İktidarın ‘reform’ olarak adlandırdığı yargı paketlerini değerlendiren Yargıçlar Sendikası’ndan Nuh Hüseyin Köse, ‘Yargı gerçek işlevine döndüğü anda bir reforma ihtiyaç duymaksızın sorunları çözebilir’
Birincisi Resmi Gazete’de yayınlanan, ikincisinin de çıkması beklenen yargı paketlerini değerlendiren, İzmir Yargıçlar Sendikası Başkan Yardımcısı Nuh Hüseyin Köse, paketlerin ‘bir reform niteliğinde olmadığını ve toplumun adalet beklentisini de karşılayamayacağını’ söyledi. Hükümetin “Yargı Reformu Strateji Belgesi” kapsamında belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda düzenlemeler içeren Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanunu 17 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
İkinci yargı paketine ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Sevda Aydın‘a konuşan, İzmir Yargıçlar Sendikası Başkan Yardımcısı Nuh Hüseyin Köse, birinci paketin, her iki yılda bir yapılan rutin ceza hukuku düzenlemelerden öteye gitmediğini, rutin düzenlemelerin genellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eleştirilerini karşılamak kaygısıyla yapıldığını ifade etti. Köse, bundan sonra yapılacak yargı paketlerinin de benzer olacağını ancak daha önemlisinin ‘baroların yapısında yapılacak değişiklik’ olduğunu belirtti. Köse, “Baroların yapısının değiştirilmesi gündemde belki daha önemlisi bu düzenleme olacak gibi görünüyor” dedi.
60 yıldır uygulanıyor yeni bulmuş gibiler
Birinci pakette yasallaşan ifade özgürlüğü hakkındaki düzenlemede, haber içeriklerinin ‘eleştiri sınırlarını aşmadığı takdirde suç olmayacağına’ yönelik hükmü değerlendiren Köse, bu hükmün zaten daha önceki yasalarda olduğunu, Türkiye Anayasası’nda ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de mevcut olduğunu ifade etti. “Avrupa’nın 60 yıldır uyguladığı genel insan hakları ilkesini, sanki yeni bulunmuş gibi reform paketine aldı” diyen Köse, önemli olanın yasaları koymak değil onları uygulamak olduğunu vurguladı.
İfade özgürlüğü sorun olmaya devam edecek
Düzenlemeler yapılırken bir yandan da davaların açılmaya devam ettiğinin altını çizen Köse, Türkiye’de ‘ifade özgürlüğü sorun olmaya devam edeceğine’ işaret etti. Erkler ayrılığının yeterince olgunlaşmadığını belirten Köse, pakette, yargı bağımsızlığına dair bir düzenlemenin olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Hakim ve savcıların mesleğe alımlarında yapılacak mülakatlar çok eleştiriliyordu biliyorsunuz, bu eleştirilerin önünü kesmek adına muhtemelen HSK genel sekreterinin de sınavla alınması gibi bir düzenleme yapılmış. Adalet akademisinden bir üyenin olması öngörülmüş ama onlarda da zaten yürütme etkisini çok gördüğümüz için bunlar da yargı bağımsızlığı konusunda bir adım sayılmaz.”
‘Yargı bir muhalefet partisi değildir’
Türkiye’deki toplumsal davaların adil bir şekilde sonuçlanması için bir yargı reformuna ihtiyaç olmadığının altını çizen Köse, mevcut sistem içerisinde bu davalardaki tıkanıkların giderilebileceğine dikkat çekti. “Yeter ki yargıçlar daha da güçlendirilsin, yargı mekanizması daha güçlü ve daha hızlı hale getirilsin” diyen Köse, “Bu da dediğim gibi toplumun desteğiyle ancak yargı yükselebilir. Yargı bir muhalefet partisi değildir ama yargı yürütmenin yetkilerini sınırlandıran ve yürütmenin uygulamalarını hukuka uygun yapmasını sağlayan bir mekanizmadır, bunun için vardır. Bu gerçek işlevine döndüğü anda bir reforma ihtiyaç duymaksızın sorunları çözebilir. Siyasal irade bu anlamda önemli” dedi.
HABER MERKEZİ