• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Eylül 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Terör çağı

6 Ocak 2020 Pazartesi - 23:00
Kategori: Yazarlar

“Dünya artık daha güvenli”. Mike Pompeo, İran Devrim Muhafızları komutanlarından Kasım Süleymani, Haşdi Şabi başkan yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis ve yanındakileri hedef alan ABD saldırısından hemen sonra bu açıklamayı yapıyordu. Bu açıklama yapılırken, ABD Ortadoğu ülkelerine asker göndermeye başlamış, savaş gemilerini Hürmüz Boğazı’na doğru yola çıkarmıştı. Muhtemelen Trump’ın Amerika’dan canlı izlediği İran’ın en önemli komutanlarından birisini hedef alan ve Irak’ta gerçekleştirilen suikast, teknolojinin devletlerin elinde nasıl korkunç bir silaha dönüştüğünü göstermesi açısından korkutucu bir örnek olmaya adaydır. Binlerce kilometre uzaktan insansız ya da insanlı uçaklarla insanlar hedef alınabilmekte ve katledilebilmektedir. Kemal Can’ın tarifiyle bu saldırı: “Sonu savaşa açılabilecek bazı hamlelerin, diğer aktörlerin karşılık verilebilme kapasitesine veya cesaretine bağlı olarak fütursuzca icra edilebilmesidir.” Sokakta ve basın organlarında herkesin büyük bir savaş tartışması yürüttüğü bir ortamda, sokaktaki vatandaş açısından bakıldığında söylenebilecek tek şey kalıyor; dünya yoksul halklar açısından artık hiç güvenlikli bir yer değildir.

Kasım Süleymani suikastı, sosyal medyada değişik tepkilerle karşılandı. Olayları ve olguları tarihsel düzleminden, zaman ve mekân bağlantısından kopararak, kişisel yargılar ve ahlâki değerler üzerinden ele alma alışkanlığının yaygın olduğu bir dönemin içerisinden geçiliyor. Böyle ele alındığı için saldırının siyasal ve sosyo-ekonomik boyutları ele alınmadan saldırıya uğrayanın ve saldırganın kimliği ekseninde tavır alınmaktadır. Saldırı politik bir suikasttır ve doğal olarak saldırıya yol açan politik beklentiler, bu beklentilerin bölge, dünya, ezilen halklar açısından sonuçları görülerek tavır alınmalıdır. Bölgede ve dünyada pek çok örnekte olduğu gibi Irak’ta, Lübnan’da, İran’da vb. ülkelerde bu tip operasyonlar, hemen her zaman milliyetçiliğin kışkırtılarak rejimlerin konsolidasyonu ve gelişmekte olan sosyal hareketlerin bastırılmasının aracı olarak kullanılmışlardır. Dış politikanın, iç politikanın bir aracına dönüştürüldüğü süreçte, ABD’nin bu saldırısı hem İran hem de ABD açısından kazançlı bir durum yaratmıştır. İran, son döneme damgasını vuran ve binlerce kişinin devlet tarafından katledildiği toplumsal hareketi bastırmanın zeminini yakalamıştır. ABD saldırısı sonrası gerçekleşen ve milyonların katıldığı cenaze törenleri, intikam yeminleri rejime karşı yükselen muhalefeti susturmanın toplumsal bir zemini olarak kullanılacaktır. Aynı zamanda kapıdaki savaş olasılığı toplumsal muhalefete “vatan savunması” söyleminin arkasında sıraya girmeyi dayatacak, bunu kabul etmeyenler vatan haini ilan edilecektir. Benzer durumun Irak, Lübnan ve bölgedeki monarşiler için de söz konusu olacağı öngörülmelidir.

