• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Eylül 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Aydınlar(!) ve sömürgeci-ırkçı cehennem

1 Eylül 2020 Salı - 23:00
Kategori: Güncel, Özel

Her tepeden bakan Türk aydını(!) gibi, olguları ezelden ebede değişmez şeylermiş gibi ince bir maharet içeriyor. Demokrat, aydın savunucuları da, Özgentürk’ün acımasızca eleştirilmesini ahlakçı buluyor.

Cengizhan Kaptan

Hallac-ı Mansur’un ifadesi ile “Cehennem, acı çektiğimiz yer değil acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdir”. Kendi yaşadığı dönemde değil, adına ‘zaman’ diyerek kurguladığımız süreçteki her dönemde gerçekliğini hissedebileceğimiz ya da doğrudan yaşayacağımız bir durumu dile getirmiş Hallac.

O çekilen acıların neden bilinmediği, duyulmadığı konusuna gelelim. Çünkü acıyı duyan, acı çekenin çektiği acının o şekilde çekilmemesini isteyen bir aydındır mesela. Türkiye’de aydın tipolojisini güzel betimledi geçenlerde Besim Dellaloğlu Gazete Duvar’da. Aydın mı entelektüel mi kavram önerileri dışında, aydının Türkiye’de ideolojik bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Bu yazının amacı da aydınların en azından bir kısmının hangi ideolojik açıdan olaylara baktığını ve nasıl küçüldüklerini ortaya alabildiğince koymaktır.

Sabah İrfan Aktan’ın yazısını okudum; başkaları da eklenecektir, eklenmelidir. Bu sömürgeci kültür ile beslenen ırkçı anlayış her zaman mahkum edilmelidir. Benim bu yazım da birçok yazıdan birisi olacaktır. İdeolojinin sefaletini biraz dile getirebilirsem ne mutlu bana.

Özgentürk’ün Kürt kadınını ve ulusunu aşağılaması, yukarıda belirttiğim gibi, Kürt kadınının ezilmesi hakkında dertlenmesinden çok Kürtlerin tümünün aşağılanması üzerinden örülüyor, kuruluyor. Kadınların intihar ya da tecavüze sürüklenmesinin tarihi bir kadermiş gibi malzeme edilmesine dayanıyor bu üslup. Her tepeden bakan Türk aydını(!) gibi, olguları ezelden ebede değişmez şeylermiş gibi ince bir maharet içeriyor. Demokrat, aydın savunucuları da, Özgentürk’ün acımasızca eleştirilmesini ahlakçı buluyor. Hatta bir yorumda, sözün Kürt kadınlarına verilmesini (feminist makyaj) ve onların kendi deneyimlerini aktarmasını istiyor.

Bu da bu savımı pekiştiren ikinci örnek; Kürt kadınlarının konuşmasını isteyen diğer aydın, Kürt kadınlarının konuşmasını ne dinlemiş ne de asıl derdi o değil. Derdi, eleştirilen aydını(!) kurtarmak. Oysa, Kürt kadınları konuşmamış olsa biraz hak verir gibi olacaktım! Konuşmuşlar ve görelim ne demişler. Batman’dan ta 2017’de yazan bir kadından gelsin çarpıcı tespitler:

“Geçmişte sokağında biri kötü bir şey yaptığı zaman bütün mahalleli onu aforoz ederdi, bizi yerimizden yurdumuzdan eden baskı ve savaş politikaları sonucu yaşanılan olaylara tepki veremez hale geldik. Bundan dolayı bu fuhuş ve tecavüzler yaşandı ve bundan sonra çocuklarımız için bizler ne yapmalıyız ona yoğunlaşmamız gerek.” diyor Derya Aslan ‘Batmanlı kadınlara ses olun’ adlı, 3 Haziran 2017 tarihli yazısında.*

Yazının içeriği o kadar açık ki. İntihar ve tecavüzleri nedenleri ile birlikte ortaya koyuyor. Bunların da Türk aydınının(!) demediği, diyemediği baskı ve savaş politikalarının ürünü olduğunu ifade ediyor. Bu kadar açık, ‘oradaki öğretmen arkadaştan’ değil doğrudan bir kadından gelen mesaj bu çukur aydınlarının kabusu hükmündedir olsa olsa. Ama büyük ihtimalle ne bu yazıyı okumuşlardır ne de Batmanlı kadınları dinlemek gibi bir kaygıları vardır. Hatta insan, dinleyemeyeceklerinin, dinlemeyeceklerinin konforundan dolayı böylesine pervasız yazı ve fikirler ortaya koyduklarını düşünmeden edemiyor.

