Urfa Barosu, 2019 yılında taciz ve tecavüze uğrayan 733 çocuk için avukat görevlendirdiğini açıkladı. Baro’dan Halil Güneş durumu ‘dehşet verici’ olarak nitelerken, Melis Can Güneş ise cezasızlık politikalarını eleştirerek yargı kararlarına dikkat çekti
Urfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, 2019 yılı içerisinde kentte 782 tecavüz ve istismar vakası nedeniyle müdafi avukat ataması yapıldığını, bunların 733’ünün 4 ile 18 yaş aralığında çocuk olduğunu kaydetti. Tecavüz ve istismara maruz kalanların 570’inin kız çocuğu, 163’ünün ise erkek çocuğu olduğunu belirten komisyon, aynı dönemde 18 ile 25 yaş aralığında 44 kadın ve 2 erkeğin, 25 yaş üstü ise 3 kişinin tecavüze maruz kaldığını aktardı.
Urfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Halil Güneş, istismar ve tecavüz kavramalarının ayırt edilmesi gerektiğini belirterek, istismarın çocuğa karşı yapılan ve çocuğun kötü hissetmesine neden olan hareket anlamı taşıdığını, çocuk üzerinden haz amaçlı yapılanın ise tecavüz olduğunu söyledi. Dünya ve Türkiye Anayasası’nda konuyla ilgili mevcut cezaları hatırlatan Güneş, buna rağmen vakaların sürmesini “Dehşet verici” olduğunu ifade etti. Verilerin kısmi olarak elde edildiğini ve benzer olayların örtbas edildiğini dile getiren Güneş, vakaların sessiz bir şekilde kapatıldığına değindi.
Ortaya çıkarılması engellendi
Bölgede çocuk istismarı ve tecavüzün yaygınlaştığına dikkat çeken Güneş, “Bu bir politikanın sonucudur. Çocuğun tecavüz ve istismar edilmesinde ülkenin eğitim durumu ve ekonomisi etkilidir. Tecavüz ve istismar vakalarını rehberlik hocaları ortaya çıkarıyordu. Ama iktidar jet hızı ile kanun getirerek, rehber hocaların sınıfını, statüsünü, sıfatını değiştirdi. Rehber öğretmenlerin bu tür vakaları ortaya çıkarmalarının önünü kestiler. Bu şekilde suçun ortaya çıkmasını engelliyorlar. Ama Anayasa’da bu suçu bildirmeyenlere yönelik cezalar mevcuttur. Bir doktorun, bir öğretmenin, bir kamu görevlisinin bu suçu bildirmemesinin cezası var. Ama bunu bir şekilde bertaraf ettiler. Cezalar uygulanmıyor. Bu suçu işleyenler mahkeme salonlarına takım elbise giyerek geldiklerinde, cezalarında indirime gidiliyor” dedi.
‘Düzene aykırı’ cevabı!
İstismar ve tecavüze ilişkin okullarda düzenlemek istedikleri seminer için yaptıkları başvuruların, Urfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Kamu düzenine aykırı” gerekçesiyle reddedildiğini aktaran Güneş, “Amacımız çocuğa ulaşarak, farkındalık yaratıp, bu olayların bitmesini sağlamaktı. Bu konuyla ilgili çalışmaları sorduğumuzda ‘var’ diyorlar. Ama şimdiye kadar görmedik. Bölgede yaşanan bu tür vakalar, karşılıklı uzlaşıya gidilerek çözülmeye çalışılıyor” diye belirtti.
5 fail de bırakıldı
Komisyon üyesi Avukat Melis Can Güneş de, tecavüz ve istismar vakalarında cezasızlık politikalarına, 5 Şubat’ta Ceylanpınar’da 4 çocuğa tecavüz ederek fuhuşa zorlayan 5 kişinin tahliye edilmesini hatırlatarak dikkat çekti. Güneş, suçun sabit olmasına rağmen mahkemenin tahliye kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Dosyaya müdahil olma taleplerinin de, “Zarar görmedikleri” gerekçesiyle reddedildiğini söyleyen Melis Can Güneş, “Çocuklara karşı işlenen suç sabitti. 4 sanık ifadelerinde suçu itiraf etmişler. Mahkemeye çıkarılan sanıklar ‘biz işkence altında bu ifadeleri verdik’ demeleri üzerine, mahkeme 4 kişiyi de tahliye etti. Mahkemenin tahliye kararı hukuka aykırıdır. 2018 tarihinde yaşanan bu olaya ilişkin, çocuklarla ilgili herhangi bir araştırma yapılmayıp bir rapor dahi hazırlanmamış” diye konuştu.
‘Müslümanım’ diyene tahliye
Sanıkların, “Ben Müslümanım asla böyle bir şey yapmam” diyerek talepte bulunmaları üzerine tahliye edildiklerini vurgulayan Avukat Melis Can Güneş, şunları söyledi: “Mahkemeler; STÖ’leri, baroları, kurum ve kuruluşları davalardan uzak tutarak, müdahillik talebimizi reddediyor. Bu tahliyeler, bölgedeki mahkemelerin tutumunu gösteriyor. Mahkemelerin sanıkları tahliye etmesi, erk zihniyeti güçlendirerek kişileri bu suça teşvik ediyor. Bizleri her ne kadar mahkeme salonlarından uzak tutmaya çalışsalar da biz bu dosyaların takipçisi olmaya devam edeceğiz.”