• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Yaşam

VÜDAM: Eşit işe eşit ücret istiyoruz!

10 Şubat 2022 Perşembe - 14:56
Kategori: Yaşam
VÜDAM: Eşit işe eşit ücret istiyoruz!

Vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenler, yaşadıkları hak ihlalleri ve baskılara dikkat çekti. VÜDAM, ‘eşit işe eşit ücret’ istiyoruz dedi

Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM), vakıflara ait üniversitelerde yaşanan hak ihlallerine, kötüleşen çalışma koşulları ile artan iş yüküne ve akademik özgürlüğü sınırlayan baskılara karşı sanal medya üzerinden dayanışma kampanyası başlattı. 9 Şubat’ta yayınladıkları açıklama ile “Diğer bütün toplumsal alanlarda olduğu gibi üniversitelerde de bileşenlerinin iradelerini ve taleplerini yok sayan her türden anti-demokratik karar alma süreçlerini ve üniversite bileşenleri arasında akademik unvanlar yoluyla yaratılan hiyerarşiyi reddediyoruz” diyen akademisyenler, “Toplum ve doğa yararına bilgi üretmek ve bilimsel çalışma yapmak isteyen akademisyenler olarak, birer ticari şirket gibi faaliyet yürüten ve kâr amacı güden üniversite anlayışını, öğrenciyi müşteriye, emeği maliyete indirgeyen üniversite yönetimlerini reddediyoruz” dedi.

‘Ücretsiz izin yasaklansın’

Açıklamanın ardından taleplerini sıralayan akademisyenler, öncelikle salgın sürecinde vakıf üniversitelerinde işten çıkarılan tüm çalışanların, hak kayıplarının tazmini ile birlikte işlerine iade edilmelerini isterken, ücretsiz izin uygulamasının, çalışanın talebi olmadığı sürece yasaklanması gerektiğini belirtti. “Eşit işe eşit ücret” ilkesinin uygulanması ve vakıf üniversitelerindeki ücretlerin devlet üniversitelerindeki ücretlerden az olmamasını (YÖK Kanunu’nda Nisan 2020’de gerçekleşen değişikliklerin uygulanması) isteyen akademisyenler, salgında uzaktan çalışma hakkının korunması ve her türlü angarya işe son verilmesini istedi. Öğretim elemanlarının akademik alanlar dışında görevlendirilmesine son verilmesi ve görev tanımının belirginleştirilmesini de talep eden VÜDAM, ayrıca, üniversite çalışanlarına yönelik her türlü baskı ve mobbing uygulamasına son verilmesi ile üniversitenin tüm bileşenlerinin, karar alma süreçlerine kendi seçtikleri temsilciler aracılığıyla aktif olarak katılımının sağlanması ve temel bir anayasal hak olan örgütlenme hakkının güvence altına alınması taleplerini de dile getirdi.

‘Asıl özne gözden kaçırılıyor’

Konuya ilişkin açıklama yapan bir akademisyen, vakıf üniversitelerindeki koşullara yönelik eleştirilerde asıl öznenin gözden kaçırıldığını belirterek, “Her durumda ‘vakıf üniversiteleri’ başlığı altında konuşmak, sorumlu asıl faili görünmez kılıp, hayaletleştiriyor. Esasen ‘vakıf üniversitesi’ demek ‘mütevelli heyet’ demektir” dedi. İsmini vermek istemeyen akademisyen şöyle konuştu: “Vakıf Yüksek ğretim Kurumları Yönetmeliğinin 20’inci maddesindeki şu hüküm Mütevelli Heyetini üniversitenin tek söz sahibi yapmaktadır: ‘Mütevelli heyet, yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını, öğretim elemanı dışındaki personelin terfilerini ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini kabul eder ve uygulamaları izler. Öğrencilerden alınacak ücretleri tespit eder. Ayrıca Yükseköğretim Kurulu’nun olumlu görüşü alınmak suretiyle vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.”

‘Yönetimi fonksiyonsuz kılıyor’

Yönetmeliğin aynı maddesinde geçen, “Vakıf üniversitesi/yüksek teknoloji enstitüsünde Rektör, vakıf meslek yüksekokulunda Müdür dışındaki üniversite mensupları mütevelli heyette görev alamaz” hükmünün, akademisyenleri tümüyle üniversite yönetiminin dışına ittiğine dikkat çeken akademisyen, “Bu hüküm, üniversitenin üst karar organları sayılan Senato ve Yönetim kurullarını doğuştan kadük ve fonksiyonsuz kılmaktadır. Tüm bunlar bir yana, vakıf üniversitelerinde rektör de mütevelli heyet tarafından atanmaktadır. Ayrıca bir diğer hüküm uyarınca, Rektör, Mütevelli heyet üyesi olsa da başkanı olamaz. Peki nedir bu Mütevelli Heyet, kimlerden ve hangi kriterlere göre seçilir? Sorun burada daha vahim bir hal almaktadır” dedi.

‘İsteyince işten çıkarabiliyor’

Akademisyen, sözlerini şöyle tamamladı: “Yükseköğretim görmüş olma zorunluluğunun bile üçte ikide tutulduğu bir heyet Rektör atıyor; profesörleri, doçentleri işe alıp, işten çıkarıyor. Bir üniversite senatosu düşünün ki masanın etrafındaki akademik titr (unvan) sahibi tüm senatörlerin işe alım sözleşmelerini bu mütevelli heyet yapıyor ve istediği zaman da işten çıkarabiliyor. Böylesi bir durumda üniversitelerin özgürleşebilmesi mümkün müdür? Onu bırakın, üniversite karar organlarının özgürce davranabilmesi mümkün müdür? Ve hatta, böylesi bir yapılanmanın kâr odaklı olmaması mümkün müdür? Siz düşünün.” 


‘Eş, dost, akraba…’

Yönetmeliğin 20’inci maddesindeki “Mütevelli heyet vakıf yönetim organı tarafından Devlet memuru olma niteliklerine sahip ve en az üçte ikisi, yüksek öğrenim görmüş adaylar arasından 4 yıl süre ile seçilen en az yedi üyeden oluşur. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet kendi aralarında bir başkan seçer” hükmünü de hatırlatan akademisyen, “Görüldüğü üzere, bir ülkenin yarınları için stratejik olarak belki de en önemli kurumsal yapılar olan üniversiteler, kıymeti kendinden menkul bir vakfın sahiplerine teslim edilmiş vaziyettedir. Durum böyle olunca mütevelli heyetlerin genelde eş, dost, akrabalardan oluştuğunu söylemeye gerek yok” dedi.

HABER MERKEZİ

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Halil Falyalı’nın tabutuna bayrak örtüldü

Sonraki Haber

Ekoloji Birliği: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz 

Sonraki Haber
Ekoloji Birliği: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz 

Ekoloji Birliği: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz 

SON HABERLER

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Ağlamak gülmenin kardeşidir

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Dinlemekten korkma!

Bu yaşadığımız cehennem değilse nedir?

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Öcalan’a hayırlı-hayırsız çağrı hakikate vesiledir

PKK’nin 12. Kongresi: Tarihsel bir dönüm noktası

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Zulme Karşı Direnmek

Bir son değil, dönüşüm

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

çözümü toplumsallaştırmak

başka bir türklük mümkün

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır