Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının çok kıymetli olduğunu ifade eden Foça Barış Kadınları, ‘Bu noktada üzerimize düşen ne varsa bunların hepsini yerine getirmeye hazırız’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, 27 Şubat’ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmenin ardından kamuoyuyla paylaşılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na destek açıklamaları, Kürdistan, Türkiye ve dünyada giderek büyüyor.
Asrın çağrısına dair konuşan Foça Barış Kadınları, çağrının önemine dikkat çekerek, umudun yeşerdiğini söyledi. Kadınlar, barışın sağlanması için mücadele edeceklerinin mesajını vererek herkesin barışa el vermesi gerektiğini belirtti.
Bir kadın ve bir anne olarak, Türkiye’deki bütün kadınların ve annelerin barış çağrısına destek vermelerini isteyen Remziye Baltaş, “Bu ülkede çok kan döküldü, anneler çok ağladı. Acılar yarıştırıldı maalesef bu ülkede. Geldiğimiz bu son noktada, barışın bu ülkeye hem ekonomik anlamda hem siyasi anlamda hem de demokrasi anlamında hep birlikte, kardeşçe yaşamanın sevincini yaşayacağız. Biz Foça Barış Kadınları olarak, kurulduğumuz günden beri ‘barış’ diye sokaklara çıktık. Bir umut yeşerdi. Herkesten, dili, dini, ırkı mezhebi ne olursa olsun, bu ülkede yaşayan bütün insanlara haykırışım şu olacak; lütfen bu ülkede kardeşçe, barış içerisinde, demokrasi içerisinde, insanca yaşamanın umudu yeşerdi. Bu umuda el vermemiz gerekiyor. Ben torunlarımın savaşsız bir ülkede yaşamasını talep ediyorum. Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si, Ezidi’si, Ermeni’si, Laz’ı, Çerkez’i hepimiz kardeşiz. Bu ülkenin mozaiğiyiz. Bu, bu ülkenin gerçeğiyiz, bunu hiç kimse değiştiremez. Ölümle, kanla, öldürmeyle, şiddetle bir yere varılmadı. Sadece ekonomik olarak çöktük, birbirimize diş bilemeye başladık. Ötekileştirildik. Bu barışa el verelim” dedi.
Çağrı çok önemli
“Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının büyük bir değeri olduğunu vurgulayan Özgül Turunçoğlu da, bu sürecin son derece açık olmasını istediklerini paylaştı. Kalplerinin her zaman barıştan yana olduğunu belirten Özgül Turunçoğlu, “Ben emekli bir öğretmenim ve bir anneyim. Başka ne isteyebilirim? Kanın durduğu bir ülke, kanın durmasıyla, dengeye oturmuş ekonomisiyle, dostluklarıyla bir ülke. Düş değil bu, birlikte yaratabileceğimiz bir şeydir. Ama inanmamız gerekiyor. Çok reaksiyonel davranan insanlar var. Biraz olumlu düşünmeye çalışalım. Umudumu hiç yitirmedim, barış çok yakında” şeklinde konuştu.
‘El ele vereceğiz’
“Bu ülkenin insanlarına, ayrımsız inandım” diyen Özgül Turunçoğlu, “Tabi ki çok acı çeken, ayrımcılığa uğrayan parçalarımızın olduğunun hep farkındaydım. O yüzden elimi taşın altına koymak istedim. Birçok insan benim seçtiğim yolu yadırgadı. Bana anlamsız bakışlarla baktılar. Ama ufak ufak değişimleri görüyorum. Ortada buluşacağız, el ele vereceğiz. Başka yolu yok. Barış, barış, barış. Sonsuza kadar, bu ülke bunu hak ediyor” diye belirtti.
‘Bu süreç çok kıymetli’
Güzin Tümer de, bu süreci çok kıymetli bulduklarını kaydederek, Foça Barış Kadınları’nın kuruluş amacına dair şu sözleri kullandı: “Suruç katliamından sonra bir grup kadın olarak Foça’da örgütlendik. Amacımız şiddetin karşısında durmak. Şiddet mağduru kadın, çocuk, herkesin yer almasını hedefledik. Bu doğrultuda birçok etkinlik ve eylem düzenledik. Adımız da Barış Anneleri gibi Foça Barış Kadınları. Bu sürecin çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. İyi sonuçlar vermesini arzuluyoruz. Bu noktada üzerimize düşen ne varsa bunların hepsini yerine getirmeye hazırız.”
Kadınların rolü
Barış konusunda kadınların rolüne vurgu yapan Güzin Tümer, “Savaş mağduru çocukların ve kadınların yıllardır hayatları mahvolmuş vaziyette. Biz de kadın olarak her konuda destek vermeyi amaçlıyoruz. Bunu çeşitli etkinliklerle, Kürt arkadaşlarımızla buluşarak yapacağız. Kürt ve Türk anneleri çok büyük acı çekti. Çok sayıda insan, genç yaşta hayatını kaybetti. Artık bu olayların olmamasını diliyoruz, istiyoruz. Bu noktada bu barış çağrısını çok kıymetli buluyoruz” diye konuştu.
Haber: Nazlıcan Nujin Yıldız / JINNEWS