Yine bir, İnsan Hakları Haftası…
Ve yine, insan haklarından söz etmek çok zor. Bir “kıstırılmışlık” içindeyiz. İçerisi dışarısı her yer cezaevi sanki. Büyük bir suç üzerine kurulmuş, bu suçu yok saymak amacıyla oluşturulmuş bir resmî ideolojinin esir aldığı bir toplum. İşkence bir devlet politikası olarak varlığını devam ettiriyor. TC devleti altına imza attığı sözleşmelere inat, devlet eliyle şiddeti meşrulaştırıyor. Televizyon dizileri, futbol gibi popüler araçlar şiddeti yaygınlaştırıyor. Jandarma ve polis istihbarat ekipleri, çeşitli isimlerle sosyal medyadan işkence ve savaş suçu içeren görüntüler paylaşıyorlar.
Cezaevlerinde yoğun hak ihlali işleniyor. Askeri disiplin, çıplak arama gibi militer yöntemler dayatılan mahpuslara “itiraz” hakkı tanınmıyor. İtiraz hakkı zorla bastırılıyor. İfade özgürlüğü, 90’lı yıllardan da büyük baskı altında. Devletin kırmızı çizgilerinden Kürt sorunu, Ermeni Soykırımı, Kıbrıs Meselesi hala tabu kalsın isteniyor. Çocuk istismarı son derece yaygınlaşıyor. Çocuk yaşamın her alanında şiddete maruz kalıyor, sömürülüyor. Sığınmacılara yönelik, hak ihlalleri olağanüstü boyutlarda. Sığınmacı küçük kız çocukları ve kadınlara yönelik istismar ve şiddet olayları yoğun yaşanıyor. Irkçılık yaygınlaşıp, sıradanlaşıyor. LGBTİ+ bireylerine yönelik hak ihlallerinde artış gözleniyor. Trans kadınlar hayatın her alanında şiddet mağduru oluyor.
Kürt meselesi “uluslararasılaştıkça” içerideki şiddet artıyor. Devlet, Kürt sivil siyasetine karşı bir saldırı harekâtı yürütüyor. Seçme-seçilme hakkı gasp ediliyor.
Ve kadınlar!
Devlet eliyle meşrulaştırılan şiddet kadınları vuruyor. Her gün artarak kadın cinayetleri işleniyor. TC devleti imzacı olduğu Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ni ihlal ediyor. Devlet en çok belki de kadınlardan korkuyor. Çünkü kadınlar şiddetin kaynak noktasını biliyor ve sorguluyor. Ancak bu kadar kötü gelişme karşısında bunca baskıya rağmen coğrafyamızda “direniş damarı” hiçbir zaman yok olmuyor. İşte İnsan Hakları Haftası’na girerken, tek ümidimiz de bu direniş damarı!
Eziyet devam ederken, direniş de devam ediyor!