Eskiler “borç yiyen kesesinden yer” derdi. Zamanı geldiğinde çok zorlanmadan borcunu öderdi. Çiftçiler için öyle değil artık. Çünkü çiftçinin nakdi ve takibe düşen kredi miktarları hep artıyor. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu verilerine göre;
2004 – 2008 yılları arasında tarım sektöründe takibe düşen kredi miktarı 200 – 400 milyon TL civarında. Bu miktar 2009 – 2012 yılları arasında 900 milyon – 1 milyar TL, 2013 – 2015 yılları arasında 1,3 – 1,4 milyar TL, 2016 yılının 11 aylık sürecinde ise kartopu misali büyüdü 1,9 milyar TL oldu. 2004 yılında tarıma verilen destek 3,1 milyar TL idi. Bankalar tarafından sektöre sağlanan nakdi kredi miktarı ise 5,3 milyar TL civarındaydı. 2016 yılında çiftçiye verilen destek 11,5 milyar TL’ye çıktı. Kredi miktarı çok hızlı bir artış ile 71,6 milyar TL’ye ulaştı.
2004 – 2016 yıllarını kapsayan süreçte tarıma sağlanan destek sadece 3,7 kat arttı. Bankaların verdiği nakdi kredi 13,5 kat, takibe düşen kredi miktarı ise 9 kat arttı. BDDK verilerine göre Temmuz 2018’de bankaların verdiği tarım kredisi 100 milyar TL’yi aştı. Nisan 2019’dan bu yana kredi 108 milyar TL’de sabitlenmiş durumda. Buna karşın takibe düşen kredi miktarı Ocak 2018’den günümüze % 84, geçen yılın aynı dönemine göre % 54 artış göstererek 4,7 milyar TL’ye ulaştı. Çiftçi bankaların tarım kredilerini sadece borçlarını kapatmak için kullanıyor, üretime yansımıyor.
Tarım sektörüne nakdi kredi sağlamak elbette önemli. Ancak, tarımsal destekleri yeterince artırmak yerine kredi hacimlerini yükseltmek çiftçiyi borç batağına sürüklüyor. Çiftçinin borç durumu da üretime olumsuz yansıyor. Şöyle: – Tarlasından koparıyor. – Tarlalar boş kalıyor. – Tarım arazileri hızla el değiştiriyor, çoğu betonlaşıyor.
Bu veriler ve belirlemeler çerçevesinde görülen odur ki; artan nüfusumuz karşısında yeterli üretimi gerçekleştirebilmek ve tarım arazilerimizi koruyabilmek için tarım sektörüne devlet desteği şart. Çiftçilerin borçlarından dolayı üretim teknesi olan topraklarına el konulmaması için yasal düzenleme yapmak bir o kadar önemli. Siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda “Meclis Bütçe Komisyonu” bütçeden tarıma ayrılacak olan destek miktarını tartışıyor olacak.
Doğruları yanlış, yanlışları doğru göstermekte mahir hükümet, Plan Bütçe Komisyonu’nda tarımı çok desteklediğini söyleyecek. Ancak öyle değil. Gerçekler şöyle: 2006 yılında Tarım Kanunu çıkarıldı. Çıkarılan Kanunun 21.maddesi, “tarıma verilecek destek gayrisafi hasılanın %1’inden aşağı olamaz” diyor. Kanuna göre, 2007-2020 arasında tarıma verilmesi gereken miktar 320,2 milyar TL. Ama hükümetin verdiği miktar 140,4 milyar TL. Yani verilmesi gereken %1’in %43,72’si veriliyor sadece. Verilmeyen “gasp edilen” miktar 180,8 milyar TL. Yani verilmesi gereken % 1’in % 56,2’si çiftçiye ödenmiyor, gasp ediliyor. Bir de destek parası verilmesi gereken yıl içinde ödenmiyor, bir yıl gecikmeli veriliyor. Bu süre içerisinde çiftçinin banka borcuna faiz işletiliyor, fakat alacağı desteğe faiz uygulanmıyor. Şimdi anlaşıldı mı Vehbi’nin kerrakesi? Çiftçinin borcunun sürekli arttığı, neden ödeyemediği, icra takibine uğradığı…