Meclis’te kurulan komisyondan beklentilerini dile getiren Amed ve Rihalı yurttaşlar, demokratikleşme için anayasal düzenlemenin yapılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olmasını istedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı “Barış ve Demokratik Toplum” süreci önemli gelişmelerle sürüyor. Süreç bağlamında milletvekillerinden oluşan 51 kişilik komisyon mecliste kuruldu. Komisyonun yapması gereken çalışmalar hakkında toplumun tüm kesimleri çağrı yapıyor. Amed ve Riha (Urfa) halkı da komisyondan beklenti ve taleplerini sıraladı.
‘Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz’
Amed’de konuşan yurttaşlardan, komisyonun bütün halkları temsil etmesi gerektiğini söyleyen Ramazan Gezer, bu anlamda sorumluluklarının da büyük olduğunu vurguladı. Kürtlerin yıllardır anadilde eğitim hakkı istediklerini anımsatan Ramazan Gezer, komisyonun her kesimin hakkını savunması gerektiğini söyledi.
Yusuf Alabalık, “Kürtler olarak dilimizi, kimliğimizi istiyoruz, barış istiyoruz. Kürt, Türk kavgası istemiyoruz” dedi.
‘Öcalan özgür olmadan biz de özgür olmayacağız’
Kardeşlik ve eşitliğe dikkat çeken Naif Subaşı da onurlu bir yaşam talebinde bulundu. Savaş istemediklerini belirten Subaşı, “Savaştan kaynaklı kimsenin ölmesini istemiyoruz. Hepsi bizim evlatlarımız. Barış olsun istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Naife Sürer de barış ve eşitlik istediklerini vurgulayarak, bunun için devletin de adım atmasını istedi. Sürecin ilerleyebilmesi için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğinin altını çizen Naife Sürer, “Önderimiz özgür olmadan, bizde özgür olmayacağız. Önderimizin sayesinde bu raddeye gelebildik, önderimizin arkasındayız. Özgür olmadan barış gelmez” diye belirtti.
Dili, kimliği ve barış istediğini söyleyen Abdülhalik Bulut da, barış için komisyonun canla başla çalışmasını istedi.
‘Komisyon kadın öncülüğünde gelişebilir’
Kurulacak komisyonun kadın öncülüğünde olması gerektiğini söyleyen Meliha Cömert, “Mecliste kurulan komisyon kadın öncülüğünde anca gelişebilir. Kendi önerim, orada en az 20 kadın olmalıydı. Çünkü bu coğrafyada kadınlar çok acı çekti. Kadınlar bu barış sürecine daha iyi anlar” dedi.
Azınlık haklarının korunması gerektiğinin altını çizen Meliha Cömert, komisyonun demokratik ve adil bir çalışma yürütmesini istedi. Komisyonun savaştan kaynaklı yaşanılan mağduriyetleri gidermek üzerine tek tek çalışıp buna göre yasal bir düzenlenme yapması gerektiğini söyleyen Meliha Cömert, komisyonun sorumluluğunu şu sözlerle özetledi: “Eğer bir barış inşa edilecekse oda demokratik olmalı, İnsanları korumak, özgürlüğü getirmek, demokratik bir yapıyı oluşturmak zordur… Komisyonun yaşadığımız tüm sorunlara çözüm olmasını istiyoruz.”
Fikret Çapa, Kürtlerin beklentilerinin yüzyıllardır karşılanmadığını belirterek, süreçte bir tek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a güvendiklerini ve onun arkasında olduklarını söyledi.
‘Özgürce yaşamak istiyoruz’
Riha’da da 280’incisi ile finali yapılacak Amara halk buluşmasından önce, Abdullah Öcalan’a duyulan güven ve devletin adım atması talebi öne çıktı. Bu gün 280’inci buluşmayla Abdullah Öcalan’ın Xelfetî’ye (Halfeti) bağlı köyü Amara’da saat 19.30’da yapılacak. Ev ev, mahalle mahalle, köy köy sürdürülen ve çeşitli toplumsal kesimlerle gerçekleştirilen buluşmalarda ise devletin adım atması gerektiği talebi ön plana çıktı.
