• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Toplumun inci taneleri: Komün

24 Haziran 2025 Salı - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Toplumun inci taneleri: Komün

Komün temel çekirdektir, köktür. Toplum, yaşama dair tüm politikalarını sağlıktan tutalım ekonomiye, eğitimden kültüre, sosyal yaşamdan öz savunmaya, diplomasiye kadar komün ve meclislerde yapacağı tartışmalarla demokratik siyaseti oluşturup geliştirebilir

Berivan Elter

İçinden geçtiğimiz zaman dilimi, kapitalist modernist sisteminin yarattığı tüm toplumsal krizlerin aşılma sorunlarını daha zaruri kılmış ve mücadele dinamikleri olarak örgütleme mekanizmalarını dayatmıştır. Önder Abdullah Öcalan, komünün önemini şöyle vurgulamaktadır: “Toplumsal varlığın oluşumundaki komünal nitelik, biçime değil öze ilişkin bir husustur. Toplumun ancak komünal tarzda varlığını sürdürebileceğini kanıtlar. Komünal niteliğin yitirilmesi toplum olmaktan çıkmakla özdeştir. Komünal değerlerin aleyhindeki her gelişme toplumdan birtakım değerlerin kaybı anlamına da gelir. O halde komün halindeki yaşamı temel yaşam biçimi olarak değerlendirmek gerçekçidir. İnsan türü varlığını bu yaşam biçimi olmadan sürdüremez.”

Günümüzde kapitalist modernitenin devlet sisteminin kurumları, inandırıcılığını toplum nezdinde yitirse de varlığını sürdürmekte; demokratik modernite güçleri ise alternatif demokratik bir yaşam sistemi olarak komün ve meclislerini inşa etme arayışındadır. Tüm tarihsel mücadele süreçleri doğru irdelendiğinde kendi ahlaki-politik çizgisinin sürdürücüsü olmayan hiçbir yapının irade haline gelemediği ve sömürü cenderesinde debelendiği görülecektir. Kapitalist köleci sistem toplumsal meşru değerleri bertaraf ederek, kendini yegâne sistem olarak sunar ve tüm siyasal oluşumları da bu temelde kendi tekeline alır.

Ulus devlet oluşumları da örneklerden anlaşılacağı gibi toplumların kendini yönetme isteğinin tekellere indirgenmesidir. Ve tüm toplumsal değerlerin üst sınıfın ya da belirli zümrenin tasarrufuna bırakıldığı ve güdülmesi gereken sürü pozisyonunda tutulduğu suni oluşumlardır. Bugün kapitalist sistem tüm ilişkileri parçalamıştır. Aslında parçalanan gerçeklik, ilişkiler somutunda toplumsal bağlardır. İnanç ya da etnisite bağlarının ulus-devletçi zihniyetle canlandırılması, hortlatılması, özünde tahrik edilmesi çabaları sayılmazsa toplum bireylerinin kan bağı olmayan insanları hissetmesi için pek bir neden yokmuş gibi görünür. Toplum bu haliyle bir ceset durumuna getirilmektedir.

Tüm bu sebeplerden kaynaklı dönemin çözüm dilini doğru kavramak gerekir. Kendi yaşam değerlerinin özü olarak komünaliteyi geliştirebilen toplumlar varlık sorununu anlam birliğiyle büyütebilmiştir. Değişen insani değerler kan bağının ya da inanç-din-ulus bağının temel olmadığı kadar önemsiz de olmadığı bir zamana evrilmiştir. Bugün bir bölgedeki hayvanların neslinin tükenmesine karşı mücadele eden ya da bir şehrin bir bölümünü ormanlaştırarak orada bir yaşam yeşerten bir gruptaki bireyler arasında oluşan ilişki, yeni sosyal akrabalık olarak adlandırılabilir. Çünkü kökeninde aynı amaçta, aynı eylemde, aynı söylemde ve aynı anlamda buluşmak vardır. İnsanlar fikir, zikir ve eylem birliğinin oluştuğu toplanmaları kesinlikle yabana atamazlar. Bu da toplumsal hakikatin bir sonucudur. Bu buluşmalar yeni toplumsallığın nüveleridir. Komün yeni toplumsallığın nüvelerini yaratmanın en güzel örgütlenme biçimidir. Yani komünleri, toplumların “inci tanesi” olarak görmek gerekir. Evrenin en güzel dehlizlerinde kendini var kılabilmiş özlü yapılar olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır. O halde “toplumun inci taneleri”ni özgür inşa ve özgür iradenin temel taşları olarak ele almak en büyük toplumsal özgürlük dinamiğidir.

