Urfa’da 2004 yılında kurulan Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği, 15.yılında çalışmalarına son hız devam ediyor. Derneğin kurucu üyesi Sevinç Özipek, ‘Kadına yönelik her türlü saldırı karşısında durmak bizim varoluş amacımız’ dedi
Urfa’daki Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği, kadınların sosyal, hukuksal, siyasal her alanda var olmasını sağlamak amacıyla 2004 yılında kuruldu. Kadın bilincini yükseltmek, kadının kendi öz iradesini açığa çıkarıp kendini ifade edebilmesini sağlamak amacıyla 15 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği Kurucu üyesi Sevinç Özipek, derneği ve çalışmalarını anlattı.
3 yılda 700 kadın
Kadınlarla yaptıkları sohbetlerde ve mahalle çalışmalarında kadınların psikolojik desteğe ihtiyaçları olduğunu fark ettiklerini anlatan Özipek, bunu bağımsız bir kadın derneğinin yapmasının önemli olduğunu kaydetti. Dernek olarak yaklaşık iki yıl psikolojik, hukuksal destek çalışmaları yürüttüklerini dile getiren Özipek, “Bu bizim çok fazla sahaya hakim olmamızı sağladı. Her kesimden kadın geldi. Urfa kapalı bir kutu gibi ve çok ciddi ihtiyaç var. Bizim proje bazında geliştirdiğimiz bu çalışma sonucu üç yıllık bir süre zarfında 600-700 kadın başvuru yaptı. Ensest, küçük yaşta evlilikler, mevsimlik tarım işçiliği ve belli vakalar çok yoğundu. Biz tespit ettiğimiz bu noktalara öncelik verdik” dedi.
Kooperatif kurdular
Aynı ihtiyacın kadın istihdamına dönük bir model oluşturma fikrini de beraberinde getirdiğini dile getiren Özipek, “2011’de yürüttüğümüz çalışma sonucu Avrupa Birliği projesi olan ‘Kadın kileri’ projesini yazdım. Yaklaşık bir yıl süren çalışmaya 40 kadın katılmıştı. Kadınlarla sahada bilinçlendirme çalışmaları, güçlendirme eğitimleri, psikolojik ve hukuksal destek sağladık. Proje bittikten sonra bu projeyi sürdürmeliyiz diye düşünerek Mezopotamya Kadın Kooperatifini oluşturduk. Kadınlar 4 yıl boyunca ciddi anlamda mücadele verdi. Ürünlerini kendileri satıp kendileri kazanıyor” diye belirtti.
‘Engellensek de çalışıyoruz’
Sivil toplum örgütlerinin daha çok demokrasinin, toplumsal uzlaşının olduğu dönemlerde çalışabildiğine değinen Özipek, şu ifadeleri kullandı: “Bizler de bu süreçte toplumun tüm kesimlerinin yaşadığı zorlukları yaşadık. Kadın kurumu olmanın getirdiği zorluklar daha fazla. Bize dönük de saldırılar gelişti. Faaliyetlerimizi yürütemez hale geldik. Kadınlar katlediliyor basın açıklaması yapamıyoruz. Abluka altına alınarak topluma karşı illegalleştirilmek isteniyoruz. Kadınlara, üyelerimize ulaşma noktasında, sahada çalışma noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Belki eskisi kadar kitlelere istediğimiz noktada ulaşamıyoruz ancak çalışmalarımız devam ediyor.”
‘Sessiz kalmayacağız’
Sevinç Özipek, kaos ortamlarında ilk hedef haline gelenlerin kadınlar olduğuna işaret ederek, son bir yılda kadınların kazanılmış haklarına dönük yoğun saldırılar olduğunu anımsattı. Nafaka hakkı, erken yaşta evlilik yasaları, İstanbul Sözleşmesi gibi hakların kadın hareketlerinin yıllarca mücadelesini verdiği haklar olduğuna dikkat çeken Özipek, şunları söyledi: “Urfa’da yaklaşık 6 ayda 474 çocuk cinsel istismara uğramış. Hak, hukuk, adaletin kesintiye uğradığı dönemlerde cinsel istismar, kadına yönelik şiddet artıyor. Bu topraklarda yaşamı kadınlar inşa etti. Biz de onların ardıllarıyız. Kadına yönelik her türlü saldırı karşısında durmak bizim varoluş amacımız. Biz dernek olarak kadına dönük her türlü saldırıya karşı sessiz kalmayacağız ve mücadele edeceğiz.”
Müzik grubuyla farklı dillerde şarkılar
Başlattıkları çalışmaları aktaran Sevinç Özipek, hem rehabilite edebilecek hem gençliği rahatlatacak bir çalışma başlattıklarını söyledi. Bu kapsamda “Müziğin ruhunda buluşan kadınlar” adında bir proje yazdıklarının altını çizen Özipek, “14 kişilik bir müzik grubu kurduk. Kadınlar saz, bağlama, erbane tüm müzik aletlerini çalıp, farklı dillerde söyleyecek. Arapça, Kürtçe, Türkçe söyleyen kadınlar bir arada durabiliyor ve bir grup olabiliyor. Bir diğer çalışmamız ise mülteci kadınlar ve Urfalı kadınlarla yemek yapmak. Kadınlar bildikleri en eski yemekleri yapacak, yemeğin hikayesi ile beraber kendi hikayesini de anlatacak. Biz de onu kitaplaştırarak bir arşiv oluşturacağız” dedi.
Rengin Azizoğlu/Urfa-Jinnews