DTK’nin kurucu eşbaşkanlarından Yüksel Genç, Kongrenin, ‘çözüm sürecinde’ oynadığı role dikkat çekerek, bugün kapısına mühür vurulmasını “Kürt sorununun çözümüne vurulmuş bir mühür” sözleri ile değerlendirdi
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için 2007 yılında kurulup, bünyesinde 800’e yakın sivil toplum örgütünü barındıran Demokratik Toplum Kongresi’ne, (DTK) 26 Haziran’da gerçekleştirilen operasyonun ardından kapısına mühür vuruldu.
Kongrenin kurulduğu günden bu yana yürüttüğü çalışmalardan, kapısına mühür vurulana kadarki süreci değerlendiren, Hatip Dicle ile birlikte DTK’nin ilk eşbaşkanı Yüksel Genç, “Kürt sorununun çözümüne vurulmuş bir mühürdür” yorumunu yaptı.
Mezopotamya Ajansı’nın hazırladığı DTK dosyası kapsamında konuşan Yüksel Genç, DTK’nin Kürt sorununun barışçıl çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecine aktif katılım sağlama amacıyla kurulduğuna vurgu yaptı.
DTK için “Türkiye’nin yüz akı inisiyatiflerinden biriydi” tanımlamasını kullanan Genç, bugüne kadar ki tüm çalışmalarını yasal zeminde yürüttüğüne de dikkat çekti.
Kürt sorunun çözümü için en güçlü platformlardandı
DTK’nin içerisinde Kürt siyaseti içerisinde uzun yıllar emek harcamış ve bedel ödemiş pek çok ismin yanı sıra, bambaşka siyasal yelpazelerde yer alan şahsiyetleri de bağrındırdığını belirten Genç, DTK’nin aslında Türkiye için büyük bir “şans” olduğunu ifade etti. Genç, “Hele hele 2009-2010 ve 2015 yıllına kadar gelen süreç içerisinde devletin Kürt sorununu çözebilmekle ilgili meşru ve yasal zeminlerde bulabildiği en güçlü platformlardan biriydi. Çünkü pek çok farklı alandaki Kürtleri bir araya getiren çatı örgüt olması itibariyle muhatap alınabilecek, dolayısıyla siyasal çözüm tartışmalarını derli toplu yürütebilecek bir adres pozisyonundaydı ve bu konuda da kısmı işlevini yerine getirmeye çalıştı” dedi.
Devletten resmi davetler almış bir platform
DTK’nin kurulduğu günden bu yana çok fazla ilgi gördüğünü sözlerine ekleyen Genç, yapının örgütlü-örgütsüz her kesimin bir araya geldiği, kendini ifade edebildiği açık bir platform olarak açığa çıktığını dile getirdi. Genç, bunun önemini şöyle açıkladı: “Şimdi böylesi bir platform, Kürt sorunun yasal zeminlere taşınarak çözülmesi, derli toplu muhataplıklarla karşılaşması, çözüm süreçlerinde açığa çıkabilecek provokatif eylemlerin önlenebilmesiyle ilgili muazzam bir olanakta sundu. Bu nedenle başından itibaren aslında bakarsanız devlet kurumlarının ve hükümet yetkililerinin ilgisini, hatta katılımına mazhar olmuş bir yapıdır. Örneğin; kendim Eşbaşkanlık yaptığım 9 aylık süreç içerisinde yürütülen çalışmalarımız, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın takip ettiği, yer yer davet edildiği, yaptığımız çalışmaların bizden istendiği, hükümete yakın politikacılar ve yazarların gelip hem tartışmanın parçası olduğu hem de gözlemleyebildiği bir pozisyondaydı. Dolayısıyla bu kadar açık, şeffaf, devletin katılımı sağladığı, faydalanmak istediği, hatta 2013 sonrası süreçte direk Meclis tarafından resmi davetler yapılmış bir platformdan bahsediyoruz.”
Meclis DTK’yi tanıyordu
Yüksel Genç, Meclis’te yeni bir Anayasa tartışmalarının yapıldığı 2012 yılında, dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in imzasıyla DTK’nin görüş ve önerilerinin istendiğini de hatırlattı. Genç, “Meclis DTK’yi tanıyordu. Salt Anayasa çalışmaları değil, Kürt sorununun çözümüyle ilgili devlet yetkililerinin çözüm süreci adını verdiği, dönem dönem adı değişse de 2015 süreci içerisinde DTK sıklıkla Meclis’e davet edildi, görüşleri alındı. DTK, devlet tarafından oluşturulmuş çözüm grubu ya da çözüm ekibinin tanıdığı, faydalandığı bir platformdu. Ne yazık ki, bugün DTK bir suç örgütüymüş gibi sunulmaya çalışılıyor. Aslında bugün Kürt sorununun barışçıl çözümünün yanı sıra Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunabilecek olan yapıları bertaraf etmeye yönelik girişimlerle karşı karşıyayız. Esas trajik olan bu” ifadelerini kullandı.
AKP iktidarının 2015 yılında gelişen çözüm sürecinin hemen bitmesinden sonra başta DTK olmak üzere muhalif parti ve sivil toplum örgütlerini illegalize edecek bir tutum sergilediğine dikkat çeken Genç, değişen bu tutuma dair şunları söyledi: “Bir şeyi çözmek istiyorlarsa, herkes ve her şey bir anda muhatabın parçasıdır. Bir şeyi çözmek istemiyorlarsa, hemen herkes düşmandır, karşıttır.”
2015’ten sonra herkes ‘şüpheli’
DTK’ye yönelik son yönelimin iktidarın ya da yeni Türkiye sisteminin Kürt sorununa ilişkin yaklaşımıyla birebir ilişkisini görmek gerektiğini altını çizen Genç, özellikle çözüm süreci bozulduktan sonra 2015 Mart’ından itibaren çok hızlı bir biçimde Kürt sorunu üzerine laf söyleyen, çözüm önerisi olan, Kürt sorununa dair bir yaklaşım belirleyen, politika üreten, sivil toplum nezdinden çalışan, bölgenin değerleri üzerinden anlam ve değer oluşturmaya çalışan yapıların hemen hemen hepsinin devlet nezdinde “şüpheli” ve “karşı duracak güç” olarak tariflendiğini ifade etti.
Genç, “‘Kürt vardır’ demenin ötesine geçmeyen, Kürdün varlığını, tanıdığını iddia edip sorunu çözdüğünü düşünen, bunun dışında kalmış hak taleplerinin illegalize etmeye çalışan, onu bile reddetmeye ve tıkamaya çalışan bir siyasal akıl var” dedi.
‘İktidar şansını yok ediyor’
İktidarın uzun vadede Kürt sorununu çözmemesinden dolayı güç kaybettiğini söyleyen Genç’in yarına dair asıl korkusunun ise, hükümetin bütün sıkışıklığı içerisinde Kürt sorununa yaklaşım olarak belirlediği güvenlikçi ve kutuplaştırıcı dil ve siyasetin zararlarını artık kaldıramaz hale geldiğinde, Kürt sorununun çözümüne dönmek istediğinde dönebileceği sivil toplum örgütlerinin olmayacağı bir noktaya gelmesi olduğunu söyledi.
Genç, “Bir iktidar açısından bir sorun çözülmek istenirken muhatapsızlık değil, toparlanmış bir muhataplık en büyük şanstır. İktidar aslında bakarsanız uzun vadede kendi şansını yok ediyor” diye belirtti.
‘Kürt sorunu artık bir iç sorun değil’
Genç, bugün Kürt sorununun sadece Türkiye ile çözülebilecek bir problem olmadığını, sorunun artık uluslararası bir boyut kazandığına da dikkat çekti. “İktidarın DTK’ye ve Kürt siyasetine yönelik sert yöneliminin nedeni Kürtler arasında açığa çıkan yeni pozisyondur” diyen Genç, sözlerine şöyle devam etti: “Kürtlerin siyasi olarak temsil güçlerini yaygınlaştırdıkları alanlar kuruldu. İşte Güney Kürdistan’da var olan yapılanma dışında aynı zamanda o yapılanmanın hakim olmadığı kimi bölgelerde özerk oluşumlar oluştu. Kuzey Suriye hattı üzerinden açığa çıkmış olan hem Kürtler arası birlik hem Kürtlerin siyasi idari kurumsallaşma sürecinin kendisi, Türkiye hükümetinin ve iktidarının kuzey yapısında yer almış Kürt siyasetçilerine yöneliminde tetikleyici bir unsur olarak görünüyor. Kürt sorunu artık bir iç sorun değil. Herkes Kürt sorununa yönelik bakışını yeniden güncellemek durumunda kaldı. Daraltma değil, genişletme durumunun olduğu bir zaman dilimi içerisinde, iktidarın son yıllardaki güvenlikçi politikalarının kendisini tam olarak bu yeni duruma uymama, yeni durumu reddetmekle ilgili. O yüzden Kürtler arasında gelişen birlik hareketinin kendisi ve siyasal idari kurumlaşmaların kendisi, iktidarın Kürt siyasetçilerine yöneliminde tetikleyici bir unsur olarak gelişiyor.”
10 yıl önce suç olmayan bugün suç
Yine DTK’nin Türkiye, Irak, Suriye ve de İran’da Kürt sorununu çözmek ve Kürtler arasında birlik oluşturmak için yoğun bir çaba içerisinde olduğuna vurgu yapan Genç, DTK’ye dönük saldırıların da bu temelde geliştiğini kaydetti. Genç, kongrelerine yapılan saldırıların hukuki olmadığını dile getirerek, “DTK’yle ilişkisi olmuş, Kürt siyasal hareketine dahil olan, Kürt sorunu üzerinden politik bir pozisyon tutmuş, Kürt kimlikli insanlar üzerinden operasyonel bir tutum içerisine giriliyor. Tüm bunların aslında hukuki bir zemini de yok. Her şey bir handikap, fakat iktidar Kürt sorunuyla ilgili açığa çıkmış yeni koşul ve politik tutumda o kadar ısrarcı ki yasal handikaplar kendini görünmez kılabiliyor ne yazık ki. Nihayetinde bana bile 10 yıl sonra dava açıldı. 10 yıl önce suç olmayan bugün suç sayılması başka bir hukuk garabeti olayıdır” diye konuştu.
‘Mühür Kürt sorununun çözümüne vurulmuştur’
DTK’nin mühürlenmesinin ise, iktidar tarafından ‘Siyaseten reddediyoruz, kapatabiliriz de” mesajı içerdiğini ifade eden Genç, saldırıların tamamen siyasi olduğunun altını çizerek, bu yönelimi KCK operasyonlarına benzetti. Genç, “DTK’ye mühür vurarak, bu birlik hareketi ve birlik hareketi üzerinden kurulmaya çalışılan geleneğin önünü alma isteği var elbette. Ancak özünde bu mühür Kürt sorununun çözümüne vurulmuş bir mühürdür” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı / Arjin Dilek Öncel – Ergin Çağlar – Cahit Özbek