Halk meclisleri ve kongreler

Önder Abdullah Öcalan’ın, yeni toplumsal sisteminde “devlet+demokrasi” perspektifi bu “ara süreç” nedeniyle önemlidir. Özgür yurttaşlar kendi komün-meclislerini oluşturdukça, halk ise kongrelerini geliştirdikçe, devletin tüm kurumları giderek küçülerek işlevsizleşecek, denge toplum lehine dönecektir. Devletin; iktidarcı, erkek egemen, cinsiyetçi, milliyetçi, dinci zihniyetiyle yönettiği tüm kurumlarının toplumsal sorunları çözme yerine, sorunun kaynağı olduğu anlaşıldıkça ve alternatif komünal kurumlar yaratıldıkça küçülmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu ara dönemin de önemli bir zaman dilimi olduğunu, çok derinlikli ve kapsamlı bir mücadele gerektirdiğini bilerek; alternatif komün-meclis sistemi, esnek ve yaratıcı bir biçimde geliştirilmelidir. Evrensel temel hak ve özgürlükleri de esas alarak, insan eliyle inşa edilen anayasaları toplum lehine mücadele ederek demokratikleştirmek temel bir görev olmaktadır. Devletin ülke çapında temsili demokrasiyle kurduğu merkezi parlamenter sistem olan “meclis” dışında, toplumun komün-meclis öz örgütlenmelerinin, tüm sivil toplum kurumlarının, demokratik bireylerin doğrudan demokrasiyle temsil edildiği “halk kongresi” aynı zamanda rol oynamalıdır. Demokratik modernite toplumu demokratik ulus bilinciyle köy-sokak komünlerinden kasaba-kent meclislerine kadar, sivil toplum örgütlenmeleriyle birlikte kendi yaşamına dair her örgütlenmenin politikasını (sağlık, eğitim, ekonomi, kültür, sosyal vs.) oluşturmalıdır.

Yerel yönetimlerde komün

Bu anlamıyla komün yerel yönetimlerin örgütlendirilmesinde temel çekirdektir, köktür. Toplum, yaşama dair tüm politikalarını sağlıktan tutalım ekonomiye, eğitimden kültüre, sosyal yaşamdan öz savunmaya, diplomasiye kadar komün ve meclislerde yapacağı tartışma, kararlaşma ve pratikleşmeyle doğrudan demokrasi anlayışıyla, demokratik siyasetiyle oluşturup geliştirebilir. Bu olduğu zaman toplumun tüm kesimleri kendine dair tüm politik süreçlerin öznesi haline gelir. Çocuklardan yaşlısına, kadınından erkeğine kadar tüm kesimler ruhla kendini var edebilir. Yönetilen olma konumundan kurtularak kendi öznel yaşamının somut inşacısı haline gelir. Örneğin bir köy veya bir kentin, sokağın sakinleri veya özgür yurttaşları öz yönetim sistemini, özgür yaşam örgütlenmesini oluşturmak için bir araya gelerek tartışma yürütebilir. Köyün veya sokağın tüm işlerinin birlikte yapılabileceği, devletten beklemeden kendi imkanlarıyla yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir örgütlenmeye gidebilir. Köyün veya sokağın nüfusuna göre yapılacak tüm işlerin koordinasyonunu sağlayacak bir yönetimi, cinslerin eşit temsiliyeti ve doğrudan demokrasiyle seçilerek oluşturulabilir. Gönüllü temelde oluşturulan komisyonlarla ihtiyaç temelinde yapılacak işlere ilişkin projeler geliştirir.

Kadın ve gençlerin komünü

Öz yönetim biçimi olarak örgütlenen her komün, kadınlar ve gençlerin kendi özgün kimlikleriyle ayrı komün örgütlenmelerini oluşturacağı alandır aynı zamanda. Kadın ve gençlik komünleri kendi ihtiyaçları temelinde tartışmalar yürüterek kararlaşmaya gidebilir ve bu kararları uygulamak için pratik örgütlenme geliştirebilir. Demokratik işleyiş gereği kadın ve gençlik kendisine dair kararları kendisi almalıdır. İlk sınıflı toplumun oluşum süreçleri kadın kimliğinin kırımı üzerinden gelişmiştir. Ve bu şekilde tüm toplumsal değerler baş aşağı giderek soykırım rejimine doğru evrilmiştir. Günümüz iktidarcı-erkek egemen sistemin yarattığı tüm politikalar kaynağını bu özün parçalanmasında alıyor. İşin özü bu tarihsel sapmanın aşılması da komün bilinciyle gelişir. Çünkü komünleşme aynı zaman en büyük öz savunma bilinci ve merkezidir.

Tarihin en önemli dönemeçlerinden birinden geçilmektedir. Demokratik moderniteye, komünal-özgür yaşam sistemine öncülük etmeye kendini adayanlar, zihinsel ve ruhsal özgürleştikçe komünal toplumsal değerlerle kendilerini yeniden inşa edebilir. Komünal yaşamın özüne, değerlerine, yaşama sevincine, dayanışmasına ve sevgisine kavuşabilir. İktidarcı-devletçi-erkek egemen her tür anlayış ve tutumlardan kendini arındırmalı ki, demokratik, eşit ve özgürce yaşamı; yani komünal sistemi kurabilsin. Kapitalist hegemonyanın saldırıları karşısında komün örgütlenmesinin en büyük eylem olduğunu söylemek yanlış değildir. Tarihin akışında iktidar-devlet-erkek egemen yaklaşımlar bir sapmaydı. Toplumlar iktidarsız, devletsiz yaşayabilir, yaşamıştır da. Ama iktidar ve devlet toplumsuz yaşayamaz. Bu nedenle öz olan toplumdur, komünal yaşam değerleridir. İktidarcı-devletçi ve erkek egemenlikçi tüm anlayış, kavram, kuram ve kurumlardan kurtulmalıdır. Herkese düşen toplum iradesinin, değerlerinin ve sisteminin bir parçası olmak, kolektif emekle özgür-demokratik yaşamı inşa ederek savunmaktır. Komün-meclis sistemine dayalı demokratik konfederal bir yaşam sistemini inşa edip, koruyarak geleceğe taşıyabilmek için özgür-demokratik yurttaşların, bireylerin yetişmesi gerekiyor.

Kürt ve Kürdistan öncülüğü

Sonuç olarak; komün, işlevsel küçük bir topluluktur. Bireyin özgür ve demokratik ilkelerde yaşayacağı temel bir okul niteliğindedir. Komün tanımının mutlak olmaması, farklılıkların sınırlandırılamayacağı gerçeğine bağlı olarak komünlerin oluşturulması ilkesine dayanır. “Önemli olan bireyin yeteneklerine, emeğine ve farklılıklarına uygun olarak komünal topluluk içinde yaşamayı bilmesidir. Birey komüne veya bağlı olduğu toplumsal birimlere karşı sorumluluğunu ahlaki olmanın temel ilkesi sayar. Ahlak topluluğa, komünal yaşama saygı ve bağlılık demektir. Komün veya topluluk da bireylerine sonuna kadar sahip çıkarak, onları korur ve yaşatır. Zaten insan toplumunun temel kuruluş ilkesi bu ahlaki sorumluluk ilkesidir. Komünün veya toplulukların demokratik karakteri kolektif özgürlüğü, diğer bir deyişle politik komün veya topluluğu gerçekleştirir. Demokratik olmayan komün veya topluluk politik olamaz. Politik olmayan topluluk veya komün ise özgür olamaz. Komünün demokratikliği, politikliği ve özgürlüğü arasında sıkı bir özdeşlik vardır.”

