• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Beyza Üstün

Uğraklarda üstü örtülemeyenler: Gerçekler-gerilimler

18 Aralık 2025 Perşembe - 23:00
Kategori: Beyza Üstün, Yazarlar
Devrimde buluşmak

Türkiye’nin kapitalist sistemin taşeronluğunu sürdürme çabaları ile sisteme kendini kanıtlamaya çalıştığı uluslararası hamlelerden 2. Kritik Eşiği COP31’i bir önceki yazıda tartışmaya başlamıştık.

Bu hafta 2026 ve sonrasında Kapitalizmi yapısal krizlerinden çıkış ajandalarına karşı bizlerin tutumunu ve önemini tartışmak istiyorum. Büyük olasılıkla bu tartışmanın detayları birkaç buluşmamızı içine alarak sürecek.

Belêm (COP30) zirvesini izleyen dostlarımız zirvede alternatif tutum alan yerli halkların, sendikaların, topraksız köylülerin, ekoloji örgütlerinin eleştirilerini, resmi zirvenin yapıldığı yeşil alan buluşmaları hariç kararlarını BM COP 31 düzenleyicilerine de dünya halklarına aktardıklarını belirtmişlerdi.  Lula Hükümeti’nin zirveye ev sahipliği yaparken, zirveye katılan ekoloji örgütlerine, yerel halklara sokakları, mekanlarını açması COP30 zirvesinin diğer rutin organizasyonlardan farklılığını ortaya koymakta. Enternasyonal boyutta tüm mücadelelerin kendini açıklamak için yer edindiği zirvenin ekoloji ve yerli halklar için ayrıcalığını, Lula’nın varlığı ve yerli halkların Lula’yla ‘eleştirel dayanışma’ya dayalı tutumlarından kaynaklandığı yadsınamaz. Lula’nın ve temsil ettiği siyasetin antikapitalist olmadığı bilinse de sosyalist bir tutumu kendilerinden beklemenin anlamsızlığına rağmen gerçek şu ki zirve güven ortamında, eleştirel tutumları gözeten, destekleyen, katılımcılığı fiili hayata geçiren, dahası sokakları renklendirerek, şarkıların, dansların eşliğinde şölene dönüştüren bir şekilde sürmesinin nedeni Lula’nın varlığı. Türkiye’de bunun olabileceğini beklemek ya da yapılabileceğini varsaymak mümkün değil.

Gerçek şu ki; COP 31 ve sonrasında sürecin tahakküm ajandasına karşı duruşumuz, birlikte tutumumuz ise sistemin bu coğrafyada planladıklarının “başarılı” olup olmayacağını belirleyecek.

2026’ya doğru giderken, Türkiye ve Ortadoğu’da iki politik süreci birlikte yaşayacağız. Bu durum sorumluluğumuzu da gerçekleri göz ardı etmeden birlikte yürütmemiz gerektiğini, politik tutumuzu daha da önemli yapmakta. Yaşamakta olduğumuz/yaşayacağımız her iki politik süreç de Kapitalist sistemin stratejilerini yaşama geçirmek için yakaladığı stratejik uğraklar. COP31 süreci ile Barış’ın Demokratik toplumun İnşası bu coğrafyada eş zamanlı yürütülecek. Bunu unutmamız ve her iki sürecin de kapitalist sistem için bulunmaz fırsat olduğunu göz ardı etmememiz gerekmekte.

COP 31, Antalya ve İstanbul zirvelerine karşı ekoloji örgütlerinin, kadın ve emek örgütlerinin, siyasi partilerin, özgür bir yaşam için politik tutum alan hepimizin nasıl karşılayacağımız, nasıl tutum alacağımız ajandanın gidişatını belirleyecek. Ekoloji politik perspektifle yapılacaklar, ortaklaştığımız politik tutum Ajandalarının planlamasını hızlandırabileceği gibi ters yüz de edebileceğini unutmamız gerek. Yıllardır belleklerde birikenler, deneyimler öznenin kim olduğunu da politik tutumun bu sürecin güvencesi olduğunu da göstermekte. Patriyarkanın tüm sistemlerinin ajandasını alaşağı edecek olan da, yaşamın özgürlüğünü kuracak, koruyacak olan da bizleriz. Bu durumun hepimize daha fazla sorumluluk yüklediği de çok açık.

Ortadoğu’da ise siyaset yeniden şekilleniyor, savaşların ardından demokrasinin, özgürleşmenin inşası sürmekte. Tanımlamasını net olarak yapamasak da Barış ve Demokratik Toplum çağrısıyla birlikte sürdürülen Süreç ile Türkiye’de, demokratikleşmeye geçiş stratejileriyle Ortadoğu’da siyasi rejimlerin iskeleti yeniden kuruluyor.

Bir yanı ile kapitalist sistemin kararlarını meşrulaştırdığı uğraklardan biri Türkiye- Avusturya denklemi ile COP31’le bu coğrafyada aktive oluyor. Diğer yandan barış süreci Türkiye ve Ortadoğu’da kapitalist sistemin ataklarını hızlandıracak anları, süreçleri içinde barındırıyor. Kapitalizm iki süreci de kendini yeniden üretileceği sistematiğe çevirmek için hazırlıklarını sürdürüyor.

Türkiye 28. COP zirvesinden beri yürüttüğü 31’e ev sahipliği yapma hevesine bu denli kolay ulaşmasının nedeni Ortadoğu’da yeniden kurulmaya çalışılan siyasi hamlelerin, savaş- barış ekseninde girdiği jeopolitik yeri büyük olasılıkla. Böylece kapitalist sistem BM uluslararası zirveleri ile yaygınlaştırdığı, meşrulaştırdığı stratejik sermaye alanlarını Türkiye ve içinde bulunduğu tüm Ortadoğu coğrafyasında uygulamaya hızla sokmuş olacak, Türkiye’de kapitalist sistemin taşeronluğuna soyunan siyasi iktidar ise bu konuda oldukça deneyimli. 5. Dünya Su Forumu’nun ardından yeni sermaye alanı suyun ticarileştirilmesini hamlesiyle suların neredeyse tamamını şirketlerin sermaye birikimine sokarak, su havzalarını kapitalist sistemin neo-politikaları (yeşil mutabakatlarla) enerji, maden inşaat şirketlerinin bütünleşik paylaşımına sokarak hem sisteme karşı rüştünü ispatladı hem de kendi deyimiyle deneyim kazandı.

2026 yılında kapitalistler tüm paydaşlarıyla bir kez daha sahne alacak bu coğrafyada. İklim krizini önleme iddiasını bu coğrafyada yeşil ekonominin tüm ayraçlarını yaşama sokmanın, fosil üretimlerle- yenilenebilir olduğu iddia edilen üretimlerin çıktılarını emisyon borsalarında sıfıra sürükleyen sistemi güçlendirerek gasp edecekler yaşamı ve yaşam alanlarını. Halen sürdürmekte oldukları, bölgede yürüttükleri hegemonya Barış’ın inşasının, COP31 zirvesinin hedefleri ile katlanarak sürecek. Kapitalist sistem her iki süreci birlikte fırsata çevirmeye hazırlanmakta. Sömürü ve hegemonya bu bölgede 2026 ve sonrasında daha şiddetli yaşanacak, ne denli ‘başarılı’ olurlarsa o denli.

En büyük gerilim alanları ise bu sürecin şiddeti ve baskısı altında rızalarla, uyumlarla açığa çıkacak. Bizler yaşamı özgürleştirmek için bir arada olan tüm örgütler için önümüzdeki günler önemli bir eşik. Politik tutumumuz sürecin işleme şiddetini ve yönünü de belirleyecek. Hepimizin ortaklaştığı temel perspektiften bakıldığında önümüzdeki döneme ait umudu da endişeyi de iç içe barındırıyor Süreç, şimdilik.

Bir sonraki yazıda olası ayrılıkların, politik tutum açmazlarının yaratacağı gerilim alanlarını tartışmak üzere…

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Nereden başlamalı?

Sonraki Haber

Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Sonraki Haber
Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Nazım, Cihan ve 'Sosyalizm'

SON HABERLER

DEM Parti’den TFF’ye çağrı: Cezai yaptırım ağırlaştırılmalı

DEM Parti’den TFF’ye çağrı: Cezai yaptırım ağırlaştırılmalı

Yazar: Yeni Yaşam
19 Aralık 2025

Barış ve Demokratik Toplum stratejisi

Barış ve Demokratik Toplum stratejisi

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

Sürgün yollarında aşk ve ölüm

Sürgün yollarında aşk ve ölüm

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

‘Kara Maraş’la yüzleşmek

‘Kara Maraş’la yüzleşmek

Yazar: Yeni Yaşam
18 Aralık 2025

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Nazım, Cihan ve ‘Sosyalizm’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
18 Aralık 2025

Devrimde buluşmak

Uğraklarda üstü örtülemeyenler: Gerçekler-gerilimler

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır