TJA ve çok sayıda kadın örgütü, Wan’da artan kadın cinayetleri ve şüpheli ölümlere karşı ‘Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz’ kampanyası başlattı
Tevgera Jinên Azad (TJA), STAR Kadın Derneği, İnsan Hakları Medya Derneği(İHAMED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi, Wan Barosu Göç Komisyonu, Wan Yerel Yönetimler Kadın Meclisi, Evin Kadın Kooperatifi, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odalar Birliği (TMMOB) Wan Ziraat Mühendisleri Odası kadın komisyonu ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Wan kadın Meclisi, kadın haklarını savunmak ve şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için “Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz” şiarıyla kampanya başlattı.
Üç ay sürecek olan kampanyanın startı bugün Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonunda yapılan basın toplantısı ile verildi.
Basın metnini STAR Kadın Derneği yöneticilerinden Meryama Aslan okudu. Son yıllarda Wan’ın kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerinin en yoğun yaşandığı illerden biri haline gediği belirten Meryema Aslan, “Kürdistan bölgesinde artan şüpheli kadın cinayetleri, özel savaş politikalarının cinsiyetlendirilmiş bir boyutunun parçası olarak özellikle Van’da derinleşmektedir. Son dönemde uyuşturucu ve fuhuş çetelerinin bölgede etkinliği artmış, bu yapılar kadınların yaşam hakkını doğrudan hedef alan bir tehdit haline gelmiştir. Özel savaş politikaları, toplumsal yapıyı hedef alan sistematik bir strateji olarak, kadınlara yönelik şiddeti ve şüpheli kadın ölümlerini körükleyen bir araç haline gelmiştir. Bu politikalar, kadınların toplumsal rollerini zayıflatmayı, korku ve baskı ortamı yaratarak toplumsal direnci kırmayı amaçlamaktadır. Kadın cinayetleri ve şüpheli ölümler, özel savaşın cinsiyetlendirilmiş bir boyutu olarak, bölgedeki sosyal dokuyu tahrip etmeye yönelik bilinçli bir çabanın parçasıdır. Bu durum, Van ve çevresinde kadınların güvenliğini tehdit eden bir kriz boyutuna ulaşmıştır” dedi.
‘Bir haftada en az 4 kadın cinayeti
Şüpheli kadın ölümleri dosyalarının “intihar” denilerek kapatıldığına dikkati çeken Meryema Aslan, “Karşıya kaldığı bu şiddet ve artan şüpheli ölümler karşısında sessiz kalmayacağız. Her ölümün “şüpheli” kategorisine sıkıştırılması, kimi zaman hızla “intihar” olarak kapatılması, kimi zaman da soruşturmalarda faillerin korunması; kadın yaşamının değersizleştirilmesinin resmi politikasına dönüşmüştür. Bugüne kadar verilen bireysel tepkiler, sınırlı basın açıklamaları veya tekil girişimler bu tabloyu değiştirmeye yetmedi. Son bir haftada en az 4 kadın cinayeti rapor edilmiştir. Bu sayılar yalnızca kamuoyuna yansıyan vakalardır; görünmeyen, duyulmayan ve üzeri örtülen kadın cinayetlerinin sayısı daha da fazladır. Bu gerçeklik, yaşadığımız coğrafyada hiçbir kadının güvende olmadığının ispatıdır” diye konuştu.
‘Amacımız: Kadınların yaşam hakkını savunmak’
Meryema Aslan, “Bugün ilan ettiğimiz bu kampanya, yalnızca artan şüpheli kadın ölümlerine bir tepki değil; aynı zamanda kalıcı, sistematik bir mücadele hattıdır. Amacımız: Kadınların yaşam hakkını savunmak, Failleri koruyan politikalara karşı durmak, dayanışmayı büyütmek, Cezasızlığı sonlandırmak ve her dosyanın etkin, şeffaf biçimde soruşturulmasını sağlamak. Şüpheli kadın ölümleri, sadece bireysel trajediler değildir; kadına yönelik şiddetin en ağır ve en görünmez biçimlerinden biridir. Failler korundukça, dosyalar kapatıldıkça ve cezasızlık üretildikçe kadınlar yalnız bırakılmakta, şiddet ise daha da artmaktadır. Kadınların yaşam hakkını savunmak yalnızca kadınların değil, tüm toplumun en temel sorumluluğudur. Kampanyamız, tepkisel değil, kalıcı bir mücadele hattı inşa etmeyi hedeflemektedir. Bugün burada. ‘Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz’ kampanyamızı resmen başlatıyoruz” dedi.
Kaynak: MA
