• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Sebahat Tuncel

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

24 Aralık 2025 Çarşamba - 23:00
Kategori: Sebahat Tuncel, Yazarlar
Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yeni bir yılı daha karşılıyoruz. Her yeni yıl için yeni umutlar ve yeni dileklerde bulunuyoruz. Yıl sonunda bir yılın muhasebesini yapıyoruz. Çıkan sonuç herkese göre değişir ama çoğu zaman yılı hayattan beklentilerimizin karşılanmadığı, ekonomik olarak borçlu, hak, hukuk, adalet ve özgürlük açısından alacaklı olarak bitiriyoruz. Tekrar baştan başlıyoruz umutla.

2024 yılı Ekim ayında Devlet Bahçeli’nin Sayın Abdullah Öcalan’ı Meclis’e davet etmesi ve Sayın Öcalan’ın  27 Şubat 2025 “Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısıyla demokrasi ve özgürlük umutlarının yeniden yeşerdiği ve başka bir yaşamın mümkün olabileceğini düşünmeye başladık. Bir yıl barış için gerekli hukuki ve siyasi adımların atılmasını beklemekle geçti. Tabii ki sadece beklemedik; mücadele de ettik. Bir yılı kadınlar başta olmak üzere barış ve özgürlük isteyenlerin mücadelesi ve bir de halkın devlete, iktidara güveni olur mu soruları ile geçirdik.

Bu soru yersiz değil tabii ki. Bu ülkede Kürt halkı başta olmak üzere demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi yürütenler devletin baskı ve zor politikaları ile yaşamak durumunda bırakıldı. Devlete dair pozitif değil, negatif bir hafıza söz konusu.

Sadece Aralık ayının bize hatırlattıklarına baksak bile bu negatif hafızadan ne kastettiğimiz anlaşılır. Bazı tarihler vardır; takvim yaprağında değil insanın yüreğinde iz bırakır. 13 Aralık, Erdal Eren’in idamı, 19-26 Aralık Maraş Katliamı, 19 Aralık Cezaevi Katliamı, 19 Aralık Taybet Ana’nın katledilişi, bir hafta ölü bedeninin sokak ortasında bekletilmesi, 28 Aralık Roboski Katliamı. Farklı zamanlarda yaşanmış bu acıların ortak yanı yaşam hakkının bizzat devlet tarafından ihlal edilmesidir.

Barış severler, barış mücadelesi bir daha benzer acıların yaşanmaması için hakikatin açığa çıkarılması, gerçekle yüzleşilmesi ve adaletin sağlanması ile sahici bir barışın mümkün olacağını savunuyor. Pozitif bir barışın geçmişi yok sayıp, üzerine sünger çekmekle değil, yüzleşmek ve ‘bir daha asla’ demekle mümkün olacağına inanıyorlar. Dünya deneyimleri de bize bunu gösteriyor. Elbette ki her ülkenin deneyimi farklıdır. Türkiye de kendi siyasal, toplumsal koşullarına göre bir barış inşası geliştirmek durumunda. Ancak iktidarın 90’lı yıllardan bugüne Kürt sorununun çözümü ve toplumsal barış deneyimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının temel nedeni, sorunun adının konulmaması, sorunun hak ve özgürlük sorunu, bir halkın kendi varlığı ve özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması sorunu olarak değil de güvenlik sorunu, “terör” sorunu olarak ele almasından kaynaklanmaktadır. Sorun yanlış tanımlanınca çözüm de gelişmiyor. Cumhuriyetin kuruluşunda aktif rol oynayan Kürtler 1924 Anayasası ve sonrası geliştirilen devlet politikası olarak geliştirilen inkâr, imha ve asimilasyon, Kürt halkının verdiği mücadele ile fiilen aşılmış olsa da zihinsel olarak aşılmaması bugünkü sorunun çözümü önünde de engel teşkil etmektedir. 27 Şubat çağrısı sonrası yaşanan gelişmeler, TBMM’nin gerekli hukuki ve siyasi adım atma konusunda isteksizliği, zamana yaymasında, sorunun çözümüne parçalı, bütünsel yaklaşılmamasında bu zihinsel altyapının etkisinin olduğunu daha net göstermiştir. Sorunu konuşulmadan sadece silahların bırakılmasına kilitlenmesi, demokrasi ve özgürlüklerle bir bütün ele alınmaması da bununla ilgilidir.

Son bir yılda yaşananlara baktığımızda toplumda güçlü bir barış talebi olsa da barış siyasetinin zayıf olduğunu, partizanlık ve seçime indirgenmiş siyasetin toplumun barış taleplerini, eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet taleplerine çözüm bulmak ve gerekli hukuki ve siyasi adımları atmak yerine parti çıkarlarını öncelediği görülecektir. Toplumu öncelik olmaktan çıkaran parti çıkarları ve kendi bekasını toplumun bekası önüne alan siyaset, topluma yabancılaştırılıp ve çözümün değil sorunun bir parçası haline gelmiştir. Bu siyaset daha doğrusu siyasetsizlik toplumsal sorunların ağırlaşmasına, dinci, cinsiyetçi, milliyetçi ve militarist politikalarla toplum nefessiz bırakmaktadır. Toplumsal gerçeklik bu durumu kaldıramamaktadır. Toplum yeni bir siyasete, yeni bir başlangıca ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyacı kim karşılarsa kazanan da o olacaktır. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum çağrısı bu yeni siyasetin adı ve programıdır.

Yeni bir yıla kadınlar, halklar, inançlar, hak savunucuları ve barış severler yeni bir umutla giriyor. Barış, bir lütuf değil haktır. Özgürlük, bir tehdit değil gerekliliktir. Yaşam hakkı ve özgürlük ise pazarlık konusu yapılamaz, yapılmamalıdır.

Yeni yıla barışla girsek ne güzel olur.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ortaçağ zindanı değil, 21. yüzyıl tecrit tipi: Y ve S hapishaneleri

Sonraki Haber

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Sonraki Haber
Halkın sanatçısı olmak

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

SON HABERLER

Nijerya’da camide patlama: En az 7 kişi öldü

Nijerya’da camide patlama: En az 7 kişi öldü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Aralık 2025

Yılbaşı sepetindeki tezkere ve Doğu Akdeniz’deki büyük iflas

Yılbaşı sepetindeki tezkere ve Doğu Akdeniz’deki büyük iflas

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

Barışa karşı ‘Yeşil’ kartı

Barışa karşı ‘Yeşil’ kartı

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Burdur Gölü’ne su taşınacak

Burdur Gölü’ne su taşınacak

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Halkın sanatçısı olmak

Açlık bir yazgı değil adaletsizlik

Yazar: Heval Elçi
24 Aralık 2025

Şiddet sarmalından çıkmak ve barış

Yeni yıl ve beklentiler için mücadele

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
24 Aralık 2025

Ortaçağ zindanı değil, 21. yüzyıl tecrit tipi: Y ve S hapishaneleri

Ortaçağ zindanı değil, 21. yüzyıl tecrit tipi: Y ve S hapishaneleri

Yazar: Bedri Adanır
24 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır