‘Göründüğü gibi değil’ temasıyla düzenlenen Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde 30 ülkeden 85 film yer aldı. Koordinatör Buğçe Çalışkan, ‘Her alanda olduğu gibi sanatta da kadının gücü vardır’ dedi
Kadın Yönetmenler Derneği tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali, “Göründüğü gibi değil” temasıyla 5 Mayıs Pazartesi günü İzmir’de başladı. Festival, bu yıl Fransa, Portekiz, İngiltere, İran, Belçika, Mısır ve Sırbistan gibi ülkelerdeki 8 festival ile iş birliği yaptı. Yarın (10 Mayıs) sona erecek olan festivale, İran, İspanya, İtalya ve Amerika başta olmak üzere 67 ülkeden toplam 475 başvuru yapıldı, 30 ülkeden 85 film yer aldı. Filmlerin 35’i dünya prömiyerini yaparken, 57’si Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi.
Festivalin Direktörü Gülten Taranç, festivalin tanıtım yüzü ve Ulusal Koordinatörü olan Buğçe Çalışkan ile konuştuk.
‘Giderek büyüyoruz’
Festivalin ‘Göründüğü gibi değil’ temasıyla yapıldığının altını çizen Gülten Taranç, “Artık hakikaten hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ne mevsimler ne de insan ilişkileri. O nedenle bu temayı bulduk. Yaptığımız iş hiç göründüğü gibi değil. Bu slogan da böyle doğdu. İlk yılımızda hafta olarak başladık, 3’üncü yılımızda festival, pandemide uluslararası festival olduk. Bu anlamda git gide büyüdüğümüzü görebiliyorum” diye belirtti.
Dayanışmanın önemi
Tüm sıkıntılara rağmen 50 kişilik bir ekip kurduklarını aktaran Gülten Taranç, “Ekibimizde öğrencilerin olması çok önemli. Burası aynı zamanda bir eğitim sahası. Onları yetiştirmeye ve onlara bildiklerimizi öğretemeye çalıştığımız bir süreç yaşıyoruz. 8 uluslararası festival ortağımız var. Onlarla birlikte elimizdeki filmleri yurt dışına gönderiyoruz. Bu da kadın dayanışması adına önemli” ifadelerini kullandı.
Uluslararası festivaller
Sinema yazarı ve görüntü yönetmeni Hayri Çölaşan’ın “2023 Yılı Film Festivalleri Değerlendirmesi’” raporunda Türkiye’nin en büyük 2’inci festivali seçilen festivalin, geçtiğimiz yıl genel festivaller kategorisinden çıkartıldığını aktaran Gülten Taranç, sadece kadınların oluşturduğu ve kadınların katıldığı bir festival olduğu için uluslararası listeden kaldırılıp, kadın filmleri başlığı altında değerlendirilmeye alındığını söyledi. Orta Asya’dan da festivale katılımcıların olduğun dile getiren Güler Taranç, 5 kıtadan başvuru aldıklarını kaydetti. Her yıl 35 ila 50 dünya prömiyeri yaptıklarını belirten Gülten Taranç, “Kadınların prömiyerlerini yapacak bir yer bulmaları sadece Türkiye için değil dünya için bir ihtiyaç” dedi.
‘Kadın emeğini görünür kılıyoruz’
Festivalin Ulusal Koordinatörü Buğçe Çalışkan da, ulusal ve uluslararası birçok konuğun festivale katıldığını söyledi. Kadın bakış açısıyla her konuya önem verdiklerini dile getiren Buğçe Çalışkan, şöyle devam etti: “Özellikle çevre, iklim ve kadın-erkek ilişkileri ön planda. Festivale katılan herkes önümüzdeki sene nasıl katılabileceğini öğrenmek istiyor. Festivalimizin sürdürülebilirliği için bu çok önemli. 5’inci yıldan itibaren başvurularda artışlar oldu. Festival ekibimiz ve atölyelerimiz büyüdü, genişledi. Farklı farklı atölyeler vermeye çalışıyoruz. ‘İzmir’den karakter yaratmak’ diye bir atölyemiz var. Bu hafta da devam ediyor. Bize güvenen kadın yönetmenler çoğaldı. Bu mutluluk verici. 35 kadın yönetmen ilk kez dünyada filmlerini festivalimizde izleyiciyle buluşturdu. Atölyelerimizde yazdıkları senaryoların filmini yapanlar oluyor. Onların haberlerini alıyoruz. Festivalin en önemli yanı emeği görünür kılmasıdır. Bir geleneğimiz var. Ulusal koordinatör her sene festivalin afiş yüzü oluyor. Bu sene de ben afiş yüzü oldum. Bundan sonra da bu böyle devam edecek. Fotoğraftaki pozum kadın gücünü temsil ediyor. Her alanda olduğu gibi sanatta da kadının gücü vardır.”
Haber: Uğurcan Boztaş / MA