Serêkaniyê (Ceylanpınar) ilçesinde final öncesi yapılan buluşmalarda konuşan yurttaşlar, talep ve beklentilerini dile getirdi. Katılımcılardan Zeynep Kahraman, barış olması umuduyla halk toplantısında yerini aldığını belirterek, “Barış gelmesini, tüm tutsakların bırakılmasını istiyorum. Hepimiz beraberce, kardeşçe yaşayalım istiyorum. Baskı altında kalmadan beraberce ve özgürce yaşamak istiyoruz” dedi.
‘Adımı onlardan bekleyelim’
Umutlu olmalarına rağmen devletin hala gerekli adımları atmadığına işaret eden Zeynep Kahraman, “Türkiye adım atmadığı sürece yürümez. Mesele tutsaklar, Sayın Öcalan, Demirtaş bırakılacak mı? Zindanlarda hastalar var. Onlar bırakılmazsa bu süreç yürümez. Eğer bize bir şey sunulmayacaksa biz burada duralım. Adımı onlardan bekleyelim” diye konuştu.
‘Devlet neden durgun?’
Sorunun çözümü için Meclis’te kurulan komisyonu işaret eden Gazi Taş, “Umut edilen bir sürecin başlangıcıdır. Mutlaka sevineceğiz, destek olacağız ve başarabilmesi için elimizden geleni yapacağız. Buradan halka çağrı yapıyorum: Süreci her yerde anlatsınlar. Sürecin neye evrileceği ve kime neler getireceğini yaymamız, bu konuda uğraşmamız lazım. Süreci başlatan taraf Abdullah Öcalan ve ekibi. Ama biz devletin de adım atmasını, Meclisin de adım atmasını beklemekteyiz. Maalesef Kürt halkı olarak devletin durgunluğunu çözemedik. Bekliyoruz umutluyuz. Mutlaka devlet de bir adım atacaktır. Çalışmaların devam ettiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Arap halkı da devletten adım bekliyor’
Arap halkının sürece dönük beklentilerinin mevcut olduğunu ifade eden Kayıs Işık, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı ardından Arap halkının da Kürt halkı gibi büyük bir heyecan yaşadığını belirtti. Kayıs Işık, “Arap halkı olarak süreçten umutluyuz. Sayın Öcalan’ın çağrısından bu yana tüm adımlar atıldı. Ancak halklarımız devletten de bir adım bekliyor. Halklar beklenti içerisinde. Bu adımı Türkiye’de yaşayan tüm halklar için atmalıdır. İleriye dönük birlikte yaşamın kurulması için bunu yapmalıdır” diye konuştu.
‘Talebimiz onurlu bir barış’
Halk buluşmalarının coşkulu geçtiğini söyleyen DEM Parti Serêkaniyê İlçe Yöneticisi Saliha Şimşek, de “Katılımcıların çoğu, devlete dönük bir güvensizlik yaşadığını aktardı. Sayın Öcalan’a inandıklarını söylediler; ancak devletin geri durması onlarda en büyük kafa karışıklığını yaratan şey. Temas kurduğumuz bizim gibi düşünmeyen farklı ideolojilerden gelenlerin ağzından da barışı istediklerini duyduk. Biz de burada onurlu bir barış istediğimizi talebimizin de bu olduğunu yineledik” diye belirtti.
‘Halk somut adımlar beklentisi içinde’
DEM Parti Serêkaniyê İlçe Yöneticisi Hasan Arslan ise, “Halkımız Türkiye devleti tarafından somut adımların atılması beklentisi içerisindeler. Barışı istemeyen yok. Hatta bir an önce olsun istiyorlar. Çünkü savaştan dolayı ekonomik zorluklar yaşamışlar. Bu savaşa aktarılan paranın halkta yansıması görüyorlar. Bu durumu yaşamak istemiyorlar” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA
