DEFAŞ A.Ş. tarafından yapılması planlanan dev altın madeni, Kızılırmak ve Seyfe Gölü’nün su kaynaklarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu talan ve felakete izin vermeyeceklerini belirten yurttaşlar dayanışma çağrısında bulundu
Kırşehir’in Kervansaray Dağları’nda yapılması planlanan altın madeni, Türkiye’nin en büyük altın madeni projesi olma potansiyelini taşıyor. İliç Altın Madeni projesinden üç kat daha büyük olacağı tahmin edilen projenin hayata geçmesi halinde, Kızılırmak ve Seyfe Gölü’nün su kaynaklarını ciddi şekilde etkileyeceği biliniyor. Koç grubuna bağlı Demir Eksport AŞ. ve AKP’li Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun sahibi olduğu Fernas Madencilik ortaklığında kurulan DEFAŞ maden şirketinin Kırşehir’deki projesi için Bakanlık 1 yıl süre tanıdı fakat eksikliklerin giderilmesi halinde proje yeniden hayata geçirilecek.
‘Bütün halklar olarak karşıyız’
Kırşehir başta olmak üzere İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan birçok kentin de büyük oranda etkileneceği bilinen projeye ilişkin konuşan HDP eski Kırşehir İl Eş Başkanı Demet Resuloğlu ve yazar Suna Dündar, bu projenin aslında sadece Kırşehir’in değil, tüm Türkiye halklarının sorunu olduğuna dikkat çekerek, projenin tamamen durdurulması için ortak bir mücadelenin şart olduğunu kaydetti. Demet Resuloğlu, “Şimdi bizler bu altın madenine bütün halklar olarak karşı çıkıyoruz. Kırşehir’de zaten bir kuraklık yaşanmakta ve dolayısıyla sondajlarla beraber Kırşehir tamamen susuz kalacak. Yani olan suyu da gidecek. Çünkü oradaki Boztepe civarında zaten bir susuzluk var. Ve oradaki halklar köylüler, işçiler, çiftçiler orada imece usulüyle suyu karşılıyorlar. Siz burada suyu tamamen, Kızılırmak havzası ile beraber çektiğinizde Kırşehir halklarına zarar verecek” diye belirtti.
‘Kadınlar talanı kabul etmeyecek’
Boztepe’de özelde Kürtlerin yoğun olarak kaldığının altını çizen Demet Resuloğlu şöyle devam etti: “Zamanında köylüler zorunlu iskanla gelmişler. Bu Kürtler hayvancılık ve tarımda Türkiye’de ismini duyurmuş bir halktır. Yani bu insanları tekrar mı bir göçe zorlayacaksınız? Tekrar mı asimile edeceksiniz? Kırşehir halkı olarak her şeyden önce birlikte bir güç oluşturmamız gerekiyor. Birlikte bir hareket… Ve bunun öncülüğünü de ekolojik yaşam çerçevesinde kadınlarla yapılması gerekiyor. Bütün kadınlar olarak bu talanı kabul etmeyip alanlarda olmamız gerekiyor. Kadın üreticidir, kadın topraktır, tohumdur, toplayıcıdır. Kadının özü budur.”
‘Buraların doğal kalmasını istiyoruz’
Resuloğlu, “Sadece kurumuş bir gölden söz etmiyoruz aslında; ev sahipliği yaptığı kuşların göç güzergahının değiştiğini, kuşların kalmadığını da artık orada görebiliyoruz” diyen yazar Suna Dündar, “Şunu biliyoruz, insan evladı doğadan uzaklaştıkça hem ruhsal hem de biyolojik olarak etkileniyor. Gerçekten doğanın tükeniyor olması çok acıklı bir durum. Buraların doğal kalmasını istiyoruz. Biz sadece düşünüyoruz ki sadece Kırşehir’de bir yıkım olacak diye ama büyük bir alanı kapsıyor aslında. Ve bu denli büyük bir kesimi ilgilendiriyorsa bu konuda direnç göstermenin daha kolay olacağını ve ciddi bir mücadele ağının da olması gerektiğini de düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
EKOLOJİ SERVİSİ