Ankara’da önceki gün ortaya çıkan köpek katliamına ilişkin İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu ile konuştuk. Kalafatoğlu, ‘Hayvanlara yapılan bu caniliğin cezası para!’ diyerek tepki gösterdi
Emre Caka/İstanbul
Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde park alanında, 13 köpeğin zehirlenerek öldürülmesiyle yeniden gündeme gelen ‘Cezasız yasa’ya tepkiler sürüyor. Köpeğe tecavüz, kediye işkence, ata taciz gibi birçok kez karşı karşıya kaldığımız haberlere son olarak Ankara’da yaşanan vahşet eklendi. Batıkent ilçesinde küpeli ve belediye kontrolünde olmasına rağmen birileri tarafından hayvanlara verilen zehirli etler, araların yavru köpeklerinde olduğu birçok canlının ölümüne neden oldu. 7 köpeğin kaybolduğunu, 6 köpeğin ise veterinerde tedavi gördüğünü söyleyen Türkiye Hayvan Hakları Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, “Vicdansızlar, bugün burada 13 köpeğimizi katletti. 6 köpeğimiz klinikte, 7 köpeğimizde kayıp bulamıyoruz” dedi. Özkan, “Bunların tek anlayacağı şey idari işlemlerdir. Hayvanları katledenlere hapis cezası gelmeli. Plakası sökük beyaz bir araçla gelen 2 kişinin buradaki köpeklere zehirli et parçaları verdiği söyleniyor” diyerek yaşanan vakanın sürecini aktardı.
Yasalar erteleniyor
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu ise, “Katliamlar karşısında adalet yerini bulmazsa toplum kendi içerisinde intikam duygusuna ulaşır, adaletini kendisi verir” dedi. 2004 yılında çıkan 5199 Hayvanları Koruma Kanunu’nun bu döneme kadar hiç değiştirilmediğini, 2012’den beri de yaptıkları bütün başvuruları, ‘Kısa sürede yasa gelecek’ diyerek ertelendiğini aktaran Kalafatoğlu, “Bir yasa yapmak bu kadar zor mu? Bu ölümlerin hesabını kim verecek? Bu cezasızlık karşısında hiç mi vicdanları sızlamıyor?” diyerek meclisi yeni yasa için bir an önce adım atmaya çağırdı. Kalafatoğlu, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun kabahatler kanununa dahil olduğunu, var olan bütün hayvanlara olası taciz, tecavüzün ve cinayetlerin de kabahat olarak görülmesinden kaynaklı savcılığa dahi gidilemediğini, para cezasıyla konunun kapandığını aktardı.
Kurban ve avcılık engel
Hayvanlara yapılan işkencelere yönelik cezai sistemlerin önündeki en büyük engellerden birinin kurban ve avcılık olduğunu söyleyen Kalafatoğlu, “Tartışmalar, ‘E, kurban bayramında ki kesimler karşısında ne yapacağız? Avcılık bitecek mi?’ noktasında sıkışıp kalıyor” dedi. 2004’den önce hiçbir yasanın olmadığını, alenen ortada cinayetlerin olduğunu aktaran Kalafatoğlu, 2004’de çıkan yasanın ellerini kuvvetlendirdiğini ancak yeterli olmadığını söyledi. Hayvanların hala yasa içerisinde ‘Mal’ görüldüğünü aktaran Kalafatoğlu, “Markette iki paket pirinç paketini patlatmakla, bir canlıyı öldürmek nasıl aynı kabul edilir” diyerek tepki gösterdi.
Belediye denetimi yok
5199 sayılı kanunun belediyeleri, ilçelerinde bulunan hayvanları doyurmak, barındırmak, sağlık koşullarının yerine getirilmesi gibi görevlendirmelerinin yaptığını ancak belediyelerin denetlenmediğini aktaran Kalafatoğlu, “Yasa da belediyeler ‘bakacaksın’ diyor ancak denetim yok. Bir boşluk daha var o da denetim olsa dahi görevini yerine getirmeyen belediyelere cezai uygulama kanun içerisinde bir madde olarak bulunmuyor. Bu durum da elbette belediyelerin vicdanına bırakılmış anlamına geliyor. Öldürülen, usulsüz toplatılan, sağlık takibi yapılmayan hayvanların hesabını belediyeler mutlaka adalet önünde vermeli” dedi. Bu tür olayların muhakkak cezalandırılması gerektiğini aktaran Kalafatoğlu, aksi taktirde insanların vicdani olarak tatmin olamayacağını ve intikam duygusuna, adaletini yaratma duygusuna gireceklerini söyledi.
Bu tür saldırılar insana kadar gider
Hayvanlara yapılan zorbalıkların insana giden yol olduğunu aktaran Kalafatoğlu, birçok insan hala maalesef ki köpeğe, kediye yapılan tecavüzü ‘insana yapılmadı’ olarak görüyor ve hızlıca unutuyor. Ancak şunu unutmamak lazım, insana giden şiddet eğiliminin ilk göstergesi hayvanlara yapılan işkencedir. Bugün mahallede tecavüz edip 625 TL ceza ile hayatına devam eden insanın yarın mahalledeki ufak bir çocuğa tecavüz etmesi kuvvetle muhtemeldir’ dedi. Dünyada bu tür vakaların incelendiğini, kişinin ciddi cezalar aldığını söyleyen Kalafatoğlu, ABD’de ise konunun sınır dışı etmeye kadar ulaştığını aktardı.
‘Sahiplenen ya manyaksa?’
2012’de kendilerine yeni bir yasanın geleceğini söyleyen Kalafatoğlu, “Tam yedi sene geçti ancak hala bir adım ilerleme yok. Kendilerinin hazırladığı son metin bizim elimize dahi ulaşmadı. 2018’de ulaşan metinde ise yine akıl almayacak şeyler vardı. Örneğin, sahipli hayvanlara yapılan şiddet, taciz, cinayet gibi durumlarda bizler şikayetçi olamıyoruz. Orman ve Su işleri Bakanlığı’na iletiyoruz o inceliyor, gerekli görürse kendisi şikayet ediyor. Bu durum da tamamen saçma. Ya o köpeği sahiplenen manyaksa ve evde köpeğe işkence uyguluyorsa? Bu durum şikayet hakkımızın ortadan kaldırılması anlamına geliyor” dedi.