• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

Varda ile 5’ten 7’ye Cléo üzerine

24 Haziran 2018 Pazar - 01:40
Kategori: Kültür, Manşet

Yönetmen Agnès Varda, ‘5’ten 7’ye Cléo’ filmiyle biyopsi sonuçlarını beklemekte olan Florence ‘Cléo’ Victorie adındaki bir şarkıcının 60’lı yılların Paris’inde sürüklendiği gerçek zamanlı portresini güçlü bir şekilde yansıtır

Realizm ve natüralizmin öne çıkarıldığı cinema vérité ve melodramın birleşimi olan film, açılışını, şarkıcının arka sokaklarda yer alan bir Tarot falcısına gidişiyle yapar.

Sonrasında da hakkındaki kehanetlerin olumlu olmadığı Cléo’nun, güzel bir yaz akşamının başlangıcında Paris’in sokaklarındaki karşılaşmalarına ve bekleyişine tanıklık ederiz.

Kentin telaşı ve günlük hayatın ritmi, hayatının seyrini değiştirebilecek haberi bekleyen Cléo’nun duygu karmaşasının kimi zaman birer sembolüdür kimi zaman da aklındaki hengameye tezat teşkil eder.
Cléo, arkadaşlarıyla buluşur, yardımcısı Angele (Dominique Davray) ile alışverişe gider ve besteci (Michel Legrand) ile prova yapar. Tüm bu olağan buluşmalar Cléo’nun hayatının gidişatını ve diğerlerin inşa etmesine izin verdiği kimliğini sorgulamaya teşvik eder.

Yönetmen Varda’nın kamerası da Cléo’nun her bir adımını takip ederek Paris’in izlenime dayalı, canlı resmini yansıtır.

Filmdeki zaman, Gilles Deleuze’ün klasik sinemadan modern sinemaya geçişin temeline yerleştirdiği hareket-imgeden zaman-imgeye dönüşümün bir örneğidir. Ve yönetmen Agnès Varda’nın filmi, eylemi değil de eylemsizliği, dolaşmayı, bekleyişi ve müddeti alır merkezine.

Aşağıda okuyacağınız söyleşide ise yönetmen Agnès Varda, filmde işlenen ‘çıplaklık’ temasına değiniyor ve Cléo karakterini bizi kendi gözünden anlatıyor.

‘5’ten 7’ye Cléo’ filminizde çıplaklık teması işleniyor.

Cléo benim için çıplak olmayan bir karakter. Çok güzel bir kız, ancak her durumda kendini perdelerle çevreliyor: Batıl inanç, işve, abartılı feminite.

Bunların tamamı filmin başında tanıklık ettiğimiz korkudan ötürü.

Evet ve aynı zamanda cezbedilme, kendini verme korkusu. “Cezbedilme” ifadesinin kendisi çıplak olmak ve savunmasızlık, kişinin hassasiyetine tehdit anlamına geliyor. Herkes bir tür zırh kuşanır. Cléo, elbette çok kusursuz olmayan bir kadın olarak bir vaka çalışması.

Bu karaktere fazlasıyla şefkat duyuyor musunuz?

Hayır, daha çok acıma. Bence birinin ölümü düşünmeye bu kadar hazırlıksız olması bir felaket. Cléo, ölüm düşüncesinin tamamıyla kendisini çözecek kadar sürpriz olduğu türde bir insan. Müzisyenler, Angéle, sevgilisi ve hatta meslek olarak yaptığı şarkıcılık, onu varoluşunu bütünüyle sorgulamaya itiyor. Cléo, prototip olarak zararsız biri olan askerle tanışana kadar kendini gittikçe terk edilmiş hissediyor. Bu tanışma, sıra dışı bir tanışma değil: Bu, ne “tanışmamız kaderde varmış” ne de “birbirimiz için yaratılmışız” tanışması. O anda tanışacağı herhangi biri, ona şeyleri daha iyi anlamada yardımcı olurdu. Ancak o, kendisinin de kafası karışık olan askerle tanışıyor (Bence asker, belli sorunlar karşısında zor bir pozisyonda). Her ikisi de aşk hakkında konuşuyor ve o, kendi gördüğü şekilde anlatıyor. Cléo için sorun; kendini asla vermediğini, hiçbir zaman tamamıyla çıplak hissetmediğini fark etmesi. Bu yüzden adam mecazi konuşuyor ve Cléo’nun arkadaşı çıplak model olarak çalışıyor. Çıplaklık düşüncesi arkadaşı poz verirken görsel olarak, Cléo’nun son saatlerindeki deneyimleri tarafından fiziksel olarak resmediliyor. Hastalık onu soyuyor, çünkü hastalık bedeni etkiler.

