Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ile başlayan yeni dönemin resmi ilanı PKK’nin 12. Kongresi oldu
Kürtlerin son 52 yıllık tarihinde önemli bir dönemeç daha geride kaldı. PKK’nin 5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi’nin sonuçları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 Şubat 2025 tarihinde kaleme aldığı ve 27 Şubat’ta kamuoyuna duyurulan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın doğrudan bir devamı olarak, PKK’nin mücadele tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor.
5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve fiilen üç gün süren PKK’nin 12. Kongresi, hem ideolojik hem de örgütsel düzeyde köklü dönüşümlerini ilan ettiği bir platform olarak tarihe geçti. Bu kongre, yalnızca bir örgütsel toplantı değil; aynı zamanda yeni bir dönemin resmi ilanı niteliği taşıyor.
Çağrı, siyasi perspektif ortaya koydu
Şüphesiz yeni sürecin başlangıcı, 27 Şubat’ta DEM Parti İmralı Heyeti aracılığıyla dünya kamuoyuna duyurulan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na dayanıyor. Bu çağrı, hem zamanlaması hem de içeriği itibariyle bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında radikal bir duruşu temsil ediyor. Üçüncü Dünya Savaşı’nın etkilerinin yoğun hissedildiği, Ortadoğu’da yeniden dizayn sürecinin hız kazandığı bir konjonktürde yapılan bu çağrı, beklentilerin dışında bir siyasi perspektif ortaya koydu. Abdullah Öcalan’ın çağrısı, savaşın hâkim olduğu ve statükonun sorgulanmadığı bir dönemde barışı ve demokratik toplum inşasını önceleyen bir yaklaşımı dile getirerek, ezber bozan bir nitelik taşıyor. Bu yaklaşım, toplumsal değişimlerin sadece koşullarla değil, aynı zamanda düşünsel sıçramalarla da mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
PKK’nin yanıtı ve kongre kararları
PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart 2025 tarihinde yaptığı açıklamayla Abdullah Öcalan’ın çağrısını “çağın manifestosu” olarak kabul ettiğini ilan etmiş, buna uygun bir tutum benimseyeceğini ve ateşkes ilan ettiğini duyurmuştu.
PKK açıklamasında “Önder Apo’nun Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın hayata geçmesinin önünü açmak için, bugünden geçerli olmak üzere ateşkes ilan ediyoruz. Üzerine saldırı olmadıkça hiçbir gücümüz silahlı eylem yapmayacaktır. Bundan öte silah bırakma gibi hususların pratikleşmesini ancak Önder Apo’nun pratik öncülüğü gerçekleştirebilir. Diğer yandan, Önder Apo’nun istediği şekilde parti kongresini toplamak için hazırız. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için uygun güvenlikli ortamın oluşması ve kongrenin başarısı için de Önder Apo’nun bizzat yönlendirmesi ve yürütmesi gerekir. Şimdiye kadar savaş yönetimini, tüm hata ve yetersizlikleriyle birlikte biz yaptık; ancak Barış ve Demokratik Toplum Döneminin yönetimini sadece Önder Apo yapabilir” demişti.
PKK’nin adımı, tarihsel gerçekliğin güncel tezahürü
Bu tutumun kurumsallaştığı zemin ise 12. Kongre oldu. Ve Abdullah Öcalan’ın iradi olarak kongreyi ikna etme, karara götürme biçiminde katılımıyla gerçekleşti. Bunun sonucunda kongre süresince PKK, silahlı mücadele döneminin sona erdiğini ilan ederek, 52 yıllık mücadele tarihinin önemli bir aşamasını kapattı. Silahlı mücadelenin sonlandırılması, PKK açısından yalnızca taktiksel bir değişim değil; aynı zamanda tarihsel bir kapanışı ve ideolojik bir yeniden inşayı temsil ediyor. Bu karar, Kürt halkını fiziki ve kültürel imhadan kurtaran mücadele döneminin tamamlandığı ve bundan sonraki sürecin yeni araçlar ve yöntemlerle yürütüleceği anlamına geliyor.
Şüphesi PKK’nin aldığı kararlar, mevcut ezberleri zorlayan ve toplumsal reflekslerin ötesine geçen bir düşünsel berraklığı yansıtıyor. Alışkanlıkların ve kalıpların belirleyici olduğu toplumlarda radikal dönüşümler, genellikle dirençle karşılaşır. Ancak tarihsel gelişim gerçek ilerleme ve dönüşümün ancak mevcut kalıpların ötesine geçilerek mümkün olduğunu gösteriyor. PKK’nin bu adımı, bu tarihsel gerçekliğin güncel bir tezahürü oluyor.
Yeni bir süreç
Abdullah Öcalan’ın 52 yıllık bir mücadele süreci, yalnızca Kürt halkının ulusal varlığını korumasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda halkın siyasal bilinç düzeyini de dönüştürdü. Bugün girilen yeni dönemin temel hedefi de Abdullah Öcalan’ın kavramsallaştırdığı “Barış ve Demokratik Toplum”un inşası oluyor. Bu sürecin, silahlı mücadele yerine toplumsal örgütlenmeyi, düşünsel üretimi ve barışçıl politik mücadeleyi esas aldığı anlaşılıyor. Yeni dönemin temel çerçevesinin de Abdullah Öcalan’ın perspektifinde ifadesini bulan Demokratik Modernite anlayışı olacak.
Sonuç olarak PKK’nin 12. Kongresi, Kürtlerin mücadele tarihinde bir dönemin kapanışını ve yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Bu yeni dönem, yalnızca Kürt halkı için değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun genel demokratik geleceği açısından da kritik bir önem taşıyor. PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı, radikal bir zihniyet dönüşümünün ve siyasi cesaretin ürünü oluyor. Bu kararla birlikte “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” temelinde artık yeni bir tarih yazılmaya başlandığı görülüyor.
Haber: Özgür Paksoy \ MA