Yaşadığımız çağda artık tüm dünya halkları kendi kendini yöneterek, yaşamı hakkında tartışma, karar alma ve öz gücüyle savunma mücadelesini her zamankinden daha fazla vermektedir. Dünyanın birçok ülkesinde halklar, ezilenler merkezi yönetim biçimlerini kabul etmemekte, yerel demokrasisini geliştirerek, kendi öz gücüyle yaşamını yaratmak istemektedir. Merkezi sistemler giderek çağ dışı bir sistem olarak faşist yönetim biçimlerine dönüşmekte, halkların yerel öz sistemine karşı baskıcı, soykırımcı politikalarını devreye koyarak bunun önüne geçmek istemektedirler. Fakat tüm faşist, gerici, şiddet uygulamalarına karşı tarihin akışı halklar lehinedir. Halkların tertemiz akan nehrini daha fazla görünür kılarak, artık yeni bir çağın Mezopotamya topraklarında, Kürdistan’da başladığının müjdesi verilebilir. Demokratik öz yönetim sistemi büyük bir kararlılık ve iddiayla geliştirilirse dünya uygarlığının merkezini bir kez daha Ortadoğu’ya, Mezopotamya’nın kalbi olan Kürdistan’a çevrilebilir. Mezopotamya, tüm insanlık için bir çekim merkezi haline getirilebilir. Kürtler, bunun için hiçbir halkın sahip olmadığı bir Önderliğe, paradigmaya, özgürlük mücadelesi tarihine, geleneğine, değerlerine, mirasına, öz yaşam sistemine ve bu sistemi koruyabilecek bir öz savunma gücüne sahip…

Önder Abdullah Öcalan’ın belirttiği gibi: “Özlemlerin ve umutların sınırı olmadığı gibi gerçekleştirilmesi için bireyin kendisinden başka önünde ciddi bir engel de yoktur. Yeter ki biraz toplumsal namus, biraz da aşk ve akıl olsun!”

BİTTİ

Demokratik toplum inşasında komün

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Barış ve demokrasi ‘fırsatı’

Sonraki Haber

Çewlîg’de 3.8 büyüklüğünde deprem

Sonraki Haber
Kandilli Rasathanesi: Artçılar sürecek, riskli binalara girmeyin

Çewlîg'de 3.8 büyüklüğünde deprem

SON HABERLER

Amed Film Festivali’nin hazırlıkları sürüyor

Amed Film Festivali’nin hazırlıkları sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Adana’da şüpheli kadın ölümü

Adana’da şüpheli kadın ölümü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

İstinaftan emsal mülakat kararı

İstinaftan emsal mülakat kararı

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

‘Barışın toplumsallaşması gerek, tüm kaynaklar kullanılmalı’

‘Barışın toplumsallaşması gerek, tüm kaynaklar kullanılmalı’

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Barış Akademisyeni Bayraktar: Vazgeçmek olmaz, bir şeyler yapmak lazım

Barış Akademisyeni Bayraktar: Vazgeçmek olmaz, bir şeyler yapmak lazım

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

İran-İsrail arasında ateşkes başladı

İran-İsrail arasında ateşkes başladı

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Kırıklar F Tipi’nde tutsaklara psikolojik şiddet

Kırıklar F Tipi’nde tutsaklara psikolojik şiddet

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır