Sokağa çıkma yasakları döneminde katledilenlerden Hacı Lokman Birlik, Cemile Çağırga ve Hacer Aslan’ın anneleri, ‘Abdullah Öcalan sorumluluğunu yerine getirdi, şimdi sıra devlette’ dedi
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na destekler sürüyor. Şirnex’te 2015-2016’da ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde katledilenlerin anneleri, çağrıyı desteklediklerini açıklayarak, devletin adım atmasını istedi.
Şirnex’te cenazesi zırhlı araca bağlanarak sürüklenen Hacı Lokman Birlik’in annesi Nazire Birlik, herkesin çağrıdan mutlu ve umutlu olması gerektiğini belirtti. Nazire Birlik, “Zamanı geldi artık. Kürtler ve annelerden isteğim bu çağrıya destek vermeleridir. İnanın ve birliğinizi kurun. Her şey birlik olmakla başlar. Birlik sağlanmadığı sürece hiçbir şey gerçekleşmez. Bugünden itibaren inancımız daha da bir artmış durumda. Umudumuz bu sürecin doğru şekilde ilerlemesi yönündedir. Aynı zamanda halkımızın diğer halklar gibi özgürleşmesi ve haklarına sahip olmasıdır. Bu haklar korku ikliminin olmadığı ve kendini iyi bir şekilde ifade etme, yaşama ve hayatını idame ettirme özgürlüğüdür. Artık yeter. Çok acılar çekildi, bedeller ödendi. Bizler bu acıyı yaşadık, temennimiz bundan böyle hiç bir annenin yüreğinin yanmamasıdır. Bir çağrımda asker annelerinedir. Bizler bu acıyı yaşadık diğer anneler yaşamasın demeliler. Kendi aralarında bu meseleyi konuşmalılar. Tüm annelere sesleniyorum: ‘Benim yüreğim yandı başkasının yanmasın’ söylemini her daim tekrar etmeliler. Şu ana kadar barışa inanmayanlar oldu, fakat Sayın Abdullah Öcalan’ın atmış olduğu bu adımdan sonra inanmaları ve umutlanmaları gerekir. Umudum akan kanın durması yönündedir” ifadelerini kullandı.
Devlet adım atmalı
Cizîr’de evinin önünde oynarken katledilen, yasaklar gerekçesiyle defnedilmesine izin verilmediği için ailesi tarafından cenazesi 10 gün boyunca buzdolabında saklanan Cemile Çağırga’nın annesi Emine Çağırga, adım atma sırasının devlette olduğunu söyledi. Emine Çağırga, “Sadece Abdullah Öcalan değil, bütün halkların bu çağrıyı sahiplenmesi gerekiyor çünkü barış için atılan adımlardan daha güzel bir şey olamaz. Abdullah Öcalan yıllardır tutsak edilmesine rağmen yine kendileri gidip görüşmek istedi. Tekrardan belirtmek istiyorum, bu çağrı bizi çok mutlu etti. Çünkü acının, kötülüğün kimseye bir hayrı yok. Yüreğimiz yanmasına rağmen hiçbir annenin bu acıyı yaşamasını istemiyoruz. Bütün annelerin yüreği birdir ve hiç birinin birbirinden farkı yoktur. Çocuklarımızı yaktılar, öldürdüler, tutsak ettiler. Çocuklarımızın cenazeleri bozulmasın diye buzdolaplarında saklamak zorunda kaldık. Onca acıya rağmen kimsenin bu acıları yaşamasını istemiyoruz. Anne birdir, yürek birdir. Bütün halklar adına çok mutlu olduk. Artık bundan sonra AKP-MHP ve CHP’nin de adım atması gerekiyor. Sayın Abdullah Öcalan sorumluluğunu yerine getirdi, şimdi sıra devlette. Devletin atacağı adım Sayın Abdullah Öcalan’ın attığı adımdan daha da büyük olmalı. Anneler konuştuğu zaman herkesin susması gerekiyor” diye konuştu.
‘Barış diyoruz’
Cizîr’de kardeşini, iki çocuğunu sokağa çıkma yasaklarında yitiren ve halen kızı Hacer’in cenazesini arayan Heznê Aslan da, yapılan çağrının önemine dikkat çekerek,”10 yıl oldu, fakat hala kızım Hacer ile birlikte 10-13 kişinin cenazesi yok. Hepsi de sivildi. Kemiklerini bulmak ve mezarları olsun istiyoruz. Her yerde de ‘Çocuklarımızın kemiklerini istiyoruz’ çağrısında bulunduk. 48-49 yaşındayım ve kendimi bildim bileli güzel bir gün yaşamadık. Köylerimizde yaşadığımız baskılardan dolayı buraya yerleştik. Çocuklarımız burada doğdu ve büyüdü. Burada da gün yüzü göremedik. Bu yaptığım konuşmalar dahi suç sayılabiliyor. Televizyondan takip ediyoruz ve umut ediyoruz ki güzel şeyler yaşanacak. Onca acıya maruz kalan ve yıllardır çocuklarının cenazelerini bekleyen biz anneler savaşın ve akan kanın son bulmasını istiyoruz. Herkesin kendi toprağında özgürce yaşaması gerektiğini savunuyoruz. Umarım bu süreç önceki süreçlere benzemez ve devlet doğru adımlar atar. Tutsakların bırakılmasını ve ailelerine kavuşmasını istiyorum. Yüreğimizin yanmasına rağmen güzel şeylerin yaşanmasını istiyoruz ve hiçbir zaman savaş yanlısı olmadık” diye ifade etti.
Haber: Ömer Erdoğan / MA