‘Battı balık yan gider’ deyimiyle, ölü bir balığın suda sürüklenme hali aktarılır. Bugün Türkiye’de mevcut iktidar her yönüyle ölmüş bir balığı andırıyor. İktidar suyun akıntısına, rüzgarın esintisine göre hareket ederken tek muradı iktidarını sürdürebilmek. Bu süreçten zarar görenler ise yoksul halklar ve doğal yaşam! Nereye akacağı belli olmayan akıntının ardında sıraya geçmiş olan sermaye ise bu süreçten oldukça mutlu. Bu mutlu azınlık içinde öne çıkan kesim ise madenciler. Enerji ve inşaat gibi iktidarın temel alanlarında işler iyi gitmiyor. Madenciler ise çok mutlu, çünkü mevcut iktidarın tek dayanak noktası olarak madencilik öne çıkıyor. Her istediklerini iktidara yaptırabilme gücüne erişmiş olan bu mutlu azınlık iktidarın gözdesi durumunda.
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın başkanlık ettiği ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile üst düzey geniş katılımlı video konferansla gerçekleştirilen toplantıda; “Madencilikte idari sürecin sadeleştirilerek ruhsat alım sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz” açıklamasında bulunulmuştu. Bu ruhsat alım meselesi içinde ormanların katledilmesi için istenen ücretin düşürülmesi, zeytincilik kanununun madenciliğin önünde engel teşkil etmesi, doğal koruma alanlarının madenciliğe açılması gibi bir dizi şirket talepleri yer alıyor.
Orman katliamını, ‘yaban hayvanlarının’ avlanma ihalesine benzetebiliriz. Ancak bir farkla! Turizm adı altında üç beş kuruşa katli vacip kılınan canlılarla orman katliamı arasındaki tek fark ödenen ücretin değişkenliği. Madenciler, hayvan katili turistlerden farklı olduklarını iddia ederler. Çünkü onlar iktidarın algı yönetimiyle ‘milli ve yerli’ oldukları imajı yaratılmıştır ve bu nedenle orman için para ödemek istemezler. Zeytinlik alanların madenciliğe açılması talepleri de başlıca talepleri içinde yer alırken doğal sit yani koruma bölgelerinin de medencilere tahsisini talep etmektedirler. Hiç kimsenin böyle bir katliam iznini vermeye yetkisi olamaz ve olmamalıdır da!
Bakan Dönmez önceki gün yaptığı açıklamada yeni bir ‘yerli-milli’ masalı anlattı. Malatya Kuluncaklılara ‘Yerli’ otomobilde kullanılacak Nadir Toprak Elementleri (NTE) için müjde verdi. Dönmez yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin, ‘milli enerji ve maden politikası ile yerli enerji kaynaklarını’ her alanda ortaya çıkarmaya devam ettiklerini belirterek, “Cevher zenginleştirme, metalürji, kimya ve analiz konularında uzman personellerden oluşan ekiple sadece 2 yılda yapılan bir çalışma ile ülkemizde bir ilk gerçekleşti. Çalışma ile laboratuvar ölçeğinde, yüzde 99’unda üzerinde saflıkta seryum, lantanyum, neodimyum, paraseodmiyum, uranyum, toryum ve Ağır Nadir Toprak Oksitleri (ANTO) kazanıldı” dedi.
Bu bir müjde değil, bu bir felaket ve yağma duyurusudur. Bir ton nadir toprak metalinin üretimiyle iki bin ton toksik atık ortaya çıkmaktadır. Nadir element madenciliği yapılan alanı çevreleyen tarım arazileri ve sular zehirlenir, doğa yaşanamaz atık alanlarına dönüşür. NTE’de dünya tekeli olan Çin’de nadir toprak elementlerinin çıkarılma ve işlenme sürecinde ortaya çıkan çevresel sorunlar nedeniyle üretim azaltılmasına gidildiğini hatırlatalım. Altın madenciliğinde kullanılan siyanürle ayrıştırma işleminde ortaya çıkan zehirli atıkları katbekat aşan miktarda toksit madde ortaya çıkar ve yine altın madenciliğinde milyonlarca metreküp toprağın işlenmesine benzer bir süreç yaşanır.
Nadir toprak elementinin başlıca kullanım alanları; Nükleer alanda kontrol çubukları, yanabilir zehirler, radyoaktif güç kaynağı, elektronik sektörü, bilgisayar donanımı, elektronik hafızalar, dedektör imalatı, demir çelik, alaşımlar, cam, seramik, aydınlatma, kimya ve mücevher gibi işlemlerdir. Türkiye’de nadir element üretimleri için Eskişehir’in Sivrihisar ilçesini yok edecek adımlar atılmaya başlanmıştı, şimdi de aynı adım için Malatya’da atılmaya hazırlanıldığını çıklamalarda gördük.
Malatya Kuluncak İlçe Belediye Başkanı Erhan Cengiz’de, “Kuluncak şaha kalkacak… Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Hükümetimizden Allah razı olsun” açıklaması ile yerelden Bakan Dönmez’in müjdesine katkı veriyor. Şaha kalkacak tek şey NTE madenciliği yapacak olan şirketin edeceği kârlar olabilir ama şaha kalkan, attan düşerek zehirlenecek olan sular, topraklar ve Kuluncaklılar başkası olmayacak. Dünyanın dört bir yanı aynı durumda, sular ya zehirleniyor ya da sel olup önüne kattıklarını denizlere taşıyor, Toprak Ana özelliğini hızla yitiriyor, ormanlar ve binlerce canlı türü katlediliyor…
Ya sonra!