bir işçiyi ve ailesini açlık sınırından kurtaran bir artış olmadığı...

Sonraki Haber

Jacinda Ardern ve afedersiniz Ermeniler-Diren Cevahir Şen

SON HABERLER

Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: Süreç Suriye’ye endekslenmek isteniyor

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

Ramazan Öztürk: Bir fotoğraf savaşı başlatabilir de bitirebilir de

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

Erkek egemenliğine karşı mücadele eden simge bir isim: Mestûre Kurdistanî

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

Dilovası katliamında asıl sorumlular yargılanmıyor

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

HTŞ’nin saldırıları sürüyor: Alevi yurttaşlar gözaltına alındı

Yazar: Bedri Adanır
31 Aralık 2025

4 Ocak mitingine çağrı: Özgürlüğü özgürlüğümüzdür

Yazar: Heval Elçi
31 Aralık 2025

ÖHD’li Hacı Baskak: Uyuşturucu büyüyen bir sektöre dönüştü

Yazar: Aziz Oruç
31 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır