DSG Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Trump ile yaptığı görüşmede neler konuşulduğuna, Suriye hükümetiyle varılan uzlaşı ve sahadaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik harekatı, Şam ve Rusya ile yaptıkları anlaşma, ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasındaki diplomatik trafiğine ilişkin Rohanî TV’ye açıklamalarda bulundu.
8 yıllık plan
Kuzey ve Doğu Suriye’de büyük bir savaşın yaşandığını dile getiren Ebdî, Türkiye’nin 8 yıldır bölgeye saldırmayı planladığını söyledi. Türkiye’nin 150 kilometrelik sınır hattında Serêkaniyê ve Girê Spî’den Suriye topraklarına girmeye başladığını belirten Ebdî, “Bu saldırıya karşı güçlü bir direniş devam ediyor ve devam edecek. Türk devleti binlerce asker ve çetesini, yüzlerce panzer, tank, savaş uçağı, keşif uçağıyla saldırıyor. Özellikle Azez, Bab, Afrin gibi yerlerden on binlerce çete getirilirmiş durumda” dedi.
Serêkaniyê yalanlaması
TSK’nın Serêkaniyê’ye giremediğini ifade eden Ebdi, konuşmasına şöyle devam etti: “Türk devletinin ‘Serekaniyê’yi aldık’ açıklamaları yalandır. Orada büyük ve tarihi bir direniş sürüyor. Bu direnişlerinden dolayı tüm savaşçılarımızı, arkadaşlarımızı selamlıyoruz. Bu arkadaşlarımız gerçekten görkemli bir direniş sergiliyorlar. Serêkaniyê Türkiye sınırıyla sıfır noktada. Onun için Türk devleti tüm gücünü seferber ederek her yandan saldırı gerçekleştiriyor. Buna karşı yürütülen mücadele efsanevidir. Onun için şimdiye kadar planladıkları gibi ilerleyemediler. Bu savaş devam edecek, öyle kolay sonlanacak bir savaş değildir.”
Çatışmalar iç içe
Girê Spî’nin coğrafik yapısına dikkati çeken Ebdî, “Türk devleti savaş uçakları, tanklarla buradan uluslararası M4 yoluna bazı yerlerde ulaşmış durumda. Fakat kendilerinin, basınlarının söylediği kadar ilerlememişler. Bu konuda ciddi bir manipülasyon var. Orada köyler iç içe ve çatışmalar birçok yerde devam ediyor. Bazı köyler bizim elimizde ama bazı köyler onların denetimine girmiş durumda. Ancak direniş devam ediyor ve öyle kolay da bitmez. Bir kez gelip uluslararası yolu almak istediler, ama oradan vurup çıkardık. Halen de gelip yolu kontrol etmek istiyorlar. Buradan Kobanê’ye ilerlemek istiyor” şeklinde konuştu.
205 sivil yaşamını yitirdi
Ebdî, TSK’nın Minbiç’e yönelik saldırılarının da bertaraf edildiğini aktardı. Ebdî, 9 Ekim’de başlayan saldırıların bilançosuna ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Özcesi büyük bir saldırıyla birlikte büyük bir savaş yaşanıyor. Biz de bu saldırılara karşı çok büyük bir direniş sergilemeye devam ediyoruz. Şimdiye kadar 205 arkadaşımız şehit düşmüş durumda. Bu şahadetlerimizin çoğu da uçak saldırısı sonucu şahadete ulaştılar. Ama sivil halka dönük büyük bir katliam yaşandı, yaşanıyor. Hem Serêkaniyê’de hem de diğer yerlerde bu katliamlar yaşandı. Şimdiye kadar aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 205 dolayında sivil insanımız şehit düşmüş 300 dolayında da sivil insanımız yaralı durumda. Bu bilgiler hastanelerden bize ulaşan bilgilerdir.” Ebdi, Türkiye’nin, saldırılarla göç politikalarını da uygulamak istediğine dikkat çekti.,
ABD’ye sorumluluk hatırlatması
ABD’nin bölgeye yönelik sorumluluklarını yerine getirmediğini söyleyen Ebdî, şunları söyledi: “Kamuoyunun da bildiği gibi son dönemde bizimle Türk devleti arasında ABD’nin arabuluculuğuyla sınır güvenliği mekanizması geliştirilmişti. Ancak durduk yere Türkiye bu anlaşmayı bir yana bırakarak, bu şartları kabul etmeyeceğini ve saldıracağını söylemeye başladı. ABD’nin buna karşı tutumu çok zayıftı. Sorumluluklarını yerine getirmedi. Türk devletinin bir NATO üyesi olduğunu, dolayısıyla bir NATO ülkesine karşı savaşmayacağını söyledi. Türk devletinin saldırıları karşısında IŞİD’e karşı ittifak kurduğu güçleri savunmadı. Daha önce, Kürt halkını, bölge halklarını saldırılara karşı koruyacağını, IŞİD’in tümden tasfiye edilmesi yönünde verdiği sözleri tutmadı. Bunun kabul edilir bir yönü yoktu. Biz bunu tüm düzeylerde kendilerine ilettik. Aslında onlar da bunu kabul ediyorlar. En azından bizimle çalışanlar bu gerçeği inkar etmiyorlar.”
ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinden dolayı geri çekilme sürecini başlattığını dile getiren Ebdî, “ABD Türk devletiyle ilişkileri bozulmasın diye, savaşın yaşandığı bu bölgeleri feda etti. Eğer bu savaş durdurulmaz ise, şimdi de verdikleri sözleri yerine getirmeyip savaşı durdurmazlar ise o zaman biz yaşananı bir ihanet durumu olarak nitelendireceğiz. Kaldı ki biz bunları onlara da söylemiş durumdayız” şeklinde konuştu.
IŞİD’le mücadele üçüncü planda
Operasyonun başlamasının ardından IŞİD ile mücadelenin üçüncü planda olduğunu yineleyen Ebdî, “Türk devletinin saldırması durumunda IŞİD’le mücadelenin bizim için artık ikinci, üçüncü plana düşeceğini söylemiş, iletmiştik. Şimdi bu gerçekleşti” dedi.
Bölgedeki sorumluluklarını yerine getirmemekle eleştirdiği ABD ile IŞİD’e karşı mücadele temelinde kurulan ittifakın sürdüğünü ifade eden Ebdî, şöyle devam etti: “Amerika da bizimle bu ittifakı bitirdiğini halen açıklamış değil. Şu anda 12 bine yakın IŞİD çete üyeleri ve aileleri bulunuyor. Bu hususlar halen üzerinde tartışmayı ve çözümü bekleyen hususlardır. Aslında ABD, IŞİD karşıtı anlaşmanın bir şekilde devam etmesini istiyor. Ama bizim için şu anda birincil öncelik halkımızı, Rojava’yı savunmaktır. Kısaca şu an itibariyle IŞİD’e karşı mücadeleyi dondurmuş olduğumuzu söyleyebiliriz. Biz şu anda sadece IŞİD saldırıları karşısında kendimizi koruyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Türk devletinin saldırılarıyla birlikte IŞİD yeniden şahlanmaya ve çıldırmaya başladı. Birçok yerde saldırı gerçekleştirdiler, patlama gerçekleştirdiler, zindanlara saldırarak tutuklularını kurtarmak istediler. Zaten yaptıkları açıklamada savaşlarını daha da büyüteceklerini duyurdular.”
Trump ile görüşme
Önceki gün Trump ile yaptığı telefon görüşmesinin ayrıntılarını aktaran Ebdî, “Beni Trump’ın kendisi aradı. Yanında başkan yardımcıları ve bazı senatörler de vardı. Durumun nereye gittiği üzerine konuştuk. Sanırım, ‘ne yapabiliriz?’ demek de istedi. Yine bizim Suriye rejimi ve Rusya ile geliştirdiğimiz sınır güvenliği anlaşmamız hakkında da, ‘biz karşı değiliz’ dedi. ‘Siz kendi coğrafyanızı savunmak istiyorsunuz, bunu yapabilirsiniz, destekliyoruz’ dedi. Anlam verdiklerini dile getirdi, çünkü onlar kendi sorumluluklarını yerine getirmediler. Biz de kendilerine, bu savaşı durdurmalarını, onlar güçlerini çektikleri için bu savaşın yaşandığını dolayısıyla durdurulması gerektiğini söyledik. Biz kendilerine, Kürt halkının ve bölge halkının korunması, IŞİD’e karşı mücadelenin yürümesi yönünde verdikleri sözleri yerine getirmelerini istedik. Çünkü şu anda Serêkaniyê’de büyük bir savaş yürüyor, Kobanê tehlike altında, bu savaşın durdurulması gerektiğini söyledik. O da Erdoğan’la konuşacağını, bu savaşı durdurmaya çalışacağını ve gerekirse yaptırımlarını ağırlaştıracağını söyledi. Yine biz kendilerine, aramızdaki anlaşmayı kendilerinin bozduğunu, sorumluluklarını yerine getirmeleri durumunda yine birlikte çalışmaya devam edeceğimizi, söyledik” diye belirtti.
‘Anlaşma değiş uzlaşı’
DSG’nin Şam ve Rusya ile geliştirdiği ilişkinin zorunlu olduğunu belirten Ebdî, bunun bir anlaşma olmadığını, sınır güvenliğini sağlamak amacıyla varılan bir uzlaşma olduğunu söyledi. Ebdî, uzlaşmaya dair şunları söyledi: “Türk devletinin saldırının önüne geçmek için bu gerekliydi. Bu bir ittifak değildir. Bir yönüyle uzlaşma denilebilir. Ana hatlarıyla yaşanan bu uzlaşmanın amacı Türk devletinin Suriye topraklarını işgal etmesinin önünce geçmektir. Bu uzlaşı görüşmesinde Rusyalı askeri yetkililer, Suriyeli yetkililer ve biz vardık. Siyasi bir antlaşma yapmadık, yaptığımız antlaşma tamamen askeri bazlıdır. Antlaşmamız çerçevesinde Suriye askerleri de bu bölgede DSG’nin yanında Türk devletine karşı savaşacak”
Provokasyon uyarısı
Şam ve Rusya ile sağlanan uzlaşıyla ilgili Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin yaptığı açıklamaların esas alınması gerektiğini vurgulayan Ebdî, “Bazı kesimler Suriye devletinin anlaşmasız topraklara girdiğini söylüyor. Bunun doğruluk payı yoktur. Olağanüstü bir durum var ve bu olağanüstü durumda güçlerimizle beraber Suriye ordusu da savaşacak. Halkımızın bu durumda uyanık olması gerekir ve provokasyonlara gelmemeleri lazım. Bazı provakatör çevreler kazanımlarımızın elden gittiğini söyleyebilir, bu doğru değildir. Bizim açıklamamız dışında söylenen diğer sözler doğruluk payı içermez” ifadelerini kullandı.
Ortak tutum çağrısı
Kürt partilerinin Türkiye’nin saldırıları karşısında ortak tutum alarak, birlik kapsamında hareket etmesi gerektiğini belirten Ebdî, “Askeri olarak da burada bulunmasalar bile siyasi görüş olarak bir birlik oluşturmalılar. Bazı Kürt güçlerimiz farklı yapıların içerisinde yer alıyorlar. Onların da bu işgale karşı tutum alması gerekir. Salt açıklamalar ve toplantılarla olacak bir durum değil, daha somut adımlar atmalılar. Kobanê, Serekanî, Gire Spî’de yapılan direnişe ses vermeliler” çağrısında bulundu.
Kaynak: MA