Bilimsel tavrı ağızlarına sakız etmiş olan Türk aydını şabloncu, pek de parlak olmayan entelektüel seviyesini dayatan, olgulardan analize uzanamayan ve kendi gerçekliğini empoze hatta dikte etmeye şartlanmış bir tipoloji çizer. O her şeyin çözümünü bilir ama ‘ter kokan işçi’, ‘kırolar’ onu dinlemez; artık düşman o kırodur, ter kokan işçidir onun için. Sistemle, kapitalle, ırkçılıkla, sömürgeci dayatmalarla bir ilişkisi kalmamıştır onun artık; bilakis onlar üzerinden harekete geçer.

Bu aydın denilen tipoloji bu yüzden ırkçılık, sömürgecilik, ayrımcılığın en somut örneklerinden birisi olarak çıkar karşımıza. Bakmayın siz onların dertli göründüğüne, Kürt kadınını da sevemezler; sevdikleri gibi göründükleri, aslında zavallı olarak görmek istedikleridir.

İşte bu aydın(!) grubu tarafından “tanınma” çabası da cehennem kapısını aralar. “Tanınma” ise apayrı bir yazının konusu olsun. Bu konulara odaklanmak gerekiyor aslında; ırkçılığın, sömürgeciliğin, ayrımcılığın kaynakları, nedenleri ve yansımalarını iyice kavramak ve bunlarla mücadele edebilmek için.

Cehennemden çıkmanın koşulu ise bu ırkçı, şoven tipoloji ile enerji harcamak ve onlar tarafından tanınmaya çalışmak yerine sorunun merkezine, kaynağına odaklanmaktır. Bunu sadece kurumsal anlamda, siyasi anlamda söylemiyorum. Bireysel anlamda da bu tepeden bakan ancak kendisi çukurdan çıkamayan insanlara karşı en iyi tavır, onlar tarafından tanınmamak esası ile hareket etmektir. Varlığımızı, fikriyatımızı onlar ile uzlaştırmak zorunda olmadığımızın bilincine ulaşmaktır. Bu tanınma arzusunu doğru bir şekilde, doğru yöne yönlendirmek insanı alabildiğine özgürleştirir. Bizim özgür yarınlara ulaşmamız için psikolojik olarak da yaşam tercihi olarak da bu çukurun etrafında dönmememiz gerekir.

Hallac’ın dediğinden hareketle bu zebanilerle vakit harcamak yerine sesimizi duyan ve bizimle derdi de sevinci de paylaşanların yanında olmak ve kalmak dileği ile.

Kaynakça

Derya Aslan. (3 Haziran 2017). Batmanlı kadınlara ses olun! <https://www.ekmekvegul.net/dergi/batmanli-kadinlara-ses-olun>

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Barışın yolunu mücadele açar

Sonraki Haber

Doğan Güzel çizdi: Erdoğan’dan savaş çağrısı; Hodri meydan

Sonraki Haber

Doğan Güzel çizdi: Erdoğan'dan savaş çağrısı; Hodri meydan

SON HABERLER

Qoser’de anadil yürüyüşüne valilik yasağı

Qoser’de anadil yürüyüşüne valilik yasağı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Rusya’nın Polonya hava sahası ihlaline Trump’tan ilk yorum: İşte başlıyoruz

Rusya’nın Polonya hava sahası ihlaline Trump’tan ilk yorum: İşte başlıyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Çocuğa tecavüzden yargılanan vali koruması, ne açığa alındı ne de tutuklandı

Çocuğa tecavüzden yargılanan vali koruması, ne açığa alındı ne de tutuklandı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

32 yılın ardından tahliye olan Çelik’e kitlesel karşılama

32 yılın ardından tahliye olan Çelik’e kitlesel karşılama

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

30 yıl sonra tahliye edilen Siraç: Mücadeleye devam edeceğiz

30 yıl sonra tahliye edilen Siraç: Mücadeleye devam edeceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

Wan ve Mêrdîn’de üç kadın için anma etkinliği

Wan ve Mêrdîn’de üç kadın için anma etkinliği

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

İsrail ordusu Yemen’in başkenti Sana’yı vurdu

İsrail ordusu Yemen’in başkenti Sana’yı vurdu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır