QSD ve geçici Şam hükümeti arasında imzalanan mutabakata dair konuşan PYD Eşbaşkanı Perwîn Yûsif, mutabakatın Suriye’nin çok renkliliğini öne çıkaracağını ve daha büyük adımlara ön ayak olacağını söyledi
Suriye Demokratik Güçleri (QSD) ile geçici Şam hükümeti arasında 10 Mart’ta gerçekleşen görüşmenin ardından 8 maddelik mutabakat imzalandı. İmzalanan mutabakatta Kürtlerin tüm anayasal haklarının garanti altına alınması, askeri ve sivil kurumların genel yönetime entegre edilmesi, Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanması, yerlerinden edilen Suriyelilerin tekrardan güvenli bir şekilde kendi topraklarına dönmesi, Suriye toprak bütünlüğüne yönelik saldırılara karşı birlikte hareket etme, nefret söylemlerinden vazgeçilmesi ve yürütme komitelerinin oluşturulması yer aldı.
Yaşanan gelişmelere ilişkin Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Perwîn Yûsif, değerlendirmelerde bulundu.
8 Aralık 2024’ten bu yana Suriye’de büyük bir değişimin olduğunu söyleyen Perwîn Yûsif, “HTŞ’nin gelmesinden hemen sonra ulusal konferans düzenledi. Ve konferansta yer alanların çoğuna baktığımız zaman Suriye yönetiminde yer almayacak olan kişilerdi. Konferansta yer alan 600 kişiden sadece 5 Kürt’tü ve Kürt bilinci olmayan kişilerdi. Aynı zamanda Suriye içerisinde bulunan diğer halkların da şekilsel olarak yer almaları sağlanmıştı. Toplanan ulusal konferans Suriye halklarında bir hayal kırıklığına neden oldu. Daha sonra bir komite oluşturuldu. Ve bu komite de cihatçı bir yapıya sahipti. Bu komite yeni anayasayı oluşturmak için bir araya gelinmişti. Ancak bunların demokratik Suriye için çözüm olamayacağını her defasında dile getirmiştik” ifadelerini kullandı.
‘Güvensizlik ortamı yaratıldı’
Kurulan geçici Şam hükümetine bağlı grupların Aleviler başta olmak üzere Müslüman olmayan halklara yönelik katliamlarını hatırlatan Perwîn Yûsif, yaşanan bu katliamlar beraberinde hükümete güvensizliği de getirdiğini kaydetti. Perwîn Yûsif, “Baas rejiminin yıkılmasıyla beraber Suriye halkları kendi özgürlüğüne kavuştu diyemeyiz. Çünkü Şam hükümetine bağlı kimi grupların saldırıları oldu ve bu saldırılar beraberinde güvensizlik ortamını da yaratmış oldu” dedi.
‘Tüm halkların ve etnik kimliklerin kabul edilmesi gerekiyor’
Demokratik projelere sahip olan bir parti olduklarını sözlerine ekleyen Perwîn Yûsif, devamında şunları söyledi:
“13 yıldır parti olarak, Baas rejiminin yıkılması için mücadele ettik. Ancak Baas rejimine alternatif olabilecek bir güç çıkmadı, özerk yönetim dışında. PYD ve Suriye’de demokratik siyaset yürüten partiler olarak, kuruluşumuzdan bu yana demokratik Suriye için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Suriye topraklarının bir görülmesi ve tüm halkların ve etnik kimliklerin kabul edilmesi gerekiyor. Baas rejiminin yıkılması sonrasında demokratik hareketlerin bir araya gelmesi için bir fırsat doğmuş oldu.”
‘Halkların birlikteliğinden yana olacağız’
Perwîn Yûsif, QSD ve geçici Şam hükümeti arasında imzalanan mutabakata değinerek, “Bu mutabakat kimi olumlu gelişmelerin önünü de açmış oldu. Çünkü Suriye’de Baas rejiminin Kürtleri tanıma durumu yoktu. HTŞ’ye bağlı grupların yaptığı katliamlar göz önündeydi. Yapılan bu anlaşmada bu katliamların önüne geçilmesi ve araştırılması yönünde atılan adım önemlidir. Bu mutabakatla birlikte Suriye’nin çok renkliliği öne çıkacak. Çünkü Alevi katliamında, Kürtler ve diğer halklarında tehlike altında olduğunu gördük. Yapılan mutabakatla bu tehlikenin önüne geçilmiş olacak, tüm hakların söz sahibi olmaları sağlanacak. Bizler de halkların birlikteliğinden yana olacağız” diye ekledi.
‘Suriye’nin parçasıyız’
Oluşturulan yeni Suriye’de QSD’nin de yer almasının önemli olduğunun altını çizen Perwîn Yûsif, “QSD, sadece Kürtleri değil diğer tüm halklarında savunma gücüdür. Yapılan anlaşmayla beraber Kürtler olarak Suriye’nin bir parçasıyız. QSD ulusal bir güçtür. Merkezi olmamak, parçalı olmak değildir. Her bölgenin kendisine göre özgünlüklerinin yanı sıra merkezi sistemle de ittifak ve iletişimin olması demektir. QSD’nin atmış olduğu bu adım önemlidir. Bu mutabakatla atılan adımların devamında daha büyük adımların atılacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Mutabakatta yer alan “Yürütme Komiteleri, anlaşmanın en geç yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi için çalışmalarını sürdürmesi” maddesine değinen Perwîn Yûsif şunları söyledi:
“Oluşturulacak bu komitelerde siyasi partiler üyeleri aracılığıyla özerk yönetimle yürütülen çalışmalar ele alınacak. Bu komitelerin amacı farklı etnik kimliklerin, inançların savunulması ele alınacak. Oluşturulacak bu sistemin Ortadoğu için demokratik bir yönetim şekli olacağına inanıyoruz.”
‘QSD kendi bölgelerini savunmaya devam edecek’
Mutabakatta 8 maddenin yer aldığını anımsatan Perwîn Yûsif, mutabakatla birlikte QSD’nin ulusal bir güç olarak kabul edildiğini kaydetti. Perwîn Yûsif, “QSD kendi bölgelerinde yine savunmasına devam edecek. Kürtlerin haklarının korunması anayasal güvenceye alınacağı, Suriye’nin güvenliği açısından güvenlik birimlerinin oluşturulması mutabakatta yer alıyor. 13 yıldır demokratik ulus modeli halklara umut oldu. Bu örneğin tüm Suriye halkları için uygulanması noktasında ilerleyen süreçlerde çalışmalar yürütülecek. Bizler de toplumun tüm kesimi ile birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bundan kaynaklı tüm etnik kimliklerin haklarının korunması gerektiği maddesi de yer alıyor. Bizler her defasında Suriye’nin birliğinden yana olduğumuzu dile getirdik. Yapılan mutabakatla bu gösterilmiş oldu” dedi.
‘Provokasyonlara izin vermemeliyiz’
Mutabakatta yer alan “Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanması” maddesine değinen Perwîn Yûsif, “Baas rejimi her zaman çatışma ortamından yana oldu. Ancak bizler her defasında diyalogla sorunların çözülmesi gerektiğini ifade ettik. Bunun için kimi çalışmalar da yürüttük. Örneğin Şam’da birçok siyasi parti ile görüştük. Arapların varlığı Kürtlerin yok olması anlamına gelmiyor, aynı şekilde Kürtlerin varlığı Arapların yok olması anlamına gelmiyor. Birlikte bir inşaya gidilmesi daha güçlü bir ülke yaratılması anlamına gelir. Şu an önümüzdeki bu süreç Suriye halklarının birbirini tanımasının da önünü açacaktır. Suriye halkları büyük acılar gördü ve zaman onların birlik zamanıdır. Diğer ülkelerin çıkarları doğrultusunda değil, Suriye halklarının birliği noktasında birlik olup hareket edilmelidir. Tüm siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerine çok görev düşüyor bu noktada. Katliamların yaşanmaması için birlik olmalı ve provokasyonlara izin vermemeliyiz” diye konuştu.
Haber: Derya Ren \ JINNEWS