• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Pakrat Estukyan

İhanetten beslenen küstahlık

14 Aralık 2021 Salı - 14:35
Kategori: Pakrat Estukyan, Yazarlar
İhanetten beslenen küstahlık

Azerbaycan ordusu 27 Eylül 2020 tarihinde de-facto Karabağ Cumhuriyeti’ne karşı ani bir saldırı başlatmış ve 44 gün süren çatışmalarda taraflar 10 bine yakın asker kaybetmişti. Savaş, Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in girişimleriyle 9 Kasım 2020’de bir ateşkes anlaşmasıyla sonlanmıştı.

Aliyev yönetimi Dağlık Karabağ’ı çevreleyen ve I. Karabağ Savaşı’ndan bu yana yaklaşık 30 yıldır Ermenistan’ın işgalinde kalan yedi bölgenin yanı sıra Karabağ’ın Şuşi kentini de geri almayı başardı.

Savaşa hem otuz yıl önce hem de bu ikinci çatışmalarda gönüllü olarak katılan bir Ermeni savaşçı, iki savaş arasındaki farkı şu sözlerle tanımlıyor: “İlkinde eşit şartlara sahiptik. Hem biz hem de onlar Kalaşnikoflarla savaşıyorduk. Her iki tarafta da kurumsal bir ordu henüz oluşmamıştı. Üstelik bizim motivasyonumuz vatan savunması üzerine kurulu oluğu için daha yüksekti. Şimdi ise otuz yıllık propagandanın sonucu olarak Azeriler de işgal edilmiş olduğuna inandıkları vatan toprağı için savaşıyorlardı. TSK’nin personel ve lojistik desteği, Suriye’den getirilen cihatçı çeteler ve SİHA’lar onlara mutlak bir üstünlük sağlamıştı. Ayrıca onlar bu saldırıyı Temmuz ayında Türkiye ile yapılan ortak askeri tatbikattan beri ayrıntılarıyla tasarlamışken, biz hazırlıksız bulunduk.”

Bu kişisel tanıklık savaşın oluşumunu da, sonuçlarını da oldukça yalın bir şekilde açıklıyor. Savaşın politik bir sonucu olarak Rusya Federasyonu ise 7 bin askerle bölgedeki konumunu pekiştirmiş oldu.

Kazanan tarafta iktidar zaferin nimetlerini yaşarken yenilen Ermenistan’da Paşinyan hükümeti mağlubiyetin faturasını ödemek zorunda kaldı. 2018 Mayısı’nda bir halk hareketiyle devrilen oligarşik yapılar, rövanşist bir muhalefet örgütlediler. Birçok yolsuzluk iddialarıyla suçlanan eski Cumhurbaşkanlarından Robert Koçaryan’ın çevresinde birleşen muhalefet 2021 Haziranı’nda yapılan erken seçimde bir kez daha bozguna uğradı. Ancak muhalefet ülkeyi istikrarsızlaştırma işlevini halen sürdürmekte.

Azerbaycan lideri İlham Aliyev ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kriz ortamından yararlanmak üzere Ermenistan’a karşı sürekli olarak fantastik taleplerde bulunuyorlar. Bu taleplerin en önemlisiyse iki ülkeyi birbirine bağlayacak bir koridor açılması. Başka bir deyişle Ermenistan sınırlarının by-pass edilmesi. Hem Türkiye hem de Azerbaycan yaklaşık 30 yıldır Ermenistan’a ambargo uyguladıkları yetmezmiş gibi, şimdi de topraklarından serbestçe geçebilecekleri bir koridor talep ediyorlar. Aliyev bir adım daha atarak, geçen hafta yaptığı açıklamayla söz konusu koridor için derhal bir tarih belirlenmesini, aksi takdirde askeri müdahalenin kaçınılmaz olacağı tehdidini de savurdu.

Bakü yönetimi bu küstahlığın gücünü sahip olduğu petro-dolarlardan ve Türkiye ile paylaştığı ‘Büyük Turan’ ülküsünden alıyor. Buna karşılık olarak ise Ermeniler yaklaşık yüz yıldır Kürt ve Filistin halklarıyla deneyimledikleri büyük ihanetin açmazında ‘uygar Batı’dan medet ummaktalar. Oysa insani değerleri kapitalizmin çıkarlarına teslim eden Batı, kurt ile kuzunun karşısında taraflara itidal tavsiye etmekten öte bir şey bilmediğini defalarca kanıtlamıştır. En gerici ve despot rejimlerle işbirliği yaparken, demokrasi getirmek vaadiyle Irak’ı, Suriye’yi ve Afganistan’ı ateşe atanlardan medet ummak kelimenin tam anlamıyla aymazlıktır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İnsan haklarına rehinelik muamelesi

Sonraki Haber

Joe Biden’in demokrasi zirvesi veya ‘her söz her ağıza yakışmaz’ denmiştir…

Sonraki Haber
Türk-İş veya sendikacıları nasıl bilirsiniz?

Joe Biden’in demokrasi zirvesi veya ‘her söz her ağıza yakışmaz’ denmiştir…

SON HABERLER

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Emine Ocak: Türkiye’nin vicdanına yazılan ağıt

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Sancı, umut ve başka haller

Konforlu tartışmalar

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dersim kültürünü yaşatmak

Dersim kültürünü yaşatmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Dêrsim’de çeteleşme ve şiddet artıyor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Yeni anayasa tartışmaları ve DHP’nin sorumluluğu

Faili aramak!

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Yeni bir başlangıcın eşiğinde: Barışa ve demokrasiye tarihsel sorumluluğumuz

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

Muhalefet mi dediniz?

Ulus krizine iki zıt çözüm

Yazar: Yeni Yaşam
26 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır