AKP’li yetkililer ekonomik durumun iyi olduğunu iddia etse de resmi göstergeler iyi olmadığını ortaya koyuyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin notunu “B+”da teyit etti
Türkiye’de 2018 yılı itibarıyla başlayan ve salgın süreci ile birlikte daha da artan ekonomik sorunların sonucu işsizlik milyonları bulurken, alım gücü ise düştükçe düşüyor. AKP’li yetkililer durumun iyi olduğunu iddia etse de resmi göstergelere yansıyanlar da durumun iyi olmadığını ortaya koyuyor. Yaşanan gelişmeler ülkenin uluslararası alandaki kredi notuna da yansıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye’nin notunu “B+”da teyit etti, not görünümünü de değiştirmeyerek “durağan” olarak belirledi.
S&P Global Ratings, Türkiye’nin yabancı para cinsinden uzun vadeli kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin dört kademe altında “B+” olarak teyit ederken, 7 Mayıs 2020’deki önceki değerlendirmesinde, Türkiye’nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunu “B+” ve uzun vadeli yerel para birimi cinsinden kredi notunu ise “BB-” olarak teyit etmiş, not görünümünü durağan olarak belirlemişti.
S&P, Türkiye’nin kredi notunu Ağustos 2018’de kurda yaşanan sert yükseliş esnasında düşürmüştü.
Korkutan senaryo
Amerikan Wall Street Journal gazetesi ise Türkiye ekonomisi ile ilgili çok daha vahim bir duruma işaret eden bir yazı yayınladı. Patronlar Dünyası’nda yer alan habere göre, yılın ilk yarısında yabancı yatırımcıların Türkiye’de tahvil piyasasından 7 milyar dolar, hisse senedi piyasasından 4 milyar dolarlık çıkışa imza atarken, Merkez Bankası rezervleri kullanılmasına rağmen TL yüzde 13 değer kaybetti.
16 yıl sonra yüzde 50’nin altında
Salgın nedeniyle ihracat ve turizm azalırken cari açığın arttığına, rekor düzeyde artan kredilerin geri dönüşün sorun olabileceğine değinen gazete, ödemeler dengesi krizi riskinin arttığına dair spekülasyonların ortaya çıktığını aktardı. Hisse senedi piyasasından da yabancıların 4 milyar dolarlık çıkış yaptığını ve Borsa İstanbul’da yabancı payının 16 yıl sonra ilk kez yüzde 50’nin altına düştüğünü belirten gazete, yabancıların çıkışının dış finansmana bağımlı Türkiye ekonomisi üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekerek, yabancıların Türkiye’deki tahvillerindeki payının 2013’teki seviyesinin yaklaşık üçte biri olan yüzde 5’e düştüğünü hatırlattı.
Yüzde 13 değer kaybı
Bu yıl salgın nedeniyle Avrupa Birliği’nin Türkiye’den otomobil ve tekstil alımını erozyona uğrattığını ve ülkenin turizmden döviz gelirini sildiğini belirten gazete, Merkez Bankası rezervleri harcanmasına rağmen TL’nin dolar karşısında yüzde 13 değer kaybettiğini aktardı.
‘Kaygılar artıyor’
Merkez Bankası’nın faizleri hızla indirdiğine ve salgın döneminde kredi hacminin rekor düzeyde artırıldığını belirten WSJ, yatırımcıların kredilerin geri dönüşü konusunda kaygılarının artmakta olduğunu kaydetti. Bankalardan takasla (swap) ödünç alınıp rezerve eklenen dövizlerin TL’yi desteklemek ve artan cari açığı finanse etmek için kullanıldığını belirten gazete, bu durumun yatırımcılar arasında ülkenin bir ödemeler dengesi krizine yaklaşmakta olduğu spekülasyonuna neden olduğunu belirtti.
Analistler: Durum kötü
Gazete Aberdeen Standard Investments yatırım yöneticisi Viktor Szabó’nın şu yorumuna da yer verdi: “Yabancıların Türkiye’den çıkışı gerçekten eşi benzeri görülmemiş düzeyde.”
Ashmore Group’tan araştırma direktörü Jan Dehn ise yorumunda, “Kimse artık Türkiye’nin uzun vadeli tahvillerini almak istemiyor. Bu stres işaretlerinden biri” dedi. Analistler, yaşanan durumun Türkiye’yi krizi çözmek için para biriminin değer kaybetmesine izin verip faizleri artırmaya, ekonomik büyümeyi düşürmeye ya da kurtarma paketi aramaya zorlayabileceğini belirtti.
EKONOMİ SERVİSİ