Her yıl vergi rekortmenlerimiz açıklandığında gazetelerimiz çarşaf çarşaf haberlerini yapardı. Kimisi ülkemizin en zengin ailelerine -mesela Koçlara, Sabancılara- imrenirken, biz solcular ise onların halkımızı ne kadar ve nasıl sömürdüğünü bir kez daha anlatırdık.
Son yıllarda açıklanan vergi rekortmenleri listeleri bir tuhaf oldu. Her geçen yıl, isimlerinin açıklanmasını istemeyen vergi rekortmenlerinin sayısı artıyor. Hem de ne artış! Bu yıl, 100 kişilik listede tam 79 kişi, isminin açıklanmasını istememiş. Neden acaba?
Eskiden böylesi zengin kişiler, adlarının bu listelerde açıklandığında, şimdiye kadar hiç isimlerini duymadığı akrabalarının akınına uğramaktan yakınırdı.
Şimdiyse bazıları, yeni zenginlerin böylesine kısa zamanda nasıl zengin olduklarının sorgulanacağından korktukları için isimlerinin açıklanmasını istemedikleri fikrindeler. Acaba öyle mi?
Hani bu durum, ‘nereden buldun’ sorusu ise; bunu soracak olan devlettir. Ama zaten vergi rekortmeni olan kişi, vergisini oraya ödüyor. Nereden buldun, sorusundan korksa, oraya böylesine büyük vergi ödemez. Ödemeyi taahhüt etmez! Kazancını kolayca kaçıracağı vergi cennetleri var…
Peki, sorunun cevabı acaba şöyle bir şey olabilir mi?
Şu ya da bu şekilde zenginleşen kişilere, birileri gelip, “Bu parayı sana tek başına yedirmezler. Bu nedenle, seni bundan sonra biz koruyacağız! Bunun da bir bedeli olacak” mı diyorlar acaba? Böyle tehditler karşısında başvurulan emniyet güçleri de bu kimselere güç yetiremiyor mu?
Daltonlar çetesi diye anılan çok ciddi organize ekipleri falan burada saymama gerek yok. Onları geçtik; aklına esen, kendini bu konuda uygun gören herkes bu yönde adımlar atıyor galiba. Birkaç gün önce servis edilen şu haber, sizin de dikkatinizi çekmiş olmalı:
“İstanbul Beyoğlu’nda bir restorana baskın yaparak haraç istediği iddiasıyla gözaltına alınan ünlü oyuncu U. B. adliyeye sevk edildi. Hakkında yurtdışı yasağı getirilen oyuncu, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.”
Evet, zenginlerin malı, biz züğürtlerin çenesini yormaya devam ediyor ama çiğnediğimiz şeyin ne denli çürüdüğünün farkında mısınız?
İlk seçimde bu iktidardan kurtulsak bile, her tarafı çürüyüp dökülen bu sistemi olması gereken yerine oturtmak epey bir zamanımızı alacak galiba…