• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Haziran 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

Yavuz Ekinci: Roman, ilhamla değil, tasarımla yazılır

6 Haziran 2025 Cuma - 00:00
Kategori: Kültür, Manşet, Söyleşi
Yavuz Ekinci: Roman, ilhamla değil, tasarımla yazılır

Timur yalnızca atölyesinde resim yapan bir sanatçı değildir. O, çağının tanığıdır. Çağını yorumlayan, ona ses olan bir sanatçıdır. İlahi Komedya’yı yorumlayarak kendi cennetini, cehennemini ve arafını yarattı. 90’lı yılların karanlığında adalet yerini bulmadı; birçok fail, kurumların arkasına saklandı

Hüseyin Kalkan

Aziz yayınlandıktan hemen sonra çok satanlar listesinde yerine aldı. Yavuz Ekinci’nin son romanından söz ediyorum. Sanat tutkusu, mal edineme tutkusu ve karşı cinse duyulan tutku  içe içe yer alıyor romanda. Bir koleksyoner, bir ressam ve onların tutkuları arasında dönen bir sanat, aşk ve cinayet romanı. Roman Kürdi bir arka planda yürüyor. Ekinci bunu Annie Ernaux’ a atıf yaparak yanıtlıyor: “Halkımın intikamını almak için yazacağım.” Ben severek okudum, Aziz’i, sizin de seveceğinizi umuyorum. Ekinci’nin, yazı dünyasında bir yolculuğa çıkmaya hazırsanız buyurun.

  • Son romanınız Aziz, sanat ve tutku üzerine bir roman olarak değerlendirildi. Bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?

Aziz, benim tutkumdur. Timur ise, o tutkuyu yaratma cesaretim. Her okur, okuduğu romanı bir kez daha yazar aslında. Roman, her okunduğunda yeniden yazılır; bu nedenle sonsuz bir forma sahiptir. Benim yazdığım Aziz ile okurun zihninde oluşan Aziz aynı kişi değildir. Her okur, kendi Aziz’ini inşa eder, keşfeder ve sahiplenir.

  • Aziz için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?

Roman, ilhamla değil, tasarımla yazılır. Benim için dört aşamalı bir süreçtir bu. İlki fikrin doğuşudur: Bazen bir ses, bazen bir görüntü ya da bir soru olarak belirir. Aziz, sırta işlenmiş bir dövmenin görüntüsüyle çıkageldi. O dövmede beni büyüleyen, susturmayan bir çağrı vardı.

İkinci aşama araştırmadır. Dövme sanatı, koleksiyonculuk, sanat tarihi üzerine yoğun okumalar yaptım. Yurtiçinde ve yurtdışında koleksiyonerlerle görüştüm, onların hikâyelerini dinledim, sorular sordum. Müzelere, müzayedelere, konserlere bir koleksiyoncu gibi katıldım. Dövme sanatçılarının atölyelerinde saatler geçirdim, yaratım süreçlerine sessizce tanıklık ettim. Bu tanıklık yazma isteğimi bir nehir gibi taşırdı.

Üçüncü aşama yazma, dördüncü aşama ise azaltmadır. Tıpkı bir heykeltıraş gibi fazla olanı kesip biçerek romana son şeklini verdim. Bu aşamada sadece şiir okudum. Dört yılın sonunda Aziz, roman olarak tamamlandı.

  • Timur en büyük eserini bedenlere yapıyor ve bu, üç cinayete yol açıyor. Bu eylemin tutkuyla ilgisi var mı?

İnsan, umut ile korku arasında sıkışıp kalan bir varlıktır. En büyük umudu ölümsüzlük, en derin korkusu unutulmaktır. Tutkusuz bir insan, ruhu alınmış bir bedene benzer. İnsan, kendini adayabileceği bir şeye ihtiyaç duyar. Bu uğurda her şeyini feda eden, kendini adayan insanlara hep hayran oldum. Yaşamı anlamlı kılan da budur zaten: Kendini aşan bir amaca tutunabilmek.

  • Timur, tablolarını 90’ların arka planında, faili meçhullerin, Musa Anter cinayetinin ve itirafçıların olduğu bir ülkede yapıyor. Bu atmosfer eserlerine nasıl yansıyor?

Timur yalnızca atölyesinde resim yapan bir sanatçı değildir. O, çağının tanığıdır. Çağını yorumlayan, ona ses olan bir sanatçıdır. İlahi Komedya’yı yorumlayarak kendi cennetini, cehennemini ve Arafını yarattı. 90’lı yılların karanlığında adalet yerini bulmadı; birçok fail, kurumların arkasına saklanarak bu dünyadan cezasız ayrıldı. Ama onlar benim iç dünyamda hâlâ yargılanıyorlar. Anılarımda, zihnimde, kalbimde.

Annie Ernaux’nun dediği gibi: “Halkımın intikamını almak için yazacağım.”

  • Tene yapılan tabloların bu atmosferle nasıl bir ilgisi var?

Biz karakteri takip ederiz ama bizi etkileyen, ruhumuza dokunan şey atmosferdir. O atmosfer, karakterin yapamadıklarını da bizim içimizde tamamlattırır.

  • Timur neden özellikle İlahi Komedya’yı resmediyor?

Bazı metinler insanın yüzüne yumruk gibi çarpar. İlahi Komedya da onlardan biridir. Üzerine çok konuştuğumuz ama hiç gitmediğimiz bir dünyanın hikâyesidir bu. Bu metin sayısız sanatçıya ilham verdi. Her biri onu yorumlarken kendi cennetini, cehennemini ve Arafını yarattı. Timur da aynı metni yorumlarken aslında kendi içsel coğrafyasını inşa etti.

  • Aziz’i okurken, başka bir romanınız Tene Yazılan Ayetler hemen hatırlanıyor. Kitaplarınız arasında tematik bir bağ var diyebilir miyiz?

Metinlerim arasında, örümcek ağı gibi ince ama güçlü bir bağ var. Romanlarım birbirine gönderme yapar. Biri diğerini müjdeler, biri diğerini hatırlatır. Bu bağ, temalarla olduğu kadar ruh haliyle de kurulur.

  • Dövme (deq) anlatılarınızda sık sık yer buluyor. Sizin için dövme ne anlatır?

Bugün dövmeyi modern bir sanat formu olarak biliriz, oysa dövme insanlık tarihi kadar eskidir. Her kültürde dövmeye rastlarız. Sanatçıyı çocukluğu, geçmişi, toprağı etkiler. Timur, Urfa’nın bir köyünde doğmuş bir sanatçı. Onun arka planında deq vardır. Deq, dilektir, büyüdür, totemdir. Timur, son büyük eserini deq sanatını yeniden yorumlayarak yapar. Bu, bir tür yeniden doğuştur.

  • Bundan sonrası için nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Dört yıl boyunca adeta Timur’un, Aziz’in ve Anelya’nın zihnine hapsolmuş gibi yaşadım. Şimdi yorgun ve bitkinim. Bir ebeveyn gibi, artık büyüyüp evden ayrılmış çocuğunu uzaktan izliyorum Aziz’i. Artık onun yolu okura ait.

  • Yeni bir yolculuğa çıkacak gücüm şimdilik yok. Ama bazen bir görüntü, bir ses, bir kelime her şeyi başlatabilir.

Yavuz Ekinci kimdir?

Yavuz Ekinci, 1979’da Batman’da doğdu. Cennetin Kayıp Toprakları romanında anlattığına benzer bir ailede, Mişrita’da büyüdü. Sırasıyla Yedibölük Köyü İlkokulu (1990), Siirt İmam Hatip Lisesi Orta Kısmı (1993), Batman Endüstri Meslek Lisesi (1997) ve Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü (2001) bitirdi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisans eğitimi yaptı.  Yazmaya öykü ile başladı. İlk öykü kitabı Meyaser’in Uçuşu 2004 yılında yayınlandı. Sırtımdaki Ölüler ile Haldun Taner Öykü ödülünü (2005), Bana İsmail Deyin ile Yunus Nadi Öykü ödülünü (2008) aldı. Öyküleri Almanca, İngilizce, Japonca, Yunanca, Farsça ve Kürtçeye çevrildi. Üç öykü kitabından sonra roman yazdı. Ölümsüzlüğü Tanrıların ona verdiği bir ceza olarak gören Gılgamış Destanı’ndaki Utanapişti ile cesedi Hizbullah’ın ölüm evinde bulunan yazar Asvas’ın hayatını araştıran Berzah’ın Diyarbakır’da yollarının kesişmesini konu alan Tene Yazılan Ayetler adlı romanı 2010 yılında yayımlandı.

Yirminci yüzyılın en trajik olayı olan Ermeni katliamını ve bu katliamdan kurtulan kadınların yaşadıklarını oğul, torun ve babaanne üzerinde hikâye ettiği Cennetin Kayıp Toprakları adlı romanı 2012 yılında yayınlandı. Tayfur Aydın, romanı İz/Reç (2012) adıyla sinemaya uyarladı. Film 31. Uluslararası İstanbul Film Festivali Onat Kutlar Jüri Özel Ödülü’nü aldı. Video Art sanatçısı Fikret Atay, romanı Cennetin Kayıp Toprakları adıyla videoya çekti. Fikret Atay’ın Cennetin Kayıp Toprakları video çalışması birçok sergide sergilendi. Almanya’ya sığınmış siyasi bir sığınmacının yılardır haber alamadığı gerilla kardeşini bulmak umuduyla yola çıktığı ve Berlin’den Batman’a, Batman’dan Kandil Dağı’na dek yaptığı yolculuğu hikâye ettiği Rüyası Bölünenler romanı 2014 yılında yayımlandı. Dağın ardından gelecek düşmanları bekleyen vadideki insanların çırpınışını, çaresizliğini, kaçışını ve yok oluşunu hikâye ettiği Günün Birinde 2016 yılında yayınlandı. Günün Birinde, Ekinci’nin pek çok dile çevrilen ilk romanı oldu. Kitapları: Meyaserin Uçuşu, Sırtımdaki Ölüler, Bana İsmail Deyin, Tene Yazılan Ayetler, Cennetin Kayıp Toprakları, Rüyası Bölünenler, Günün Birinde, Amar ve Sara, Peygamberin Endişesi, Ravan Bir At Masalı, Belki de Dünyanın Sonundayım

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Taciz faili polis tutuklandı ve görevden uzaklaştırıldı

Sonraki Haber

İzmir, ırkçılık ve eşitlik korkusu

Sonraki Haber
Neler oluyor?

İzmir, ırkçılık ve eşitlik korkusu

SON HABERLER

Bakırhan, Eren Bülbül’ün annesinin bayramını kutladı

Bakırhan, Eren Bülbül’ün annesinin bayramını kutladı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

İsrail saldırısında 3 gazeteci hayatını kaybetti

7 Ekim’den bu yana Gazze’de 226 gazeteci yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

Wan’da ‘PKK halktır halk burada’ pankartı

Wan’da ‘PKK halktır halk burada’ pankartı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

SOHR: Suriye’de son 24 saate 9 kişi öldü

SOHR: Suriye’de son 24 saate 9 kişi öldü

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

Amed’deki yangında yaşamını yitirenlerin taziyesine ziyaret

Amed’deki yangında yaşamını yitirenlerin taziyesine ziyaret

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

Trafik kazasında aynı aileden 4 kişi yaşamını yitirdi

Arife günü meydana gelen kazalarda 10 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

30 yıllık tutsak Kar tahliye oldu

30 yıllık tutsak Kar tahliye oldu

Yazar: Yeni Yaşam
6 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır