• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Veli Saçılık

Ulu-Saraycılar

17 Ekim 2022 Pazartesi - 00:00
Kategori: Veli Saçılık, Yazarlar
Sigortacı Süleyman’ın bütçesi

Kamuoyunda “ulusalcı” olarak bilenen, AKP’nin ezeli düşmanı zannedilen şahısların birer, ikişer yengeç misali yanlayarak, Saray’ın sepetine düştüklerine şahit oluyoruz. Bizim için bu transferler çok şaşırtıcı olmasa da muhalefet, seçmeninin genelinde şaşkınlık ve infial duygusu uyandırıyor. Bu tür Saray’a kapaklanma haberleri sonrası “döneklik, şahsi çıkar ya da özel hayattaki bazı açıklar” şeklinde duruma izahatlar getiriliyor. Halbuki olan biten şey tekil bir mesele değil, tamamen ideolojik. Saray’a kapaklanan ulusağcıların karakter bozukluğu gerçeğin sadece küçük bir parçası. D. Perinçek, M. Feyzioğlu, H. Cevizoğlu, M. Ali Çelebi, Ü. Kocasakal ve “eski devletin” kalantor bütün aparatları Saray rejiminin bir parçası olurken sadece ikamet değişikliği yaptıklarını, geçmişteki siyasi çizgilerini olduğu gibi muhafaza ettiklerini ısrarla söylüyorlar. Perinçek, “Biz değişmedik, AKP bizim çizgimize geldi” derken eski devlet ve yeni devlet çatışmasının “devlet masası” kurularak çözüme kavuşturulduğunu itiraf ediyor.

Sistem muhalefeti tarafından “geleceğin genelkurmay başkanı” olarak görülen pilot M. Ali Çelebi, Saraya iniş yapmak üzere alçalışa geçtiği günden beri döneklik ve ihanet ile suçlanıyor. İhanet suçlaması nedeniyle M. Ali Çelebi iki defa Saray pistine iniş yapamadan pas geçmek zorunda kaldı. M. Ali Çelebi üçüncü alçalışında nihayet başarıyla Saray’a iniş yaptı. Döneklik suçlamalarına ateş püsküren Çelebi, “terörle mücadele eden Saray’ın yanında olmaktan onur duyacağını” ısrarla tekrarladı. Neticede bu tartışmanın mağlubu Çelebi değil, Çelebi gibi basit bir kurşun askerden kahraman yaratma peşinde koşanlar oldu.

Ulusağcıların AKP’ye düşmanlığının başlıca sebepleri; askeri statükoya müdahale, devlet ideolojisinin din referanslı liberalize edilmesi ve Kürt sorununda şiddet dışı “çözüm” arayışlarıydı. Bu başlıkların hepsinde AKP’nin samimiyetsiz olduğu bilinse de çatışma kaçınılmazdı. Ortadoğu’da yürütülen alt-emperyalist politikalar dinin araçsallaştırılması ihtiyacını arttırdı. Geçmişte Yusuf Akçura tarafından formüle edilen “Üç tarz-ı siyaset: Osmanlıcılık-İslamcılık-Türkçülük” eski-yeni devlet çatışmasının uzlaşma noktası olarak çatışmayı öteledi. Perinçek, Feyzioğlu, Çelebi ve benzerlerinin genlerinde var olan üç tarz-ı siyasete balıklama atlamaları bir döneklik hikayesinden ziyade Türkçü ve siyasal İslamcıların aynı tornanın mamülü olmalarıyla açıklanabilir.

