• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
29 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Yıllar geçti İmralı’da ’17 Kasım Darbesi’ koşulları değişmedi

16 Kasım 2024 Cumartesi - 09:17
Kategori: Güncel, Manşet
Yıllar geçti İmralı’da ’17 Kasım Darbesi’ koşulları değişmedi

Abdullah Öcalan’a dönük tecrit, 15 yıl önce hücresinin değiştirilmesiyle daha ağır bir hal aldı. Bu durumu ‘17 Kasım Darbesi’ değerlendiren Abdullah Öcalan, son görüşmede de tecrit koşullarının sürdüğüne işaret etti

PKK Lideri Abdullah Öcalan, uluslararası komployla 15 Şubat 1999’da Türkiye getirildikten sonra İmralı Adası’nda bulunan F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Abdullah Öcalan, söz konusu tarihten bu yana cezaevinde ağırlaştırılmış tecrit altında tutuluyor. Abdullah Öcalan, bu süreçte tek kişilik hücreden hiç çıkarılmadı. Bundan 15 yıl önce, yani 17 Kasım 2009 tarihinde ise hücresi değiştirilerek, daha kötü koşullarda tutulmaya başlandı. Abdullah Öcalan’ın “17 Kasım Darbesi” olarak nitelendirdiği söz konusu değişim sonrası İmralı’daki tecrit de koşullar da daha kötü bir hal aldı.

Hücresi küçültüldü

Abdullah Öcalan, hücre değişikliğinin yapılmasından bir gün sonra avukatlarıyla görüşerek, yeni hücrenin eskisinden daha kötü olduğunu belirtti. Abdullah Öcalan, hücre değişimiyle amaçlananın “teslim almak” olduğunu vurguladı. Eski hücrenin 12 metrekare, yeni hücrenin 6 metrekareden oluştuğu bilgisini avukatlarına veren Abdullah Öcalan, yeni hücrede dışarıyı görmenin olanaksız hale getirildiğini dile getirdi. Abdullah Öcalan, “Bunu açılım, gelişme, iyileştirme olarak sunuyorlar ama öyle değil. Amaç iç kamuoyunu yanıltmak, dış kamuoyunun, CPT’nin baskısını azaltmaktır. Durumum böyle bilinmelidir. İyileştirme falan yok” dedi.

Abdullah Öcalan, daha sonra gerçekleşen avukat görüşmelerinde de sık sık hücre değişikliği ve yeni hücrenin koşulları üzerinde durdu. Avukatları ile 25 Kasım 2009 tarihinde yaptığı görüşmede sağlık sorunlarının arttığını söyleyen Abdullah Öcalan, havalandırma sisteminden kaynaklı nefes almanın zor olduğunu, odanın havasız bırakıldığını kaydetti. Yaşamına dair Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’ne (AİHM) rapor yazdığını dile getiren Abdullah Öcalan, yeni hücrenin CPT ve AİHM tarafından önerildiğini, yaşananlardan kendilerinin sorumlu olduğunu vurguladı.

Bu durum CPT’nin pisliğidir

Abdullah Öcalan, “Bu durumu sürekli eylemler yaparak genelleştirmelidirler. CPT’nin yapmış olduğu hatadan dönmesini istemeli ve koşulların düzeltilmesini talep etmeliler. Bu durum CPT’nin, onların planıdır, onların pisliğidir. Gelmek zorundalar buraya. Gelip burayı görüp incelemek zorundadırlar. Yoksa olmaz. Bunu aynen söylemek lazımdır” tepkisinde bulundu.

Yeni hücrenin fiziki yapısı

Abdullah Öcalan, aynı görüşmede, yeni hücrenin fiziki yapısına dair şunları söyledi: “Kaldığım yer tek katlı. Isınma koşulları avukat görüşme yeri gibi, fena değil. Aydınlatmada sorun yok. Kaldığım yer 6-6,5 metrekare bir yer. Bitişik bir şekilde kapalı banyo tuvalet yapmışlar, yani iç içedir. Banyo-tuvalet böyle içten ayrılmış bir şekilde. Hemen duvar dibinde yatağım var. Duvara bitişik. Öbür duvarla yatağım arasında çok dar bir mesafe var. Neredeyse sadece bir kişinin geçebileceği kadar bir mesafe var duvarla yatağım arasında. Birkaç adımlık ta yürüme mesafesi var. Bu daracık mesafede gidip geliyorum. Oldukça daraltılmış bir yer.”

Menderes’i hatırlattı

Koşullarının idamdan beter olduğunu dile getiren Abdullah Öcalan, 1961’de idam edilen eski başbakan Adnan Menderes’in İmralı koşullarına 24 saat dayanamadığını söyledi. İmralı’da halk için mücadele ederek ve sorumlulukları için yaşadığının altını çizen Abdullah Öcalan, “Onurluca mücadele ve yaşamım bu anlamda halk için hep olacaktır. Ben sonuna kadar aldığım bu sorumluluğun gereklerini yerine getireceğim. Son nefesime kadar mücadele edeceğim, onurlu mücadelemi sürdüreceğim. Halkım için yaşayacağım. Ama yineliyorum bu şartlara karşı ne kadar dayanacağımı bilemiyorum” ifadelerini kullandı.

Öcalan: Ölüm çukurudur

Yeni hücreyi “ölüm çukuru”na benzeten Abdullah Öcalan, “Buradaki cezaevi yönetimi, hiç kimse kendi başına ve direk bir davranış sergileyemiyor. Buradaki müdür de bir başına karar veremiyor. Daha önce de söylemiştim, burası özel ve dıştan müdahaleyle yönetiliyor. Nasıl istenirse öyle oluyor? Bütün bu güçler amaçladıklarını benim üzerimde gerçekleştirdiler. Komployu bu şekilde sürdürüyorlar. 20 yıldır bu komplo var ve devam ediyor. 20 yıldan beridir süren bu komplonun anlaşılması gerekiyor. Asırlardır Türkiye’den alamadıklarını benim durumumu kullanarak, benim durumumdan faydalanarak tavizler şeklinde elde ettiler. Bunlar görülmüyor mu?” diye kaydetti.

Seçilmiş bir yer

Abdullah Öcalan, 13 Ocak 2010 tarihli avukat görüşmesinde de yeni hücreye dair sorunların devam ettiğini söyledi. Abdullah Öcalan, “Yeni yapılan yer ustalıkla ve bilinçli olarak yapılmış, sistemli bir yerdir. Çok özel ve bilinçli olarak ve ince planlamayla yapılmış bir yerdir. Çok masraf edilmiş, bundan sonra bunun düzeltilme durumunun olacağını da zannetmiyorum. Kendimi 15 metre derinlikte bir kuyunun dibinde gibi hissediyorum. Nefessiz kalıyorum, uyuyamıyorum. Dün de uyuyamadım. Odanın havalandırmasını pencereyi açarak sağlıyorum. Havalandırmada oturamıyorum. Havalandırma yeri yüksekçe beton duvarlardan oluşan ve sadece beş ile yedi metre uzunluğunda olan bir alandan oluşuyor. Eski havalandırmadan daha küçük” dedi.

‘Taviz vermeyeceğim’

Dönemin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in İmralı’daki koşullara dair basına yaptığı telkinlere değinen Abdullah Öcalan, “Ben burada kararımı vermişim. Ne çok ılımlı, uzlaşmacı ne de çok sert bir tutum takınacağım. Politikada esnek olacağım, ancak ilkelerimden taviz vermeyeceğim. İki taraflı uç yaklaşımlarda bulunmayacağım. Burada nefsimi koruma mücadelesi vereceğim. Burada günlerimi anlamlı bir şekilde doldurmaya çalışacağım. Mazlumların, Kemallerin anısına bağlı kalacağım. Buradaki yürüyüşüm bu şekilde olacak” ifadelerini kullandı.

Guantanamo benzetmesi

8 Haziran 2011 tarihinde yaptığı görüşmede İmralı’nın Küba’nın Guantanamo Körfezi’ndeki ABD’ye ait askeri hapishaneden önce hayata geçirildiğine dikkati çeken Abdullah Öcalan, “Guantanamo’yu biliyorsunuz, orada tutulanlar da bir nevi rehine gibi tutuluyor. Orada tutulanlardan hukuk dışı yollarla bilgi alınmaya, onlardan yararlanılmaya çalışılıyor. Aslında burası da Amerika’nın Guantanamo’sundan önce düşünülmüş, hayata geçirilmiş bir yerdir. Ben de burada rehine olarak tutuluyorum. Rehinelerin başına ne gelir? Ya politik gücü-konumu karşılığında istenilenler yerine getirilir ve serbest bırakılır, ya rehin tutanların şartları yerine getirilmez ve rehine öldürülür ya da hiç bir şey yapılmaz, rehine çürütülür. Rehineliğin böyle iki-üç sonucu vardır. Ben burada çürütülmeme izin vermem” dedi.

 Son görüşme

Abdullah Öcalan, 43 ayın ardından 23 Ekim’de yeğeni Ömer Öcalan ile yaptığı görüşmede de tecride dikkati çekti. Abdullah Öcalan, “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” diye kaydetti.

Haber: Emrullah Acar / MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Çocukların ölümünde sorumlu arayanlar bütçeye baksın!

Sonraki Haber

Hayatı zulme karşı direnişle geçti: Beni mücadele var etti

Sonraki Haber
Hayatı zulme karşı direnişle geçti: Beni mücadele var etti

Hayatı zulme karşı direnişle geçti: Beni mücadele var etti

SON HABERLER

Şirnex’teki orman kıyımı: Yıkım hukuk eliyle meşrulaştırılamaz

Şirnex’teki orman kıyımı: Yıkım hukuk eliyle meşrulaştırılamaz

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

Amed Barosu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu

Amed Barosu polisler hakkında suç duyurusunda bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

Wan kayyımından işçi kıyımı: 200 kişinin işine son verildi

Wan kayyımından işçi kıyımı: 200 kişinin işine son verildi

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

Irak Başbakanı’ndan Türkiye’ye: Askerlerinizi çekin

Irak Başbakanı’ndan Türkiye’ye: Askerlerinizi çekin

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

Cizîr’de kadınların bedeninin teşhir edilmesine takipsizlik kararı verildi

Cizîr’de kadınların bedeninin teşhir edilmesine takipsizlik kararı verildi

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

İran bir ayda 150 kişiyi idam etti

İran’da 1 haftada 20 tutsak idam edildi

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

Îdir’de kadınlar süreci tartıştı: Gereken çabayı göstereceğiz

Îdir’de kadınlar süreci tartıştı: Gereken çabayı göstereceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
29 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır