• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Temmuz 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mehmet Nuri Özdemir

Yaşanmamış barışı görmek

23 Temmuz 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Mehmet Nuri Özdemir, Yazarlar
Ahmet’e veda

Sayın Öcalan’ın videolu konuşması sonrası kendilerini “Demokratik Toplum Grubu” olarak adlandıran PKK’lilerin silah yakma töreni, akabinde Erdoğan’ın konuşması ve kent uzlaşısının suçlulaştırma stratejisinin askıya alınması gibi gelişmeler Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda oluşan umutları biraz daha güçlendirdi. Özellikle Demokrat Toplum Grubunun silah yakma töreninin birçok açıdan tarihteki yerini aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Silahlarını yakan grubun içinde Eş başkanlık düzeyinde katılımın olması, kalıcı bir barışın inşasında olgunlaşan kararlılığın ve ciddiyetin somut göstergesiydi. Törende silahların yakılması sonrasında dağlardan inen grubun geldiği alanlara geri dönüşü tüm dinamikler tarafından doğru anlaşılmayı beklemektedir.

Törenin kendisi her ne kadar “sembolik” olarak kamuoyu tarafından ifade edilmiş olsa da aslında o gün tanık olduğumuz tek bir saniye bile sembolik değil, tam aksine törende yaşanan tüm anlar yıllardır süregelen barış arayışlarıyla örtüşen bütünlüklü pratiklerin tamamlayıcısıydı. Törendeki radikal gerçeklik, modern dünyanın konforunun ortasında yüzümüze çarpan tarihsel hakikatin detaylarıyla doluydu. Tüm doğrular sanki ateşle buluşarak daha sağlam hale getiriliyordu. Her şeyden önce demirin ateşte yumuşaması- sertleşmesi diyalektiğini doğru anlamak gerekiyor. Demir ateşte yumuşamışken “istikşafi” oyunlarla süreç heba edilmemeli.

Son yıllarda yaşanan gelişmeler Ortadoğu’da Kürtsüz siyaset döneminin kapandığını göstermektedir. Türkiye bu gerçekliğin farkında olan devletlerin başında gelmektedir. Bu farkındalık Kürt meselesinin demokratik çözüm koşullarını da güçlendirmiştir. Bu gerçeklikten hareketle Türkiye iç krizlerini Kürt krizini çözerek aşmaya çalışmaktadır. Kürt hareketinin hem bölgesel temelde hem de Türkiye’nin krizlerini aşmasında belirleyici bir dinamik olması bir hakikat olarak giderek daha geniş çevrelerce kabul görecektir. Bu bakımdan Kürt hareketinin yerel ve bölgesel siyasetteki varlığının belirleyici hale gelmesi 21. Yüzyılın siyasetinde devrimci hattın başarısı olarak kabul görmelidir. Bu aşama tüm ezilen topluluklar ve kimlikler için büyük bir kazanımdır. Kazanım kolektif yoldaşlığın, sarsılmaz dostlukların, bitmeyen bağlığın, kararlılığın, fedakarlığın ürünüdür.

Olumlu gelişmelere rağmen hem ülkeyi, hem Kürt barışını yeniden iki tip geleneksel kuruculuğun kavgası arasında boğma çabaları, çeşitli provokasyonlarla ve de kimi solcuların sol siyaseti öğütçülüğe indirgemesi ile güncellenerek devam etmektedir. Kürt meselesi AKP’nin CHP’yi, CHP’nin AKP’yi bahane edip demokrasiden ve barıştan vazgeçirme oyunlarının aparatı değildir. CHP Kürt barışındaki sorumluluğunu asla bir şantaja dönüştürmemeli; AKP ise CHP’ye yönelik operasyonlarla süreci baltalamaktan bir an önce vazgeçmeli.

Hakeza bazı solcu dostların, bırakalım sürece karşı nötr kalmayı, CHP’ye sürece mesafeli durmasını öğütlemeye kalkışmaları, dahası meclis komisyonuna katılımı Kılıçdaroğlu’nun koşa koşa Yenikapı Mitingi’ne gitmesi kadar büyük bir hata olacağını iddia etmeleri sol siyaset açısından büyük bir handikap, büyük bir talihsizliktir. Kürt barışına burun kıvırmak, eksik bilincin, yetersiz dostlukların ve Kürtlere kibirle yaklaşan kesimlerin ideolojik kriziyle ilgili olabilir. Halbuki bu aşamada Kürt barışıyla ezilenlere yer açılması bir fırsat olarak değerlendirilmeli, mevzi kenetlenerek güçlendirilmeliydi. Türkiye siyasetinde solcu olmanın en asgari gereklerinden biri Kürt halkının iradesine saygı duymaktır. O saygı olmasa bile en azından barışa gölge etmemek de bir şeydir.

İkili kuruculuğun dayatıldığı Türkiye gerçekliğinde Kürt hareketi ve dostlarından oluşan üçüncü çizgi ülkeye ve demokratik siyasete nefes aldırabilecek yegâne çizgidir. Bu çizgi her zamankinden daha fazla kararlı ve örgütlü olmakla mükelleftir. Türkiye siyasetinde Kürt barışının pozitif enerjisiyle tahkim edilebilecek güçlendirilmiş bir üçüncü seçenek, yeni kuruculuğu demokratikleştirme ve siyasete yeni bir ufuk kazandırma potansiyeli taşımaktadır. Bu hakikati ıskalamak büyük bir yanılgıya yol açacaktır.

Kuşkusuz süreci örgütlemek ve yürütmek Kürtler arasında devletten beklentili olmaktan çok daha fazla ilgi görmektedir. Kürtler açısından ayakta olan güçlü ve örgütlü bir yapı barışın en güçlü teminatı olarak kabul görmektedir. Demokrat, katılımcı, tereddütsüz, kafası ve ufku açık bileşen ve kadrolarla tahkim edilecek politik bir yol barış ve demokratik toplum tezinin en güçlü dayanağı olacaktır.

Türkiye Kürt meselesi gibi tarihsel bir sorunun çözümü için tarihsel bir fırsat yakalamış durumda. Kürtler ve Türkler jeopolitiğin yerle bir olduğu bir eşikte büyük bir coğrafya üzerinde ortak yaşam ilkesi temelinde yeni bir gelecek kurabilirler. Onun için hem Kürt meselesinin demokratik çözümünü itibarsızlaştırma hem de üçüncü seçeneği yeniden diğer kurucu odaklara yedekleme girişimlerine karşı ahlaki, politik ve ideolojik görevlerle karşı karşıyayız. Özellikle sol siyasetin bu aşamadaki rol ve sorumluluğunun her zamankinden daha fazla olduğunu sanırım hatırlatmaya gerek yoktur.

Bu hakikatten hareketle tüm Türkiye’nin, yeni kutuplaştırma, suçlulaştırma, yeni asimilasyon, yeni ümmet stratejilerine değil somut adımların atılacağı, tüm topluma güven veren güçlü bir demokratikleşme programına, tereddütsüz bir barış hareketine ihtiyacı var. Devlet ve Kürtler bugüne kadar barış halinde yaşamayı hiç deneyimlememişti. Bu açıdan barış halinde yaşama tezi her açıdan denenmeyi hak etmektedir. Yaşanmamış barışı yaşamanın zamanıdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Tarih sessizleri affetmez: Zeytin yasası, ekolojik kıyametin eşiği

Sonraki Haber

Ekoloji; toplumsal ahlakın özüdür

Sonraki Haber
Ekolojik Başkaldırı Şimdi Değilse Ne Zaman

Ekoloji; toplumsal ahlakın özüdür

SON HABERLER

Ekolojik Başkaldırı Şimdi Değilse Ne Zaman

Ekoloji; toplumsal ahlakın özüdür

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Ahmet’e veda

Yaşanmamış barışı görmek

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Tarih sessizleri affetmez: Zeytin yasası, ekolojik kıyametin eşiği

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Kürt sorunu yeni dönemin neresinde?

Kürt sorunu yeni dönemin neresinde?

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Bayık: Önder Apo her zaman değişimi ve dönüşümü esas aldı

Bayık: Önder Apo her zaman değişimi ve dönüşümü esas aldı

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

İmamoğlu bindiği dalı mı kesiyor?

İmamoğlu bindiği dalı mı kesiyor?

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Kürt meselesi: geçmişten dersler, geleceğe umut

Kürt meselesi: geçmişten dersler, geleceğe umut

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır