Kadınlar, birçok kentte greve giderek kadın cinayetlerine, güvencesiz çalışmaya ve eşitsizliğe karşı ses yükseltti
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde birçok kentte alanlara çıkarak kadın katliamlarına, eşitsizliğe, güvencesizliğe ve ayrımcılığa karşı ses yükseltti. Kadınlar, çeşitli sektörlerde greve giderek “Bu hayatı durduruyoruz” mesajı verdi.
Ankara
DİSK Kadın Komisyonu, 7 Mart’ta Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
Zeynep Akpınar Mucukgil, kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, artan kadın katliamlarına ve kadın yoksulluğuna dikkat çekerek mücadele çağrısında bulundu.
“Biz kadınlar, 8 Mart’a giderken hayat pahalılığına, düşük ücretlere, güvencesiz istihdam politikalarına ve ayrımcılığa karşı itiraz sesimizi yeniden yükseltiyoruz” diyen Zeynep Akpınar Mucukgil, “Hem çalışma hayatında hem de görünmeyen ev içi emeğimizdeki eşitsizliklere, güvencesizliğe, baskılara, şiddet ve tacize karşı birlikte duruyoruz. Yaptığımız işi, yıkadığımız bulaşığı, çamaşırı bıraktık. Fabrikadan, atölyeden, ofisten, plazadan, belediyeden, hastaneden, okuldan, evden çıktık; meydanlarda ve sokaklarda haklarımız için bir aradayız! Bugün bu hayatı durduruyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadınlar taleplerini şöyle sıraladı:
- İstanbul Sözleşmesi’nin fesih kararından derhal vazgeçilip Sözleşme ve 6284 sayılı Kanun etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
- 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi Türkiye hükümeti tarafından onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
- Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir. Cezasızlık politikalarına hemen son verilmelidir.
- Nafaka hakkının gaspına yönelik tartışmalara son verilmelidir.
- Kadınların bakım emeği yükünün üzerinden alınması için kamusal sosyal politikalar hayata geçirilmelidir.
- Kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri merkezleri yaygınlaştırılmalı, herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.
- Çalışma hayatında kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıklar terk edilmeli, güvenceli ve insana yakışır işler yaratılmalıdır.
- İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.
- Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.
- Eşit işe eşit ücret politikası hayata geçirilmeli, her işyerinde uygulanması için denetleme mekanizmaları oluşturulmalıdır.”
İzmir
DİSK Genel-İş İzmir Şubeleri Kadın Komisyonları, 8 Mart öncesinde alana çıktı. Konak Pier önünde bir araya gelen kadınlar, “Atölyede, fabrikada, belediyede, hastanede, okulda, ofiste, plazada, evde, sokakta – yaşamı durdurmak için kadınlar grevde!” yazılı pankart ile Eski Sümerbank önüne yürüdü. Kadınlar sık sık “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Direne direne kazanacağız”, “Jin, jiyan, azadî”, “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Kadın cinayetleri politiktir” sloganlarını attı. Basın metnini, kadınlar adına DİSK Genel-İş 9 No’lu Şube yönetiminden Seven Şen okudu.
‘Eşitlik talebi’
Kadınların düşük ücrete, güvencesiz istihdam politikalarına ve ayrımcılığa karşı sesini yükselttiğini ifade eden Selen Şen, “DİSK olarak 4 yıldır “gelirde vergide ülkede adalet” mücadelemiz devam ederken bir kez daha gördük ki sadece kadın olduğumuz için erkeklerle eşdeğer işleri yapmamıza karşılık daha düşük ücret alıyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ırk, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından eylem halaylarla devam etti.
İstanbul
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisleri ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Fatih’te bulunan İstanbul Tıp Fakültesi’nde açıklama yaptı. Açıklamayı yapan SES İşyeri Temsilcisi Güldane Çelik, “Bizler de bu yıl 8 Mart’ı bugünün sağ, muhafazakâr ve gerici iktidarlarının yoksulluk, istikrarsızlık, şiddet; daha çok kriz getiren ırkçı patriarkal kapitalizmine, savaşlarına ve nefret söylemlerine karşı isyanımız ve öfkemizle mücadeleyi yükselterek, aynı kararlılıkla geleceğe taşıyoruz. ‘İş ve aile yaşamını uyumlulaştırması’ adı altında güvencesiz, kısmi, uzaktan, esnek çalışmayı esas alan istihdam politikalarıyla kadınların bağımsızlıklarını kısıtlamayı hedeflemesine; şiddete maruz kaldığımızda ‘aile birliğini’ koruma adı altında sessiz kalmamızın beklenmesine karşı çıkıyoruz. Esnek ve güvencesiz istihdam değil güvenceli istihdam, güvenli iş yerleri istiyoruz. Çocuk bakımının kadının değil, ebeveyn sorumluluğu olduğunu, her mahalleye ücretsiz, nitelikli, kreş açılmasının gerekli olduğunu hatırlatıyoruz. ‘Kadın Bakanlığı’ kurulması konusundaki ısrarımızı yineliyor, ‘2025 aile yılı değil, kadın yılı’ diyoruz” diye konuştu.
Kadın emeğini görünmez kılan, savaşlarla yoksullaştıran, yaşam hakkını elinden alan, otoriter politikaları kabul etmediklerini vurgulayan Güldane Çelik, “Bizi evle, savaşla, yoksullukla ve baskıyla kuşatmaya çalışan erkek egemen sistemin getirdiği eşitsizliğe, baskıya ve bizi susturmaya, haklarımıza gasp etmeye çalışanlara karşı birleşelim, mücadeleyi büyütelim. Kadınlar örgütlendiğinde, birlikte mücadele verdiğinde dünya değişir” dedi.
Kaynak: JINNEWS / MA