Türkçülerin siyasal İslamcıya, siyasal İslamcıların Türkçüye dönüşmeleri fantastik bir dönüşüm gibi görünse de Türk egemen devlet siyasetinde her yirmi beş yılda bir görülen bir olgu. “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman” olmak İttihat Terakki ve Hürriyet İtilaf taraftarlarının buluşma noktası. 12 Eylül 1980 faşist darbesi öncesi “komünizm tehlikesi”ne karşı Milliyetçi Cephe kuran bu iki eğilim, 1980 sonrası “Kürt tehlikesi”ne karşı tekrar bir yakınlaşma içine girdiler. 6-8 Ekim Kobanê ayaklanması, Rojava’da Kürtlerin elde ettiği statü karşısında panikleyen Türk-İslamcılar ile İslamcı Türkçüler hızla yeni bir M.C. kurma ihtiyacı hissettiler. Perinçek’in işaret fişeğini yaktığı, ardından “anlı-şanlı” ulusağcıların Saray’da buluştuğu olay dizisi (ayrıntılara girmezsek) böyle başladı.

Otokrasi severlik, özgürlük düşmanlığı, insan haklarından nefret Saray rejimini oluşturan her iki kanadın da ortak özelliği. Kürt hareketi, devrimciler, demokratlar, kadın hakları savunucuları Türk-İslamcıların ortak düşmanı. Sol siyasetten aşırdıkları antiemperyalizm vb. sözcükler kendi faşist propagandalarını süslemek açısından gayet işlevsel. ABD ve AB, Kürtler ve insan hakları lehine birkaç kelam ettiği takdirde emperyalist, tank-top-F16 tedarik ettiği ölçüde “stratejik ortak” olarak adlandırmak en iyi bildikleri politik manevra alanı. Antiemperyalizm sözcüğü, Kürt düşmanlığının geniş bir zemine yayılması açısından kilit öneme sahip. NATO’nun üyesi olmak ve hatta NATO ordusundan maaş almak “antiemperyalist” olmaya engel değil (!) Kürtlerin ulusal hak ve hukuklarını savunan herkes terörist ve emperyalizmin işbirlikçisi (!)

Bu kadar oynak bir zeminde politika yapan ve “devletin bekası” gereği Saray’a kapaklanan ulusağcılar için geri sayım kaçınılmaz görünüyor. Saray rejimi çöktüğü durumda ele geçirdikleri devlet aygıtlarıyla iktidarda söz sahibi olacaklarını düşünseler de önümüzdeki seçim süreci birçok açıdan tayin edici olacak. Demokrasi güçleri, Saray rejimini yenilgiye uğrattığı ölçüde güç kazanacak. Saray rejimi kazansa bile demokrasi mücadelesi her koşulda devam edecek. İktidar ve ikbal peşinde koşan ulusağcılar ise ya AKP ile birlikte seçim mağlubiyetine uğrayacaklar ya da “temas mutlak” askeri terimine uygun şekilde Saray entrikalarının kurbanı olmaktan kurtulamayacaklar.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Hapishanelerde infazlar nasıl yakılıyor?

Sonraki Haber

Hayal aleminde yaşayarak özgürlükçü olunmaz

Sonraki Haber
Diriliş ve direniş bayramı Newroz: Hoş geldin

Hayal aleminde yaşayarak özgürlükçü olunmaz

SON HABERLER

Silahlı saldırıya uğrayan eczacı yaşamını yitirdi

Silahlı saldırıya uğrayan eczacı yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

PKK’nin ateşkes kararına rağmen Türkiye’nin saldırıları sürüyor

PKK’nin ateşkes kararına rağmen Türkiye’nin saldırıları sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

Werîşe Muradî’den mektup: Mücadelemiz tüm insanlık adınadır

Werîşe Muradi’nin aile üyeleri tehdit ediliyor

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

Ankara ve İzmir’de iki kadın katledildi

Kadın katliamı davasında savcı ağırlaştırılmış müebbet istedi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

Zayıflama iğneleri görme kaybına mı yol açıyor?

Zayıflama iğneleri görme kaybına mı yol açıyor?

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

IHRNGO: 1 Ekim’den beri en az bin 20 kişinin idam edildi

IHRNGO: 1 Ekim’den beri en az bin 20 kişinin idam edildi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

AYM ‘örgüt adına suç işleme’ maddesine ikinci kez iptal etti

AYM: Mektuplara el konulmasının demokratik toplumda yeri yok

Yazar: Yeni Yaşam
10 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır