Kuzey ve Doğu Suriye’de tutuklu bulunan binlerce IŞİD’li ve ailelerinin durumu hala belirsizliğini koruyor. Özerk yönetimden yetkililer ve hukukçular, uluslararası bir mahkeme kurulması önerisinde bulundu
Dünyanın en tehlikeli örgütü IŞİD’le mücadelede Kuzey ve Doğu Suriye halkı, tüm dünyanın yerine sorumluluk üstlendi. IŞİD’in bölgedeki işgal varlığı tamamen sona erdirilse de ideolojik tabanı ve uyuyan hücre yapılanmalarıyla mücadele devam ediyor. IŞİD’in tamamen bitirilmesi ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) tutukladığı yabancı uyruklu IŞİD’lilerin yargılanması için görev sırası şimdi uluslararası toplumda. DSG ve öncesinde de YPG-YPJ savaşçıları tarafından verilen mücadelede, Kuzey ve Doğu Suriye’deki kurtarma hamlelerinde yüzlerce IŞİD’li tutuklandı. DSG Genel Komutanlığı, IŞİD’e karşı kazanılan zaferin ilan edildiği törende yaptığı açıklamada, tüm halklardan 11 bin savaşçının yaşamını yitirdiğini, 21 bin savaşçının ise yaralı ve gazi olduğunu belirtmişti.
50 ülkeden bin militan
DSG ve Özerk Yönetim’in cezaevlerinde şimdi 50 farklı ülkenin vatandaşı olan binlerce IŞİD’li bulunuyor. Bunlarla beraber Özerk Yönetim’e ait kamplarda ise IŞİD’li kadın ve çocuklar olmak üzere 12 bin kişi bulunuyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, 25 Mart günü düzenlediği basın toplantısında tutuklu IŞİD’lilerin bölgede yargılanması için uluslararası bir mahkeme kurulmasına destek amacıyla uluslararası topluma çağrı yapmıştı. Açıklamanın ardından Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Bürosu, uluslararası mahkeme için, tutuklu IŞİD’lilerin vatandaşı olduğu ülkelerle temasa geçti.
‘Beraber bitirelim’
Konu hakkında Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Bürosu Yürütme Kurulu Üyesi Senaa Deham, uluslararası yetkiye sahip mahkeme için şunları söyledi: “IŞİD çeteleri bölge halklarına yönelik birçok katliam ve zulüm yaptı. Bu yüzden çeteler bu topraklarda yargılanmalı. Özerk Yönetim olarak uluslararası mahkeme kuruluşu çağrısının ardından uluslararası koalisyon ve Avrupa ülkeleri ile irtibata geçtik. IŞİD’e karşı ortak mücadele ettik, IŞİD meselesini tam olarak bitirmek için de beraber çalışmalıyız.” Senaa Deham, kamplarda kalan IŞİD’li kadın ve çocukların ülkelerine iadelerinin reddedildiğini söyledi ve “Kararı doğru bulmuyoruz. Bu kişilerin şiddetçi fikirlerden arındırılması için farklı görüşmeler gerçekleştirmek gerekiyor” diye konuştu.
‘Talep yasal ve meşru’
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan hukukçu Xalid Sefdin Umer de tutuklu IŞİD’lilerin yargılanması için uluslararası mahkeme talebinin yasal ve meşru olduğuna dikkat çekerek, “IŞİD çeteleri Kuzey ve Doğu Suriye’de insanlık suçları işledi. Çetelerin bu topraklarda yargılanması talebi, bu yüzden uluslararası hukuka uygundur” dedi.
‘Destek sağlanmalı’
Umer, uluslararası mahkemenin kurulması durumunda, IŞİD’lilerin vatandaşı olduğu ülkelerin sorumluluk üstlenip mahkemeyi tanıması gerektiğini, yargılamanın yıllar sürebileceği göz önünde bulundurarak söz konusu ülkelerin finansman anlamında da destek sorumluluğu bulunduğunu belirtti. Xalid Sêfdîn Umer, son olarak Kuzey ve Doğu Suriye’de yarattığı tahribattan dolayı IŞİD’lilerin vatandaşı olduğu ülkelerin, oluşan maddi zararı da karşılaması gerektiğini söyledi.
DIŞ HABERLER