• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ertuğrul Kürkçü

Ufuktaki sınıf mücadeleleri

25 Kasım 2021 Perşembe - 15:50
Kategori: Ertuğrul Kürkçü, Yazarlar
Helalleşmek?

Ertuğrul Kürkçü

Salı akşamı, 1 Türk lirasının uluslararası piyasadaki değeri, 0,07 Euro’nun altına indi ve Ankara, İstanbul ve İzmir’de apansız yoksullaştırılmalarına isyan eden insanlar “Tayyip istifa” çağrılarıyla apansız sokağa çıktılar. Hep olduğu gibi, “her şey bir anda oldu.” Ne sokağa çıkanlar o akşam sokağa çıkacaklarını, ne rejim güvenliği çığın o an kopmaya başlayacağını biliyordu, ama vakanüvisler şimdiden, günlüklerine kaydetmiş olmalıdırlar: Rejimin çöküşü 23 Kasım’da başladı!

Sokaklardakiler henüz yüzlerle sayılabilseler de kendileri gibi düşünen, hisseden milyonların isyanını dile getirdiklerinden kuşku yok. Kuşatıcı ekonomik kriz, farklı toplumsal ve ekonomik koşular altında yaşayan geniş ve heterojen sınıf ve toplulukların yaşantısını hep birden ve derinden etkiliyor; yoksulluk, yoksunluk ve işsizlik kitleselleşiyor ve derinleşiyor. Öte yandan üretim ve ihracatı esasen ithalata dayalı bir ekonominin bu koşullar altında olağanüstü tedbirler olmaksızın genişleyerek yeniden üretimini sürdürmesi, iç talebi karşılaması giderek imkansızlaşıyor. Yokluk ve kıtlık kapıda. Tarım Kredi Kooperatifleri, ve diğer perakende satış şirketleri şimdiden un, yağ, şeker, süt gibi temel gıda satışlarında kota uygulamaya başladılar. Fiyatlama ve tedarikte önlerini göremeyen firmalar peş peşe satış ve üretim durdurma kararları açıklıyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre Eylül 2021’de bin 687 şirket kapandı. Son bir yılda kurulan yeni şirket sayısı yüzde 4, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 15,3, kooperatif sayısı yüzde 18,6 azaldı. 2021 boyunca 10 bin dolayında, yirmi aydır süregiden COVID 19 salgını sürecinde 112 bin 710 küçük işletme kapandı. Bunların bir kriz göstergesi olduğuna kuşku yok. Ancak, Erdoğan’ın parasal politikalarının yol açtığı kargaşalıkların öne çıktığı şimdiki tablo “faiz-döviz” sarmalından ibaret değil. Bu tablonun gerisinde iç içe geçmiş ekonomik, politik, mali ve toplumsal krizlerin bir arada işleyişi var.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararlarıyla TL’nin değer kaybını sistematikleştiren Erdoğan’ın parasal tercihleri, esasen “ahbap çavuş kapitalizmi”ni büyük çoğunluğun yoksullaşması pahasına sürdürme iradesinden kaynaklanıyor. Büyük çoğunluk yoksullaşırken “kârlarını daha da artıran bir sermaye kesimi” var. İktisatçı Prof. Ümit Akçay, “Her ne kadar ithal girdi oranı yüksek olsa da özellikle emek yoğun sektörlerde çalışan ihracatçıların bu süreçten kazançlı çıktığı aşikar,” diyor. “Bunun yanında gıda, tekstil gibi sektörlerin bu süreçten kârlı çıktığı aşikar. Faiz indirimi inşaat sektörü […] için de çok önemli. Çünkü Türkiye’de konut stoku var ve faiz indirimine en çok duyarlı sektörlerden biri inşaat sektörü. Kredi ile borçlanarak konut alabiliyor insanlar. Dolayısıyla satılabilmesi için mevcut konutların, faizlerin düşmesi gerekiyor. Örneğin işçi ücretleri TL ile ödeniyor. Ama dövizle geliri olan ihracatçıları düşününce işçi ücretlerini düşürmenin bir yolu aynı zamanda. TL’deki düşüş sayesinde maliyetleri de düşüyor bu kesimlerin. En azından işçilik maliyetleri.”