Aynı zamanda bu saldırının, seçim sürecinde azil problemiyle uğraşan Trump tarafından “allahın lütfu” olarak kullanılacağı bilinmelidir. Ülkelerin dışarıda gerçekleştirdiği saldırgan eylemler çok uzun bir süredir hükümetler tarafından içerideki konumlarını sağlama almak için kullanıyor ve bu uğurda binlerce insanın kanının dökülmesi hiç umursanmıyor. Türkiye’nin Afrin ve Rojava saldırılarında ve son Libya tezkeresinin çıkarılmasında iç siyasetin belirleyici rolü herkesin malumudur. Emperyalizmin içerisine girdiği yeniden paylaşım süreci, yeni gelişen güçlerin dünya pazarına ve siyasetine çıkmasının bir sonucu olarak şekillenirken, kaçınılmaz olarak hem dünyanın yeniden paylaşılmasını hem de eski hukukun yeniden yazılmasını dayatmaktadır. Bu durum yeni hukuk tarif edilene kadar devam edecek, yeninin yazılması süreci ülkelerin birbirine güç dayatmaları ile gerçekleşecektir. Bu durum da, verili koşullarda gücü olanın her şeyi yapabilmesi durumunu yaratırken, güçsüz görülen ve zayıf kabul edilen devletler bu tür saldırıların muhatabı olmaktadırlar. Doğal olarak da bedel yoksul halklara çıkarılmaktadır. Sonu savaşa yol açılabilecek bazı hamleler, diğer aktörlerin karşılık verebilme kapasitesine veya cesaretine bağlı olarak fütursuzca gerçekleştirilebilmektedir. Türkiye uzun süredir benzer yöntemlere başvurmakta, özellikle Kürt Özgürlük Hareketi’nin kadrolarına karşı benzer saldırıları gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Dönemin politik karakteri, devlet terörünün uluslararası hukukun temel aracı haline gelmiş olmasıdır.

Emperyalist devletler uzun bir süredir askeri, ekonomik ve teknolojik üstünlüklerine yaslanarak, sömürge ya da geri bırakılmış ülkelere isteklerini dayatmak, isteklerine direnen hükümet ya da güçleri saf dışı bırakmak için devlet terörünü kontrolsüz bir şekilde kullanıyorlar. Bu saldırganlık kimi zaman ekonomileri çökerten ağır yaptırımlar, kimi zaman askeri darbeler, kimi zaman vekil güçler tarafından yürütülen iç savaşlar, kimi zaman ise suikastlar olarak devreye girmektedir. Son tahlilde fatura yoksul halklara çıkarılmakta, halklar ağır bir yıkımla karşı karşıya gelmektedir. Mesele böyle ele alındığında Kasım Süleymani ve yanındakileri hedef alan saldırı iktidarların kendi varlığını sürdürebilmek adına gözlerini ne kadar karartabildiğini göstermesi açısından anlamlıdır. Söz konusu saldırganlık gösterileri giderek gerginleşen coğrafyalarda devletleri karşı karşıya getirebilecek çatışmaları tetikleme ihtimaline sahiptir. Aynı zamanda toplumsal hareketlerin emperyalizme ve kapitalizme karşı kapsamlı bir direniş hattı kuramadıkları sürece kendi hükümetlerinin bu çeşit saldırganlıkları ile karşı karşıya kalacaklarını görmesi gerekiyor. Emperyalizm her çeşit özgürlüğe düşmandır. Çağ, devletlerin terör çağıdır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Diaspora kopuntu değildir

Sonraki Haber

Ortadoğu’da savaş ve Kürtler

Sonraki Haber

Ortadoğu’da savaş ve Kürtler

SON HABERLER

CHP’li Tanal: İl başkanlığının taşınmasına ilişkin dilekçe valilik tarafından bekletiliyor

CHP’li Tanal: İl başkanlığının taşınmasına ilişkin dilekçe valilik tarafından bekletiliyor

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Musa Anter gazetecilik ödülleri için başvuruda son gün

Musa Anter gazetecilik ödülleri için başvuruda son gün

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
10 Eylül 2025

Kayyım kararıyla işten çıkarılan 223 işçi 42. gün direnişinde

Kayyım kararıyla işten çıkarılan 223 işçi 42. gün direnişinde

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Qoser’de anadil yürüyüşüne valilik yasağı

Qoser’de anadil yürüyüşüne valilik yasağı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Rusya’nın Polonya hava sahası ihlaline Trump’tan ilk yorum: İşte başlıyoruz

Rusya’nın Polonya hava sahası ihlaline Trump’tan ilk yorum: İşte başlıyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Çocuğa tecavüzden yargılanan vali koruması, ne açığa alındı ne de tutuklandı

Çocuğa tecavüzden yargılanan vali koruması, ne açığa alındı ne de tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

32 yılın ardından tahliye olan Çelik’e kitlesel karşılama

32 yılın ardından tahliye olan Çelik’e kitlesel karşılama

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır