Wêranşar’da düzenlen halk buluşmasında konuşan Çetin Arkaş, Kürt varlığının artık inkar edilemez bir duruma geldiğini vurgulayarak, ‘‘Terörsüz Türkiye’ kavramından vazgeçin bu bizi incitiyor. Barışacaksak bazı şeyleri dikkate almak zorundayız’ dedi
Demokratik Kurumlar Platformu tarafından Riha’nın Wêranşar ( Viranşehir) ilçesinde, “Barış ve Demokratik Toplum sürecini büyütmek, onurlu bir barış ve özgür bir gelecek için” şiarıyla halk buluşması düzenlendi. Wêranşar Belediyesi konferans salonunda gerçekleşen halk buluşmasında Çetin Arkaş, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad- TJA) aktivisti Ayla Akat Ata ve Asrın Hukuk Bürosu üyesi Raziye Öztürk konuşmacı olarak katıldı.
Buluşmada ilk olarak konuşan Asrın Hukuk Bürosu üyesi Raziye Öztürk, “İmralı’nın kapıları açılmalıdır. Sayın Öcalan’a yönelik 26 yıl boyunca uygulanan bir tecrit vardı. Bununla birlikte tüm Kürt halkı üzerinde bir tecrit durumu vardı. Sayın Öcalan, değişen tüm hayat koşullarına karşı bize her zaman bir perspektif sundu. Çözüm için pratik ve teorik güce sahip olduğunu dile getirdi. Sayın Öcalan Kürtlerin varlık olarak artık tanındığın ancak bunun yanı sıra hukuksal olarak tanınması gerektiğini belirtti” dedi.
‘Pratik adımlar atılınca, süreç anlam bulacaktır’
Ardından konuşan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, “Rojava’nın hemen yanı başındayız. Bugün ki süreci değerlendirebilmemiz için oraya bakmamız lazım. Şengal’de halkımız örgütsüz olduğu için DAİŞ oraya girdi. Örgütsüz toplum yok olmaya mahkumdur. Kobanê’de halk büyük direndi. Kürtlere dayatılan sınırların ne kadar anlamsız olduğunu gördük. Rojava’da örgütlü kadın gerçekliğini çok iyi gördük. Brezilya’da katıldığımız bir programda, Kürt kadının örgütlülüğünün esas alındığını söyledi. Her annemizin, babamızın ve gençlerin bir hikayesi var. Ama yaşadığımız acılar bizi bir araya getiriyor. 4 Ocak’ta ben buradayım diyebiliriz, gelin hep beraber 4 Ocak’ta Amed’te olalım. Pratik adımlar atılınca, süreç anlam bulacaktır. Zaman icraat zamanıdır” diye konuştu.
‘Kürt varlığı inkar edilemez bir duruma geldi’
“Önder Apo’nun selamlarını getirdim” diyerek konuşmasına başlayan Çetin Arkaş, “Çok değerli mücadele arkadaşlarımızı yitirdik. Hepsini saygıyla anıyorum. 1980’lerde Amed Zindanı’nda yaşananlar vahşetti. Ancak onun yanında büyük bir direniş de vardı. 90’larda Kürtler kendi topraklarından sürüldüler. Tarihte yaşanan acılardan ders çıkaralım. Kürtler sürgün edildiler, zindana girdiler, öldüler ama vazgeçmediler. Bundan sonra da vazgeçmeyeceklerdir” dedi.
Kürt halkının kendine güvendiğini belirten Arkaş, “Artık Kürt varlığı inkar edilemez bir duruma geldi ve siyaset yapmak istiyoruz. Önder Apo’nun ısrarı da bu yönlüdür. Önder Apo demokratik entegrasyondan bahsediyor. Bu tek taraflı olmamalı, iki tarafın bütünleşmesidir. Biz güzelliği ve insanlığı yarıştıralım. Kürtler kimsenin tarlasına el uzatmıyor. Kendi haklarını istiyor” ifadelerini kullandı.
‘Terörsüz Türkiye’ kavramından vazgeçin’
Çetin Arkaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm anaların acılarını yürekten paylaşıyorum. Her iki taraf empati kurmak zorunda. Kürt halkının hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalıdır. ‘Terörsüz Türkiye’ kavramından vazgeçin bu bizi incitiyor. Barışacaksak bazı şeyleri dikkate almak zorundayız. PKK fesih edildi, silah yakıldı. Ama halkımızın sorunları var. Bunu göz önünde bulundurmak durumundayız. Halkın onurunu çiğneyecek dilden uzak durulmalıdır. Önder Apo ‘Yaşam olacaksa özgür olacak’ diyor. Barış olacaksa kayyımlar geri çekilsin, Kürt halkının hakları tanınsın. Güzel şeyler de oluyor. Bunu görmek gerekir.”
Buluşma, soru cevap bölümünün ardından son buldu.
Kaynak: MA









