Temmuzda elektriğe yapılan yüzde 15’lik zammın ardından pazartesi günü yüzde 14.9’luk yeni bir zam daha yapıldı. Son bir yılda elektrik zamları yüzde 46’yı bulurken, bu zamlarla elektrik şirketleri ayakta tutulmaya çalışılıyor
Yusuf Gürsucu /İstanbul
Türkiye’de süren ekonomik krizin tüm yükü halkın sırtına yıkılırken şirketlerin ise kayrıldığı görülüyor. Temmuz başında halkın kullandığı elektrik faturalarına yüzde 15 zam yapan iktidar, 1 Ekim’den geçerli olan yeni bir zamla 3 ay içinde elektrik fiyatları yüzde 30 yükseldi. Son bir yılda yapılan zamların oranı ise yüzde 46’yı buldu. EPDK yaptığı açıklamada ‘maliyet bileşenlerinde oluşan artışlar’ gerekçesi ile zam yapıldığını belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 3 ayda bir TV’lerde boy gösterip ekonominin düzeldiğine dair yaptığı konuşmaların hiçbir karşılığının olmadığı görülürken halkın ise giderek daha da yoksullaştığı izleniyor. Elektrik şirketlerini ayakta tutmak isteyen AKP iktidarı ise yaptığı zamlarla onlara can simidi görevi üstlenmiş durumda.
Elektrik şirketleri batak
Sermayesi devlete ait olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından dağıtım şirketlerine verilen elektriğe 1 Nisan’dan geçerli olmak üzere yüzde 37 zam yapmış, ancak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu zammın tüketicilere yansıtılmayacağını açıklamıştı. Uzmanlar bu durumun zaten azalan taleple başa çıkmaya çalışan elektrik şirketlerine bir de ek maliyet anlamına geldiğini belirtiyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, Türkiye’de şubat ayında en çok şirket kapanışı elektrik üretiminde yaşandı. Türkiye’de enerji şirketlerinin borcunun 60 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Elektrik üreten şirketlerin yılda 4.3 milyar dolar borç ödemesi gerekiyor. Bu borcun 2.6 milyar dolarıysa faiz ödemesi. Türkiye’de enerji sektörü inşaattan sonra bankalara en borçlu dördüncü sektör konumunda.
60 milyar dolar borç
AKP iktidarının, ekonomiyi canlandırma iddiası ile bankalardan 3 elektrik santrali sahibi şirketlerin kullandığı 1.9 milyar dolar kredi borcunun silinmesini talep istediği belirtilmişti. Türkiye’de enerji şirketlerinin elektrik üretim ve dağıtım projeleri için 2003 yılından bu yana bankalara 60 milyar dolar borçlandığı daha önce bazı raporlara yansımıştı. Bugün 90 bin megawat (MW) üretim kapasitesine ulaşılan Türkiye’de bu üretim gücüne karşın ancak 1/3 oranında üretilen enerji piyasalaşabiliyor. Arz fazlalığının giderek arttığı Türkiye’de, AKP iktidarı enerji şirketleri için teşvikler vermeyi sürdürürken aynı zamanda alım garantileri de vererek ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda. EÜAŞ elektrik dağıtım ve perakende şirketlerine ikili anlaşmalarla sattığı, toptan elektriğin birim fiyatı da 20.5 kuruşa yükseltilmişti. Yeni tarifede toptan elektrik fiyatları da 35 kuruşa yükseldi. Böylelikle toptan elektrikte artış yüzde 70 olurken bu artışın enerji üretim santralleri için yapıldığı anlaşılıyor.
Üretilmeyen enerjiye ödeme
Arz fazlası elektriğe pazar bulamayan iktidar, enerji şirketlerinin sesini kısmak adına üretmedikleri enerji için kapasite bedeli adı altında ödeme yapıyor. Geçtiğimiz yıl uygulamaya geçilen kapasite bedeli ödemesinden 39 enerji şirketi yararlanıyor. 2018 yılı başında açıklama yapan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Kapasite Mekanizması” uygulamasına geçileceğini açıklamıştı. Bu mekanizma, şirketlerin enerji üretim kapasiteleri ile ürettiği ve piyasalaşan elektrik arasında kalan fark belirlenen kilowat başı fiyat üzerinden şirketlere ödeniyor.