58 yaşındaki kalp hastası İsmail Sever, Kürt gençlik örgütlenmesi olan YCWK’ye ‘yardım edebileceği ihtimali’ iddiasıyla tutuklandı
Kalp hastası İsmail Sever, Kürt gençlik örgütlenmesi olan YCWK (Yekitiya Ciwanên Welatparez En Kurdistan) üyelerine yardım edebileceği iddiasıyla tutuklandı. Suçlamaya dair herhangi bir delil bulamayan mahkeme, Sever’in iki kızının gerillada olmasını ve Yeni Yaşam gazetesini okumasını gerekçe gösterdi.
30 Ekim’de İstanbul’un Esenyurt ilçesinde yapılan ev baskınında gözaltına alınan 58 yaşındaki kalp hastası İsmail Sever’in gözaltına alınma ve tutuklanma süreci, Türkiye’de yargının içinde bulunduğu “İktidara uygun hareket etme” durumunu da gözler önüne seriyor.
Yeni Yaşam ve ANF sitelerine bakmak suç
Sever ile ilgili herhangi bir delil bulamayan ve sadece kanaat üzerinden gözaltına alan polisler, İsmail Sever’in telefonundan Yeni Yaşam ve ANF sitelerine girip haber okumasını suç olarak göstermeye çalıştı. Savcılık tarafından hazırlanan dosyada Yeni Yaşam gazetesiyle ilgili olarak, “Bölücü Terör Örgütünün güdümünde yayınlar yapan ve birçok sayısı hakkında toplatma/yasaklama kararı bulunan Yeni Yaşam Gazetesi’nin internet sitesini aradığı” ibaresi yer aldı.
Haber siteleri dışında, Özgürlük Hareketi saflarında yaşamını yitiren gerilla ailelerinin kurduğu ANYAKADER (Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) üyesi olmayı da suç olarak göstermeye çalışan savcılık, bunun için de KHK ile kapatılan YAKAY-DER’in devamı olduğunu vurgulamasıyla dikkat çekti.
‘Gerillada kızın varsa, sen de örgüt üyesisin’
İsmail Sever’in iki kızının gerilla saflarında bulunması da Sever’in “örgüt üyeliği” suçlamasına delil olarak dosyada yer aldı. Sever’in gerilla saflarında yaşamını yitiren kızının fotoğrafının telefonunda çıkması da dosyaya eklenirken, savcılık özellikle iki kızının gerilla saflarında olmasına vurgu yaparak dosyayı dolu gösterme çabası içerisine girdi.
Bunların dışında savcılık, zafer işaretli bir fotoğrafı da delil olarak dosyaya sunup, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’de ortaya çıkan bu işaret için “örgüte müzahir şahısların kullandığı işaret” tanımını yaptı.
Cezaevinde bulunan yakınlarına para gönderme suçlaması
Son dönemde devletin, özellikle cezaevlerinde yapmak istediği tecridin dışarıdaki ayağı olarak tepkiyle karşılanan ‘örgüt üyelerine finans sağlama’ suçunu da dosyaya ekleyen savcılık, Sever’in cezaevinde bulunan yakınlarına para göndermesini ‘örgüt üyelerine finansal destek’ olarak lanse etti. Cezaevlerinde bulunan tutsakların tamamen yalnızlaştırılması ve iktidarın tecrit politikalarına boyun eğmeleri için çıkarılan yasa ile onlarca kişi, çocuklarına, eşlerine, akrabalarına ve arkadaşlarına para gönderdiği gerekçesiyle tutuklandı.
Adı, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını dinlememesi sonrası kamuoyunun sıklıkla duyduğu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Sever, burada da dosyada herhangi bir delil bulunmamasına rağmen, daha önce aynı iddialarla ‘örgüt üyeliği’nden cezaevinde yatıp tahliye olduktan sonra, yine aynı iddialarla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmıştır.
‘Düşman hukuku uygulanıyor’
Dosya ile ilgilenen Avukat Veysel Demirkaya, kararın düşman ceza hukuku anlayışına göre verildiğini belirterek şunları söyledi:
“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen tutuklama kararı, açıkça düşman ceza hukuku anlayışından beslenmektedir. Toplumda oluşan dayanışma örneklerinin kriminalize edilmesi; toplumun yaşadığı acıların, yeniden bu acıların öznelerine yöneltilmesi ne hukuk ne de vicdan açısından kabul edilemez.
58 yaşında olan müvekkilimiz İsmail Sever, gençlik örgütlenmelerinde yer aldığı iddiasıyla tutuklanmıştır. Oysa yaşı, sağlık durumu ve yaşam biçimi itibarıyla böyle bir faaliyette bulunabilecek dinamizme sahip değildir. Bu iddia, hukukun gerçeklikten koparılarak soyut bir tehdit algısı yaratılmak istendiğini göstermektedir.”
Avukat Demirkaya, Sever’in aynı iddialar üzerinden başka bir mahkemede yargılandığını ve tahliye edildiğini hatırlatarak, mahkemenin kararının hukukla bağdaşmadığını belirtti. Demirkaya şöyle devam etti:
“Nitekim müvekkil, aynı iddialar nedeniyle İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanmış ve tahliye edilmiştir. Buna rağmen, eskiye dayalı ‘örgüte finans sağlama’ suçlamasıyla dosyası 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş ve bu mahkeme tarafından yeniden tutuklanmıştır. Bu durum, ölçülülük ve hukuki güvenlik ilkelerini açıkça ihlal etmektedir.
Malum olduğu üzere, Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararlarına bağlı olması gereken İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, bu yükümlülüğü hiçe sayarak bu günlerde verdiği tutuklama kararı ne izanla ne hukukla bağdaşmaktadır. Müvekkilimiz ciddi sağlık sorunları bulunan bir bireydir; bu nedenle derhal tahliye edilmesi, hem hukukun üstünlüğü hem de insan onurunun korunması bakımından zorunludur.”
Kaynak: ANF