Rejimin diğer açmazlarıyla -toplumsal onayın yitirilmesi, uluslararası itibar kaybı, ahlaki ve politik yozlaşma, yönetim krizi- bir arada düşünüldüğünde Erdoğan’ın parasal ve iktisadi politikalarının esasen “2023 hedefleri” -yani Cumhurbaşkanlığını koruma kaygısı- ile tutarlı olduğunu söylemek mümkün. Nitekim Erdoğan’ın “habercisi” Hande Fırat’ın “Cumhurbaşkanlığı kaynakları”ndan aktardığına göre rejimin tek hedefi “büyüme.” “Türkiye ekonomisi, 2021’in ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.7 büyü[müş]. İhracat ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20.2 artışla 20.8 milyar dolar ol[muş]. Ocak-ekim döneminde ise ihracat geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 33.9 artarak 181.8 milyar dolar ol[muş].”

“Büyüme”nin sürdürülebilmesinin can suyu olan işgücü fiyatının sudan ucuz hale getirilmesi, Erdoğan’ın faiz-döviz tercihlerinin otomatik sonuçlarının başında geliyor. Merkez Bankası Başkanı bunun aynı zamanda uluslararası sermayenin “ucuz emek piyasası”na ulaşmak için Çin’e kadar gitmek yerine Türkiye’ye yönelmesi için bir fırsat olduğunu da haber veriyor.

Bu koşullar altında, rejimin bu imkânsız senaryoyu uygulamak, bir yıl içinde peş peşe her çeyrekte rekorlar kırarak büyümeyi sürdürmek için canını dişine takmaktan başka bir çaresi yok. Bunun pratik karşılığı, iktidar blokunun çabalarının 2022-2023 boyunca kendi “çekirdek seçmen tabanı”nı ve kendi sermaye fraksiyonunu tahkim etmeye, bu amaçla bütün kaynakları o yöne sevk etmeye; bu stratejinin finansmanı için bütün gücüyle işçi sınıfının üzerine çökmeye ve siyasi alternatifleri ve diğer muhalefet dinamiklerini kötürümleştirmek üzere seferber etmeye odaklanmasından ibaret. Bilinen klişeyle: “Zam, zulüm, işkence…”

Rejimin bu bağlamda Erdoğan’ın tercihlerinin eseri olan krizin kendisini ve krize gösterilen reaksiyonları -olağanüstü hal de dahil- olağanüstü önlemleri gerekçelendirmek için istismardan ar etmeyeceği aşikâr. O nedenle halk protestolarının su yüzüne çıkmasıyla birlikte iktidar blokunun “engerekleri ve çıyanları”nın artık kargacık burgacık el yazısı “mektuplar” yerine yazıcıdan çıkmış basın açıklamalarıyla “devletin sahibi” olarak zuhur etmeye başlaması hiç şaşırtıcı değil. Restorasyoncu “muhalefet”in, halk protestoları gündeme düşer düşmez geleneksel refleksleriyle toplumsal muhalefetin önünden çekilip, arkasına geçerek “durun, yapmayın” çağrılarıyla bir düzen gücü olarak sahneye fırlaması da şaşırtıcı sayılmaz.

Bir üçüncü kutba işte bunun için ihtiyaç var: Çoklu krizlerin ezilenler kutbundakilerin Erdoğan’ın stratejilerini boşa çıkartan, muhalefetin tabanındakilere ise zihin açıklığı ve cesaret aşılayan çoğulcu ve dinamik bir sivil itaatsizlik taktiğiyle yanıt vermelerini sağlamak için; Kürtlerin kendi kaderlerini tayin taleplerini, Alevilerin hak talepleriyle, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesini, kadınların erkek egemenliğinden özgürlük kavgasıyla birleştirmek için… 2021’i 2023’e götüren yol, toplumsal mücadelelerin ortasından, yeni sınıf mücadelelerinden geçiyor. Bu yoldan geçmeden seçim sandıklarına ulaşılamayacak.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Benjamin’in yüzyıllık acısı

Sonraki Haber

Kadınlar direniyor

Sonraki Haber
200 yaşında bir delikanlı

Kadınlar direniyor

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır