Tek bir AMATEM ve ÇEMATEM’in olduğu Wan’da madde bağımlılığında yoğun bir artış yaşanıyor. Sosyolog Osman Turgut ise acilen rehabilitasyon ve uyum merkezlerinin açılması gerektiğini vurguladı
Wan’da son dönemlerde madde bağımlığı artış gösterirken bağımlılığın tedavisi kapsamında kurulan sadece bir Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) ve Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) bulunması, tedaviye erişimi zorlaştırıyor. İl Emniyet Müdürlüğü’nün verilerine göre en az 15 bin bağımlığının bulunduğu kentte, bağımlılar ile tedavi hizmeti arasındaki kapasitenin orantısızlığı gözler önüne seriyor. Uzmanlar ise nüfusu bir milyonu bulan kentte yeni merkezlerin açılması gerektiğine dikkat çekerken, mevcut kurumun personel, yatak ve destek hizmetleri açısından yetersiz kaldığını ifade ediyor.
Randevu bulmakta zorluk yaşayan yurttaşlar, çocuklarını kaybetme korkusuyla baş başa bırakılmış durumda. Kent merkezine 13 kilometre uzaklıkta olan ve Colemêrg, Bedlîs ve Agirî gibi çevre illerden de yılda ortalama 7 bin başvurunun olduğu tek AMATEM, bölgenin ihtiyacını da karşılayamıyor.
‘Seferber olmamız lazım’

Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı ve Sosyolog Osman Turgut, bağımlılığın artışına işaret ederek, bu artışın nedeninin kenttin sınır bölgesinde yer almasından kaynaklandığını dile getirdi. Kentin, İran ve Afganistan’daki uyuşturucu trafiğinin geçiş noktasında yer aldığını aktaran Osman Turgut, bu durumun artışın nedeni olduğunu ifade etti. Kenttin genç nüfusa sahip olduğunu ve bu nüfusun yaşadığı sorunların da artışın bir başka yönünü oluşturduğunu ifade eden Osman Turgut, “Genç nüfus oranın yüksek olduğu bir ildir. Gençlerin istihdamın içine girememesi, gençlerin eğitimini yarıda bırakmaları, ailenin çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramaması, hayır, deme becerileri yeteri kadar kazanamayan bir gençlik olması maalesef bugün biz bağımlılıktan bahsediyoruz. Bizim seferber olmamız lazım. Bu konuda büyük bir eksikliğimiz var” ifadelerini kullandı.
‘Rehabilitasyon ve uyum merkezleri açılmalı’
Sahada yaptıkları çalışmalarda madde kullanımının ergenlik çağında başladığını kaydeden Osman Turgut, “Bu konu ile alakalı ilimizde AMATEM ve ÇAMATEM’ler var. 16-18 yaşında buna bulaşmış çocukların bu hastalığa bulaşmış kişilerin başvuracağı merkez. Madde bağımlılığı ile mücadele tıbbi detoks dediğimiz bir ilaç yöntemi olamaz. Bu konu ile alakalı bunun örnekleri var. Isparta’da Uyum-Der var. 50 dönüm üzerine kurulu bir rehabilitasyon merkezi var. Kırıkkale’de Huzur Köy var. Burada 25 dönüm üzerine kurulu hem danışma hem de rehabilitasyon merkezi. Ankara’da yine Özgür Köy modeli söz konusu. İlimizde de acilen danışmanlık, rehabilitasyon ve uyum merkezleri açılmalıdır. Madde bağımlılığı sadece 20 gün içinde tedavi edilecek bir hastalık değildir” diye konuştu.
‘Ulaşılabilirlik konusunda zor bir yerde’
Kentte bulunan AMATEM’lerin ihtiyaçları karşılayamadığını aktaran Osman Turgut, “AMATEM şehre çok uzak bir yerde yapıldı. Maalesef ulaşılabilirlik konusunda zor bir yerde. Zaten kişiler isteyerek tedaviye gitmiyor. Bu konuda belediyelere büyük bir iş düşüyor. Özellikle Büyükşehir Belediyesi ulaşım desteği vermeli, tedavi amaçlı giden kişiler orada öğlen yemeğini bile bulamıyor. Öğlen yemeğini yiyebileceği bir çorba verilmeli. Bunları motive etmemiz lazım. Oradaki kültürel ve sosyal faaliyetler açılmalı. Orası bir cezaevi değil, tedavi merkezi. Tedavi merkezinse sosyal, kültürel faaliyetler olmalı. Oradaki hastalar yüzmeye götürülmeli, folklor ekibi kurulmalı, el becerileri geliştirilmeli, sosyal ortamlara götürülmeli. Onlara bir öcü gözü ile bakmamalıyız, onlar bu toplumun içinden çıktılar. Bizler onları desteklemeli ve yalnız bırakmamız lazım. Ailelerden talebimiz şu; gizlemeyin ve danışabileceğiniz uzmanlardan görüş alın” şeklinde konuştu.
‘Gizlendiği için rakamlar konusunda net bir şey söyleyemiyoruz’
Uyuşturucu kullanımının arttığı kentte kolektif bir çalışmanın yapılmamasını eleştiren Osman Turgut, “Haftada da bize 2-3 telefon geliyor ailelerden. Bizden destek istiyorlar. Bu hastalıkla mücadele etmemiz lazım. Biz, bu toplumda bu kişileri dışlarsak bu insanlar zaten kendilerine göre ortam kurmuşlardır. Bu sorun birden ortaya çıkmadı. Gizlendiği için biz bu rakamlar konusunda net bir şey söyleyemiyoruz. Emniyetin kendisine göre bir verisi var, sağlık il müdürlüğünün bir verisi var ve bizim de bir verimiz var. Ama veriler bir havuzda toplanmıyor. Bu konuda ilimizde ciddi projeler yapılmalı sivil toplum örgütleri bu konuda desteklenmeli. 2017’den beridir biz çalışıyoruz ve belediyelerin bu konuda bize yardımcı olmaları gerekiyor. Çünkü mobilize olmuş bir ekibiz, alandayız. Bu sorun toplumsal bir sorun ve bireysel bir sorun olarak bakamayız. Bu hastalık kronik bir hastalıktır, sık öldürülebilen, sık sakat bırakan bir halk sağlığı sorunudur” diye belirtti.
Haber: Zeynep Durgut \ MA