COP30’un Amazon’un en büyük yıkım gören bölgesi olan Belem’de yapılması dikkat çekici. Yerli halk: Endüstriyel tarımdan, petrol aramalarından, madencilerden ve orman katillerinden arınmasını istiyor
Brezilya ’nın Belem kentinde Luiz Inácio Lula da Silva’nın da sıcak baktığı petrol sondajlarını protesto etmek için sarı bayrak sallayan yerli göstericiler zirveyi ‘bizim olmadığımız yerde kararlar alamazsınız’ sözleriyle tepki gösterdiler. Rede Sustentabilidade Bahia derneğinden protestocu Maria Clara, AFP’ye yaptığı açıklamada, yerli halkların içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekmek istediklerini belirterek, “Bu sesler görmezden geliniyor” dedi. Eylemciler, COP30’un sona ereceğini, ancak yıkımın devam edeceğini bildiklerini ve bu durumu protesto etmek için COP30 alanına girdilerini söylediler.
‘Parayı yiyemeyiz’
Eyleme katılan kalabalık protestocu grubunun pankartlar ve büyük bir Filistin bayrağı taşıyarak slogan attığı izlendi. Bazıları geleneksel Yerli kıyafetleri ve başlıkları takıyordu. Brezilya’da Tapajos Nehri’nin alt kesimlerine yakın Tupinamba topluluğundan bir yerli lider olan Gilmar, “Parayı yiyemeyiz. Topraklarımızın tarım işletmelerinden, petrol aramalarından, kaçak madencilerden ve kaçak ormancılardan arınmasını istiyoruz” dedi.
100 gemiyle geliyorlar!
Bu yıl Amazon’un Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ni protesto edenler öfkeli bir şekilde bağırarak toplantı alanına erişim talebinde bulundu. Bazıları toprak hakları çağrısı yapan sloganların yazılı olduğu bayraklar salladı ve “Topraklarımız satılık değil” yazılı dövizleri taşıdı. Diğer yandan, Amazon yağmur ormanlarının en saygın yerli liderlerinden ikisi olan Raoni Metuktire ve Davi Kopenawa Yanomami’nin liderliğinde yaklaşık 100 gemiden oluşan bir filoyla çok daha fazla aktivist bölgeye ulaşmaya çalışıyor.
Dünyayı en çok kirletenler zirvede yok
Dünyanın en büyük üç kirleticisi olan ülkeler ABD, Çin ve Hindistan COP30’a katılmadı. Bu durum Belem’de alınacak kararları güdük duruma sürüklüyor. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping COP30’a katılmadı, Çin temsili düzeyde katılım sağlarken, ABD COP30’u tamamen görmezden geldi ve BM iklim zirvesine Washington’dan hiçbir delege katılmadı. 2024 verilerine göre Çin (yüzde 29,2), ABD (yüzde 11,1) ve Hindistan (yüzde 8,2) dünya emisyonlarının neredeyse yarısını oluştururken, AB’nin 27 ülkesi yüzde 5,9’luk paya sahip.
Destek taahhütü ihtiyacın ¼’i
En büyük kirleticilerin, özellikle de Trump yönetimi altındaki ABD’nin çekilmesiyle, Avrupa ülkeleri küresel iklim eylemini sürdürmek için çok ihtiyaç duyulan fonları toplama arayışında yalnız kalmış durumda. Geçen yıl Bakü’de düzenlenen COP29’a dayanan küresel Güney ülkeleri, dünyanın en zengin ülkelerinden yılda en az 1,2 trilyon euro talep ediyor. Geçen yıl ise en gelişmiş ekonomiler, iklim değişikliğiyle mücadele için yılda 300 milyar dolar sağlamayı vaat etmişti.
Timsah gözyaşları
Avrupa İklim Eyleminden Sorumlu Komisyon Üyesi Wopke Hoekstra Euronews’e verdiği demeçte, “Net sıfır emisyona ulaşmak için tüm dünyanın bir araya gelmesi gerekiyor. Avrupa, küresel emisyonların sadece yüzde 6’sını oluşturuyor” derken aslında timsah gözyaşlarını akıtıyordu. Zirveye katılmayan ülkelerin ve AB’nin sınırları dışında inşa ettiği kömürlü santraller dahil her türden kirletici işin içinde olurlarken, verilen oranlara bunlar ilave edilmiyor. Türkiye’de yeşillerin ve SDP’nin kurduğu koalisyon döneminde Sugözü kömürlü termik santralini kurup açılışa katılmaları dikkat çekmişti. Sugözü Enerji Santrali bölgede diğer termik santrallerle birlikte büyük bir kirliğe yol açarken, Almanya’nın kendi sınırlarında termik santrallere yeniden dönme planları ise raftan inmeyi bekliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ









