• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
11 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Yaban Arıları

13 Ağustos 2020 Perşembe - 00:10
Kategori: Yazarlar

Bir dağın başında konuşuyorduk. İki yaban arısı, önümüzde duruyordu. Yaban arılarını anlatmaya başladı o da. Bal arılarının kovanlarının önüne geliyorlardı. Bir tanesi sadece. Bekliyordu orada. Nöbetçi bal arıları içeri haber veriyorlardı. İçeriden bir bal arısı getiriliyordu. Yaralı oluyordu bu bal arıları daha çok ve kovanları tarafından feda ediliyordu. Onu alıp gidiyordu bal arısı. Yoksa kovana giriyor, her şeyi dağıtıyordu. Onlarcasının başını koparıp atıyordu. Arı feda edilince çekip gidiyordu ama birazdan yeniden geliyor ve yenisini bekliyordu. Bir ya da iki arı daha veriliyordu. Onları da alıp gidiyordu…

Hayatta iyiler hep sadece filmlerde kazanıyor. Haklı olmak, her ne kadar sloganlarımızda tersini söylesek de -ne yazık ki- her zaman kazandırmıyor. Kovanı kurtarmak için verilen arılar, günlük hayatımızda, irili ufaklı tavizler gibi değil mi? Patronun burnunun ortasına bir yumruk indirememek, müdürün bıyıklarına hamam otu sürememek ya da manasız bir esprisine gülmek zorunluluğundan başka nedir ki?

Biraz önce okurken, muhtemel dehşet duyduğunuz yaban arısı-eşek arısı diyalektiği sanki bizim hayatımızda hiç yokmuş ve sanki, ‘kovan’ bozulmaması için hiçbir şeyden vazgeçmemişiz gibi tuzu kuru taifenin, daha çok ahlaki ve öğretici ahkamları ama öte yandan günlük yaşantıda, boydan boya teslim halleri sahiden oldukça sıkıcı geliyor bana.

Sonra eve dönüp pijamalarını giydiklerinde, facebook-tweet allah ne verdiyse kuşanıp, edilen büyük laflar başımızın üstünde uçuşup duruyor.

SGD’nin, bir ABD şirketi ile yaptığı petrol anlaşmasına karşı konuşulanlar, kendi konforlarında ve kapının önünde yaban arıları olmadan kolay tabii ki ve hatta yaban arıları ile aynı tarafta olmanın verdiği güvenlik hissiyatı da cabası. At martini Debreli Hasan ruhuyla, kolay, çabuk ve keskin tahliller sağda solda uçuşurken, her şey bu yana bu anlaşmanın, petrolü satabilme şansı doğurması bile tek başına önemli. Petrol -ne yazık ki- radikal tekellere ihtiyaç duyuran ve onsuz olmayan, bir sürü açıdan sorunlu bir şey. Ancak kovanı kurtarmak için birkaç şeyi -kendilerinden olanı değil- kapı önüne bırakmaktan başka ne yapılabilir ki?

Petrol öyle bir şey ki mesela Bolivarcı Venezüella hükümetini devirmek isteyen ABD, ondan petrol almaya devam ederken, kendisine suikast düzenlenen ve ABD tarafından açıkça hedef gösterilen başkan Maduro da ABD’ye petrol satmaya devam ediyor. Bir yandan obez medeniyeti için ABD petrol almaya zorunlu öte yandan sizin de petrolünüzün olması yetmiyor, satmanız da gerekiyor. Basitçe söylemek gerekirse petrolü içemiyorsunuz.

Mesela Libya’da Hafter hükümeti, birçok petrol kaynağını elinde tutmasına rağmen ABD’nin ambargosu nedeniyle hiçbir tankere petrol yükleyemediğinden, eli kolu bağlanmış durumda.

Arkadaş anlatıyordu: ‘Bal arıları bazen, birleşerek etrafını çevirdikleri yaban arısını boğuyor ama elinden kaçırırlarsa yaban arısı bütün kendi kovandaki yaban arılarıyla gelip, katliam yapıyorlardı. Yüzlercesini öldürüyor, kovanı yıkıyorlardı. Direnmek kovanın gücüne bağlıydı…’

Siz olsanız ne yapardınız?

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Fransız Devrimi’nin Hatası: Ait Kılma Vaadi

Sonraki Haber

‘Dünyanın acısı’ yahut ‘Weltschmerz’

Sonraki Haber

‘Dünyanın acısı’ yahut ‘Weltschmerz’

SON HABERLER

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Kartal: Halklar için yeni bir milat 

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Birinci turda aday çıkarmama meselesi

12’nci Kongre’ye selam olsun!

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Yaşamın özgürlüğüdür derdimiz, kararımız

Mezopotamya havzasına siyasi müdahale

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Rüya Kurtuluş: Barışı katledilen kadınlara borçluyuz

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Yüksek güvenlikliler güneşe uzak

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

Barış bir mücadele sorunudur

PKK barışın kongresini yaptı

Yazar: Yeni Yaşam
11 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır