Türkiye genelinde yaklaşık altmış beş ilde zirai don yaşandı. Altmış beş ilin otuz altısında tahribat çok yüksek.
Yaşanan zirai don felaketinin etkilediği yörelerin üreticileri ailelerini nasıl geçindirecek? Rızkını nereden temin edecek? Bu sorun hala orta yerde duruyor.
Yani çiftçiler donmuş vaziyette. Çiftçilerin zirai dona bağlı sorunları giderilebilse bile, ancak kendi donmuşluk halleri eriyecek ve çözülecek. Ya artan, artacak olan fiyatlar sonucunda halkın gıdaya erişimi nasıl olacak?
Yönetenler, “yaralar sarılacak” diyor. Bu tür söylemler, bilindiği üzere, bugüne kadar yaşanan her felaketin ardından söylenegelindi. Bu vaatlerin canlı tanıkları olarak halen yaşıyoruz. Hayattayız. Ne olduğunu, ne olmadığını biliyoruz(!)
Velev ki üreticilerin zararları karşılandı. Çiftçilerin sorunları çözülecek mi? Hayır! Zirai donun yarattığı tahribat bugünden yarına ve sadece parayla onarılacak cinsten değil ki. Çünkü tahrip olan varlıklar canlı. Özellikle zarar gören çok yıllık bitkilerin kendilerini onarmaları bizim istediğimiz zaman zarfında olmaz, doğal yaşamlarına uygun zamanda gerçekleşir. Yani yeniden verim verebilmeleri/verime yatmaları, oluşan tahribatı onarma kabiliyetinin gerektirdiği süreye bağlı.
Bir başka durum da çiftçilerin bir sonraki sezon için üretime devamını sağlayacak işletme sermayesine, nasıl ve ne şekilde erişeceği, hangi koşullarda edineceği ile ilgilidir. Daha da önemlisi, önümüzdeki üretim sezonunda çiftçiler yeterli ürün arzını sağlayabilecek mi? Nasıl, hangi politikalarla?
Çiftçiler şimdi kendi geçim derdine düşmüş durumda. Borç, harç ne olacak kaygısı dorukta. Yani yaşam gailesi derdindeler. Ancak ürün arzının devamlılığını sağlamak sadece çiftçilerin mesuliyetinde değil. Herkesin, hepimizin sorumluluğunda bir memleket meselesi! Soruna böyle yaklaşırsak ancak beslenme sorununun üstesinden gelebiliriz. Yoksa yaşamımız, beslenmemiz, yalnızca sekteye uğramaz, öyle bir tökezleriz ki memleket olarak kafa üstü çakılırız alimallah.
Tüketiciler donacak
Tahribatın yüksek olduğu otuz altı ilden bağ-bahçe ürün arzı, nerdeyse olmayacak. Diğer yaklaşık otuz ilde ürün arzı az da olsa olacak, ama arz edilen ürünler yaraya merhem olmayacak. Pazara sunulacak olan ürün yetersizliği fiyatları yükseltecek. Zaten karpuzu dilimle alan, domatesi tane ile alan vatandaşın gıdaya erişimi ihtimali büsbütün azalacak. Birçok meyvenin seyretmesi parayla olmazsa tüketici ancak seyredebilecek. Düşük fiyata ürün ithal etme ihtimali olduğu söylense de bu olasılık çok zayıf. Varsayalım ki başka ülkelerden düşük fiyata ürün bulundu. Bizdeki dövizin roketlenmiş haliyle ithal edilecek olan ürünü düşük fiyata tüketiciye arz etmek mümkün olur mu?
Şimdiye kadar ithal edilen tarımsal ürünlere tüketiciler düşük fiyata erişebildi mi? Hayır! Genelde ürün fiyatları konusunda şimdi ve yakın gelecekte iyimser bir hava yok. Ama kaygı çok.
Özcesi içinde bulunduğumuz ahval, bize beslenme sorunumuzun çok büyük ve ertelenemez olduğunu, önceliğimizin tarımsal üretimin devamlılığını sağlamaktan geçtiğini en yüksek perdeden haykırıyor! Kulak veren olacak mı, hep birlikte göreceğiz.
Ne yapmalı?
Afet yaşandıktan sonra zararın sigorta tarafından karşılatılması ile çiftçilerin ağzına bir parmak bal çalma babında afet yardımı adı altında verilen destekler ile halkın beslenme bekâsı sağlanamadığını defalarca deneyimledik. Bu politikaların üretimin devamlılığını garanti altına almadığını gördük. Mevcut tarımsal destek politikalarıyla olsa olsa çiftçiler üzerinden sigorta şirketlerine para aktarma yapılır.
Esas olan tarımsal üretimin doğaya bağımlılığını azaltmaktır. Bunun için zarar oluştuktan sonra çiftçiyi desteklemek ve sigorta şirketine ait prim subvansiyonu yapmak yerine, o paralarla afeti önleme amaçlı;
– Dondan koruyacak şekilde çiftçileri mekanizasyonla donatmak,
– Tarım sektörüne zarar verecek, afetlere neden olacak uygulamalardan vazgeçmek,
– Afetlerden koruyacak yapısal yatırımlar yapmak esas olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, halkın mide guruldamasını yönetenlerin “yaralar sarılacak” sözleri durduramaz. Üretimin devamlılığıyla elde edilecek ürün arzının sürekliliğini garanti etmek midelerin gurultusunu dindirebilir ancak.