Cléo’nun hastanede şeffaflık ve arılık noktasına geldiği bir an var ve film de tamamıyla bunun hakkında. Her ikisi de silahsız, savunmasız. İnsanlar bu durumdayken iletişim kurmaya başlayabilir. Cléo, başka değerlerin benimsendiği başka bir varoluşa giden yolu keşfediyor. Hayat bazen başka bir bilince giden bir kapı aralar. O, değer verdiği başka şeyler olduğunun farkına varıyor.

Filmdeki asker de bir mağdur, kanserin değil ancak savaşın mağduru. Bu çarpıcı bir simge, ancak bunu nasıl yorumlamamız gerekir?

Bunun gibi her bir hikâye bizi kaçınılmaz bir şekilde daha genel bir düşünceye taşır. Ölüm hakkında endişe de daha geniş bir endişeye götürür. Ancak amacım iddialı diyebileceğiniz bir film yapmak değildi. Bu, akut kriz anında iki insanın tanışması. Bu adam herhangi bir adam, yürüyen bir ölü, hiçbir şey için ölmenin aptalca olduğunu çok basitçe belirtebilen izindeki bir asker, dünyaya dair romantik bir görüşe sahip biri ve Cléo’yu anlıyor, en iyi bildiği şeyler hakkında, yani çalışmaları, bahçıvanlık hakkında onunla konuşuyor. Aynı zamanda kendi halinde.
Cléo gibi olacak olan her neyse ona açık, ancak farklı nedenlerden ötürü. O yüzden Cléo, onun kendisiyle gerçek bir diyalog -daha önce kimseyle yapmadığı şekilde- kurmasına izin veriyor. Samimiyetiyle Cléo’nun şeyler hakkındaki önceki düşüncelerinin hepsini kırıyor. En nihayetinde o kendini gözetmeyen, özünde iyi bir kişi ve Cleo’nun ölümüne tamamıyla doğal bir şekilde yaklaşan biri. Gerçekten de ölümleri takas ediyor gibiler ve Cléo, ızdırabını paylaşabileceği birine ihtiyaç duyduğundan oldukça rahatlıyor. Bu anlamda, filmin insani maksadı, estetik maksadının ötesine geçiyor.

5’ten 7’ye Cléo filmindeki küçük savruklama filme bayıldım. Ancak düşünüldüğünde hiç komik değil, çünkü bu savruklama zaman hissinin hızlandırılmasını ve ölümün yaklaşmasını temel alıyor.

Ben bunun Cléo’nun değerlerinin evriminde bir tür mizah biçimi olduğunu düşünüyorum, çünkü bu küçük filmde cenaze arabası ve ambulans -ki bunlar ölümle ilişkilendirilen araçlardır- görüyoruz, ancak savruklamayla işlendiğinde bizleri güldürüyor. Kendi ölümünüz hakkında gülebildiğinizde bu zaten bir berraklık biçimidir. Cléo’nun “okulunda” aldığı dersler arasında bunun mizah dersi olduğunu söyleyebiliriz. Filmi görüyorsunuz, ona gülüyorsunuz, ancak bir cenaze arabası ve ambulans göstermek de aynı acımasızlık biçimidir.
Bu yazıda, Almut Steinlein ve Dennis Schwartz’ın yazılarından yararlanılmış, Agnès Varda: Interviews kitabının bir bölümü Türkçeleştirilmiştir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çiftçi ve tüketici perişan

Sonraki Haber

İktidardaki PSD başkanı ceza aldı

Sonraki Haber

İktidardaki PSD başkanı ceza aldı

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Hindistan-Pakistan gerilimi ve küresel etkileri

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Önder Apo

Önder Apo

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Barışın aması olmaz!

Özgür Basın tarihi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Dünyadan bir Sırrı geçti: Barışın dili susturulamaz

Dünyadan bir Sırrı geçti: Barışın dili susturulamaz

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Muhalefet mi dediniz?

Halkın öfkesi, iktidarın kararlılığı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu…

Sırrı Süreyya, şahsiyet ve barışa dair

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Selin Top: Birbirimizin elini tutup barışı savunacağız

Selin Top: Birbirimizin elini tutup barışı savunacağız

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır