• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mürüvet Küçük

Kriz, yıkım ve dahası…

26 Mart 2024 Salı - 00:00
Kategori: Mürüvet Küçük, Yazarlar
Savaş tamtamları yükseliyor

Yabancısı olmadığınız, her gün yanından geçip gittiğiniz bazı gerçekler fotoğrafın anları donduran diliyle önünüze düştüğünde daha sarsıcı bir nitelik kazanır. Sokakta sık sık rastladığınız, giderek her mahallede, caddede yaşamın “doğal” bir parçası haline gelen ve sizin de farkına varmadan “sıradanlaştırdığınız” o karedeki sarsıcılık bir dönemin özeti niteliğini kazanır. Önüme böyle bir fotoğraf düştü. Yoksulluğun en dip noktalarını yaşayan, kâğıt toplayarak günübirlik kazandıkları üç beş kuruşla hayatı döndürmeye çalışanların fotoğrafı… Sayıları her geçen gün artıyor. Artık sadece erkekler ve sınırlı sayıda kadın yapmıyor bu işi; kadınlar, çocuklar hatta emzirme çağında çocuğu olan anneler, dahası çoluk çocuğuyla aileler, çöplerden bulabildikleri satılabilir şeyleri toplamak için gece gündüz dolaşıyor. Bazılarıysa yiyecek ekmek arıyor…

Erdoğan yoksulluk kırbacı altında ezildikçe ezilen emekçilere bugünden çaldıklarıyla yarının düze çıkacağını vadedebiliyor sadece. “Seçim ekonomisi uygulamadık. Popülizme asla tevessül etmedik” cümleleri Erdoğan’ın her seçim döneminde alışılmış klişe cümleleridir. Fakat önceki seçimlerde tüm sıkışmışlıklarına rağmen en azından çeşitli atraksiyonlarda bulunur, yandaş kesimler için ise kesenin ağzını açarlardı. Şimdi bunu yapamayacak kadar ciddi bir sıkışma yaşadıkları için emekliler için beklenen o “seyyanen zam müjdesini” bile veremeyecek durumdalar. Verdikleri müjde işçi ve emekçilerin doğal hakkı olan banka promosyon farkları, emeklilere çerez parası bile etmeyecek 3 bin TL’lik bayram ikramiyesi oldu.

Tüm bir toplumun fotoğraftaki gibi ailecek gündelikçi hale geldiği, ekmek için gece yarılarına kadar taban tepip çöpleri karıştırdığı, hiçbir can güvenliklerinin, güvencelerinin olmadığı, yarını belirsiz bir uçuruma doğru sürüldüğü bir IMF arabasına koşulmak istendiği günlere doğru gidiyoruz.

Erdoğan’ın “Seçim ekonomisi uygulamadık. Popülizme asla tevessül etmedik” cümlelerinin arkasını “Eleştirileri göğüsleme pahasına ülkemize ve milletimize ileride çok ağır bedeller ödetecek yollara girmiyoruz. Biz sadece günü kurtarmanın değil, Türkiye ve Türk ekonomisi için en doğrusunu, en hayırlısını yapmanın çabasındayız” şeklinde getirmesi önümüzdeki günlere ilişkin çok şey anlatıyor. Keza bu sefer önceki seçimlerdeki gibi siyasi bir klişeyi dillendirmek için söylenmiyor bu sözler. Elinde hesap makinesiyle dolaştığı, halk için yapılabilecek her harcamada çıngar çıkardığı söylenen IMF komiseri Mehmet Şimşek’in seçim sonrası için çizdiği yolun mıntıka temizliğini yapmaya girişmiş görünüyor. Emekçilerden toplanan vergilerle toplumsal ihtiyaçlara dair yapılacak her harcamayı kuruşu kuruşuna hesaplayan bu komiserin umurunda bile değil halkın çöplerden ekmek toplar hale gelmesi, bunun kitlesel bir kabûsa dönüşmesi. Erdoğangillerin olmadığı gibi…

Dağın taşın maden patronlarına peşkeş çekildiği, depremin büyük kent yağması için alenen araçsallaştırıldığı bu koşullarda emekçiler için bir kuruşun hesabını yapanların, maden patronlarına, tekelci kapitalistlere, asalak müteahhitlere daha fazla semirmeleri, en küçükleri yutarak daha fazla tekelleşmeleri için ellerinden geleni yapacaklarınaysa şüphe yok.

Seçim atmosferinin önceki seçimlere benzemediği, kitlelerin Mayıs genel seçimlerinin ardından yaşadıkları büyük moral bozukluğunun siyasete kayıtsızlık biçimi kazandığı, birikmiş tepkinin kendisine akacak kanal bulamadığı bu koşullarda derinleşen krizin faturası sadece ekonomik yıkım olarak dile gelmiyor. Fatura ağırlaştıkça aynı zamanda sosyal-kültürel-moral değerler de krizin bir sonucu ve parçası olarak sarsılıyor.

Dünyada ender yaşanabilecek olaylardan biridir insanların evlâtlarını satışa çıkarmaları, bunu internet ortamlarında açık açık yapmaları mesela. Ama bu bile “doğallaşmış” görünüyor. Geçim sıkıntısı ve borçlar nedeniyle organlarını satışa sunanlara şaşırıyorken bebeklerini, hatta henüz doğmamış olanları birkaç 10 bin liraya satışa sunan aileler, anneler var artık!

Dünyada, bölgede ve içerde yaşanan emperyalist kapitalizmin krizi çok katmanlı biçimlerle her an varlığını hissettiriyor. Buna karşı toplumların bir yanı kayıtsızlık ve çıkışsızlık yaşarken diğer yanı da hiç bitmeyen irili ufaklı direnişlerle nefes alıp veriyor. İktidarlar bu yanının soluğunu kesmek için her yola başvuruyor. İşçi direnişleri karşısındaki son tutumlar bunun somut ifadesidir. Türkiye’nin Bangladeş’i haline getirilmeye çalışılan Kürdistan illerinden Urfa’da Özak Tekstil işçilerinin işbirlikçi sendikadan istifa edip direnişçi BİRTEK-SEN’e geçmeleri karşısındaki tahammülsüzlük bunun son ifadesi oldu. Vali-kaymakam-jandarma-patronlar hatta müftülükler cephesinin saldırıları, kışkırtılan toplumsal baskılar yetmedi şimdi de Çalışma Bakanlığı tarafından BİRTEK-SEN’e işçileri tehditle sendika değiştirmeye zorladığı iddiasıyla para cezası kesildi. Filizlenen ve önümüzdeki günlerde daha da koyulaşacak işsizlik, yoksulluk ve derinleşen sömürü karşısında filizlenen hiçbir direniş odağı kalmasın istiyorlar.

Tam da bu noktada orada burada seyreden direnişler ve bunlara öncülük eden güçlerin birleşik bir odak yaratmaları, toplumun üstüne geçirilmeye çalışılan umutsuzluk ve kayıtsızlık hücrelerini bu odaklardan yayılan enerjiyle parçalamaları, bir kanal açmaları tarihsel görevdir.

Agrobay işçisi Naime Tekkahraman’ın “…Arzu* zengindir hepsi onun arkasında, biz fakirlerin arkasında kimse yok! Devlet yok! Hukuk yok! Adalet yok!” sözlerindeki çıplak sınıf bilincinin toplumsal bilince dönüşebilmesi böyle bir odağın varlığıyla mümkün hale getirilebilir.

*Agrobay patronu Arzu Şentürk

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kürtlerden uzaklaşan Saray’a yaklaşır

Sonraki Haber

Dêrgul’de seçmene baskı

Sonraki Haber
Dêrgul’de seçmene baskı

Dêrgul'de seçmene baskı

SON HABERLER

Trump, 2 basın kuruluşunu ‘yasa dışı’ ilan etti

Trump duyurdu: İsrail ve İran ateşkeste anlaştı, 6 saat içinde başlayacak

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Kandilli Rasathanesi: Artçılar sürecek, riskli binalara girmeyin

Çewlîg’de 3.8 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Toplumun inci taneleri: Komün

Toplumun inci taneleri: Komün

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Halklar artık aldanmaz

Barış ve demokrasi ‘fırsatı’

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

İran: Ya istibdat ya demokrasi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır