• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Yeniden yapılanmadan 12’inci Kongre’ye PKK

15 Mayıs 2025 Perşembe - 11:10
Kategori: Güncel, Manşet
Yeniden yapılanmadan 12’inci Kongre’ye PKK

Abdullah Öcalan, uluslararası komplo sonrası yeni bir paradigmayla PKK’yi değiştirip dönüştürdü. 12’inci Kongre’de alınan kararlarla yeni bir dönemin kapısı aralandı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük 9 Ekim 1998’de startı verilen ve 15 Şubat 1999’a kadar devam eden uluslararası komplo sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Abdullah Öcalan, cezaevi sürecinde Kapitalist Modernite’ye karşı Demokratik Modernite tezini ortaya koydu. PKK’de de hem ideolojik hem askeri olarak ciddi bir değişim süreci başladı.

Mezopotamya Ajansı’ndan Azad Altay, komplo sonrası yaşanan gelişmeler ile PKK’deki değişim süreçleri ve 12 Mayıs’taki tarihi 12. Kongre’de alınan kararları derledi.

2-23 Ocak 2000

PKK 7. Olağanüstü Kongresi, 197 delegenin katılımıyla Kandil-Dola Kokê’de yapıldı. Öcalan, 4 sayfalık bir yazı kongreye sundu. PKK Kongresi başlarken, Öcalan’a dönük idam kararı tartışılıyordu.

18 Nisan 1999 erken seçimin ardından kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti, 11 Ocak’ta “İdam kararını Meclis’e göndermeyeceğini ve Başbakanlık’ta tutacağını” açıkladı. Bu açıklama, kararın pratikte uygulanmayacağı anlamına geliyordu. Bu karar karşısında PKK Kongresi de “stratejik değişim ve yeniden yapılanma” kararı aldı.

Kongrede, “demokratik siyasi mücadele stratejisi ile çalışılacağı ve örgütsel yapının buna göre değiştirip yeniden yapılandıracağı” kararı alındı. 7. Olağanüstü Kongre, bu nedenle bir milat oldu ve “Değişim ve yeniden yapılanma kongresi” oldu.

PKK’nin program, tüzük ve ambleminde değişiklik yapıldı. ARGK’nin “Hêzên Parastina Gel (HPG)” adıyla yeniden yapılandırılması kararlaştırıldı. Yine ERNK ismi kaldırılarak, “Demokratik Kitle Birlikleri”ne karar verildi. 7 boyutta çalışmayı öngören bir stratejik çalışma planı hazırlandı. Genel tanımlama olarak değişimin kavramları “Demokratik değişim” biçiminde ifade edildi.

Ancak kimi PKK’liler bu kararları farklı yorumladı. Bazı PKK’liler “Sosyal demokrat parti olduk” yorumları, bazıları ise “Komplonun Kürt sorununu çözeceğini, dolayısıyla komploya karşı mücadele etmenin yanlış olacağı” yönünde değerlendirmeler yaptı. Alınan kararlarda bir ve ortak bir anlayış sağlanmadı.

Kongre yeni bir Merkez Komite seçerek görevini tamamladı. Ancak esas sorun ve zorluklar 2. Kongre sonrasına benzer bir biçimde seçilen yeni yönetim içinde yaşandı.

4 Mayıs 2000 

Türkiye ile ilişkide olan ve İran ile anlaşmada olan YNK, Kandil’deki PKK’lilere karşı “kuşatma” operasyonu başlattı. 7 PKK’li saldırılarda hayatını kaybetti. İran da devreye girerek, PKK’ye karşı askeri bir operasyon başlattı. PKK yönetimi, YNK’yi etkisizleştirmeye dönük bir karşı hamleye girişti. PKK, böylece Kandil’i kontrolüne aldı. YNK yeniden saldırsa da başarılı olamadı. Böylece Kandil PKK’nin eline geçti. Bu savaş, PKK yönetiminin verdiği önemli kararlardan birisi oldu. 100 PKK’li bu çatışmalarda hayatını kaybetti.

15 Haziran – 2 Temmuz

PKK, Kandil’de “Ortadoğu Konferansı” gerçekleştirdi. Konferans bütün Kürdistan’dan siyasi partilerin temsilcilerinin de katılması hedeflendi. Osman Öcalan’dan kaynaklı bu hedef, 2003 güzüne kadar uygulamaya konulamadı.

29 Temmuz – 21 Ağustos 2000

3. Özgür Kadın Kongresi Kandil’de yapıldı. Hem siyasi-askeri gelişmeler, hem de ideolojik-örgütsel sorunlar tartışıldı. PJKK’nin ismi PJA (Partiya Jinên Azad) olarak değiştirildi.

21 – 30 Ağustos 2000

PKK Merkez Komitesi, genişletilmiş toplantısını Kandil’de gerçekleştirdi. 7. Olağanüstü Kongre’den sonra yaşanan gelişmeler bu toplantıda ele alındı. Toplantı sonrası YNK ile çatışmalar başladı.

13-16 Mart 2001

Kandil-Dola Kokê’de PKK yönetimi, dar bir toplantı yaptı.

28 Mayıs – 8 Haziran 2001

PKK’nin “1. Basın-Yayın Konferansı” Xinêre’de yapıldı. Yekîtiya Ragihandina Demokratik (YRD) kuruldu. “Gurbetelli Ersöz Basın Akademisi” açılmasına karar verildi.

20 Haziran – 2 Temmuz

Kandil’de “1. Halk Hareketi Konferansı” yapıldı.

28 Haziran – 12 Temmuz 2001

PKK’lilerin HPG adıyla yeniden yapılandırılması için “1. Gerilla Konferansı” 194 delegenin katılımıyla Kandil’de yapıldı. HPG yönetmeliği hazırlanıp kabul edildi. “Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi”nin dağda kurulması kararlaştırıldı. Kadın PKK’lilerin yer alacağı YJA-Star’ın örgütlendirilmesi hedeflendi.

10 – 21 Temmuz 2001

PKK, “1. Kültür ve Sanat Konferansı”nı Xinêre’de yaptı. Bu konferansta kültür ve sanat çalışmaları için Tevgera Demokratik a Çand û Huner’in (TEVÇAND) kurulmasına karar verildi. Ayrıca “Şehit Sefkan Kültür-Sanat Akademisi”nin açılması kararlaştırıldı.

5 – 22 Ağustos 2001

PKK 6. Konferansı, 138 delegenin katılımıyla Kandil-Dola Kokê’de yapıldı. Öcalan’ın “Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa” başlıklı AİHM’e sunduğu savunmanın birinci cildi bu konferansta okundu. Konferansta “Osman Öcalan anlayışı” reddedildi.

11 Eylül 2001

El Kaide, kaçırdığı uçaklarla Amerika’daki İkiz Kuleleri vurdu. Bunu fırsat bilen ABD, 10 yıl önce Körfez Savaşı çerçevesinde Ortadoğu’ya yığmış olduğu askeri gücüne dayanarak, 2002’de Afganistan’a, 20 Mart 2003’ten itibaren de Bağdat’a askeri müdahalede bulundu. 9 Nisan’da Saddam Hüseyin yönetimi yıkıldı. Bu askeri müdahale, aynı zamanda bölgenin diğer güçlerine yönelik olarak da ideolojik ve siyasi müdahalelerle genişletildi. Bölgedeki gelişmeler PKK’deki “tasfiyecileri” cesaretlendirdi.

28 Eylül 2001

Öcalan, İmralı’da tecrit koşullarında sürdürdüğü araştırma-inceleme çalışmalarını “Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa” başlıklı 2 ciltlik kitapta topladı. Kitap, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) sunuldu. Öcalan, kitaplarında Avrupa demokrasisinin yaşanan kriz ve kaoslara yanıt olmadığına işaret ederek, bu temelde yeni bir demokratik uygarlık gelişimine ihtiyaç olduğunu belirtti. Öcalan, Kürt sorununun çözümüne dair “Özgür Kürdistan-Demokratik Ortadoğu” formülünü ortaya koydu. Öcalan’ın kitapları PKK’de eğitim çalışmalarında kullanıldı.

Şubat 2002

PKK Merkez Komitesi, Kandil’de dar bir toplantı yaptı ve Öcalan’ın hazırladığı AİHM savunması çerçevesinde 4 Nisan’da yeni bir kongre yapılması gerektiğine karar verdi.

2-16 Mart 2002

Federe Kürdistan Bölgesi’nde Partiya Çareseriya Demokratîk a Kurdistan’ın (PÇDK) kuruluşu gerçekleştirildi.

4-10 Nisan 2002

PKK, 8. Kongresi’ni 285 delegenin katılımıyla Kandil’de gerçekleştirdi. Kongrede PKK’nin ismi KADEK (Kongreya Azadiya Demokratîk a Kurdistan) olarak değiştirildi. Program ve tüzükte değişiklik yapıldı. Osman Öcalan, PKK’liliğin ölçülerinin değiştirilmesini kongreye önerdi. Ancak kongreye katılan PKK’liler öneriyi reddetti. Osman Öcalan, tüzüğe Etkili Koordine Sistemi’nin konulmasını önerdi ve bu öneri kabul edildi.

Kongre sonrası toplanan KADEK Merkezi, Başkanlık Konseyi sayısını 9’a çıkardı ve Etkili Koordine olarak Cemil Bayık’ı görevlendirdi. Öcalan, KADEK ismine sıcak bakmadı.

27 Mayıs – 10 Haziran 2002

“4. Özgür Kadın Kongresi”, 267 delegenin katılımıyla Kandil’de yapıldı. Kongre sürecinde 7 Haziran’da kongre delegelerinden Gulan (Filiz Yerlikaya) öldürüldü. Yerlikaya’yı öldüren kişi/kişiler belirlenemedi.

2 Ağustos 2002

DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti, Avrupa Birliği’ne girme çalışmaları kapsamında anayasa ve yasalardan idam cezasını çıkartarak, yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını getirdi. Böylece Öcalan’a verilen idam cezası değişmiş oldu.

1 Eylül 2002

KADEK Meclisi, Xinêre’de toplandı. ABD’nin Ortadoğu’ya dönük müdahalesi toplantıda gündeme geldi. Öcalan’ın talebi üzerine Federe Kürdistan Bölgesi’nde PKK’lilerin bulunduğu alanlar “Medya Savunma Alanları” olarak ilan edildi. 8. Kongre kararlarına karşı çıkan PKK’liler eleştirildi.

3 Kasım 2002

Türkiye’de erken genel seçimler yapıldı ve yeni bir dönemin kapısı aralandı. 14 Ağustos 2001 yılında kurulan AKP, 2002 genel seçimlerinde 365 milletvekili çıkararak tek başına iktidara geldi.

3-9 Nisan 2003

KADEK Meclisi, ABD’nin Irak’a yönelik 20 Mart’ta başlattığı askeri saldırıyı değerlendirmek üzere Kandil’de toplandı. Toplantı sırasında ABD de Bağdat’ı ele geçirdi. Örgüt, gelişmeler doğrultusunda bir bildirge yayınladı.

Nisan – Haziran 2003

Öcalan, Nisan ayında avukatlarıyla yaptığı bir görüşmede “2 Ağustos 1999’da yaptığı ateşkes çağrısını geri çektiğini” söyledi. Öcalan’ın “Atina Savunması”nda ise, paradigmasal değişime işaret ederek, KADEK ile KNK’nin birleşip Kongra Gel’i oluşturması istendi.

Temmuz 2003

“İkinci Basın-Yayın Konferansı” Xinêre’de yapıldı. Basın yayın faaliyetlerinde yeni kararlar alındı.

25-30 Temmuz 2003

KADEK meclisi, Kandil-Dola Kokê’de toplandı. Öcalan’ın işaret ettiği ateşkes ile KADEK ve KNK’nin Kongra Gel adıyla birleştirilmesi konuları meclis toplantısının temel konuları oldu. “Tasfiyeci” olarak nitelendiren grup ile diğer PKK’liler arasında ciddi tartışmalar yaşandı. “Tasfiyeci” grubun dayatması üzerine ateşkes konusundaki karar Kongra Gel’e bırakıldı. Kongra Gel’in ise Ekim sonunda toplanması kararlaştırıldı.

Bunun için Başkanlık Konseyi üyelerinin içinde yer almadığı bir Hazırlık Komitesi görevlendirildi. Kongra Gel’e ise Öcalan’ın avukatlarından 2 kişinin davet edilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca HPG Ana Karargahı’nın Behdînan’a, “Türkiye Çalışma Merkezi”nin (TÇM) ise Xinêre’ye taşınmasına karar verildi.

17 Ağustos 2003

PKK Merkez Komite üyesi Engin Sincer (Erdal), Kandil’de 15 Ağustos için yapılan programda kaza sonucu hayatını kaybetti. Sincer, aynı zamanda HPG Ana Karargah Komutanlığı’nda görevliydi.

7 – 16 Eylül 2003

HPG, 2. Konferansı’nı 182 delegenin katılımıyla Kandil’de gerçekleştirdi. Bu konferansta HPG’nin ana karargahının Behdînan Bölgesi’ne taşınması süreci başlatıldı.

15 – 21 Eylül 2003

15 Eylül’de Partiya Jiyana Azad a Kurdistanê (PJAK) ile 21 Eylül’de “Rojava Kongresi”nde Partiya Yekîtiya Demokratîk’nin (PYD) kuruluşları gerçekleştirildi.

27 Ekim – 6 Kasım 2003

360 kişilik KADEK ve KNK delegeleri, Kandil’de genel kurul toplantısı yaptı. Bu kurulda da “tasfiyeci” grup ile diğer PKK’liler arasında ciddi tartışmalar yaşandı. “Tasfiyeci” grubun katılımıyla “PKK’nin feshi” toplantısı yapıldı. Toplantıda “PKK’yi fesheden” bir karar alındı. Ardından Kongra Gel çalışmalarına geçildi. Bu grubun hazırladığı tüzük reddedildi ve ikinci genel kurul için bir “sözleşmenin” hazırlanmasına karar verildi.

Osman Öcalan öncülüğündeki grup “Sosyal Reform Projesi” adıyla yeni bir tasarı hazırladı. Genel Kurul, komisyonun hazırladığı bu tasarı yerine kadın PKK’lilerin hazırladığı tasarıyı benimsedi.

Osman Öcalan, bunun üzerine “iki tasarının birleştirilmesini” önerdi. Osman Öcalan’ın grubu hedeflerine ulaşamadı ancak PKK’nin zayıflamasına neden oldu. Gergin bir ortamda yapılan toplantı, Yürütme Konseyi üyelerinin seçimiyle son buldu.

Benzer durum genel kurul ardından yapılan Yürütme Konseyi toplantısında da devam etti. Osman Öcalan, istediği sonucu alamaması üzerine dağdan inerek, Irak’a geçti. Görevlendirilen yöneticiler, Öcalan’ı süreçten bilgilendirmedi ve Osman Öcalan’ı geri getirmek için çaba harcadı.

Ancak bu çaba başarılı olmadı. Örgüt içi kargaşa daha da büyüdü.

Mart 2004

Öcalan, çok sonradan yaşananları basından öğrendi. Öcalan, bunun üzerine dört isim (Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık ve Osman Öcalan) vererek, “toplanıp sorunları çözsünler” talimatı verdi. Bu öneri gerçekleşmeyince Şubat ayında “PKK’nin yeniden inşası” gündeme geldi.

Bu temelde 10 Mart’ta Murat Karayılan görevlendirildi ve kendisinden “Bir komite önermesi” istendi. Öcalan, önce 9, sonra 12 kişilik bir “PKK’yi Yeniden İnşa Komitesi” görevlendirerek, herkesi bu komite etrafında birleşmeye çağırdı. Newroz’a kadar da süre tanıdı.

Bir yandan da “Bir Halkı Savunmak” adlı savunmasını hazırladı. Burada “Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Toplum” paradigmasına yer verdi. Ayrıca demokratik konfederalizm sistemini genişçe izah etti. Böylece yeniden yapılanma süreci başlatıldı.

Nisan – Mayıs 2004

“PKK’yi Yeniden İnşa Komitesi”, Newroz ardından eski yönetimi Kandil’de topladı. Tartışmalar tansiyonu biraz düşürdü, ancak mevcut sorunlar devam etti. Irak’a giden grubun büyük kısmı geri döndü. Bu süreçte “Bir Halkı Savunmak” kitabı komite üyelerine ulaştı.

Bunun üzerine Nisan ayı ortasında Kandil-Suredê bölgesinde 150 civarında PKK’linin katıldığı “eleştiri-özeleştiri” platformu yapıldı. “Ferhat-Botan” yandaşları bu platformla zayıfladı.

16-26 Mayıs 2004

Kongra Gel’in 2. Genel Kurulu, Kandil’de toplandı. Kurul güçlü geçmedi, Yürütme Konseyi üyeleri yeniden seçildi. “Ferhat-Botan” grubu yeniden PKK’den kaçtı.

1 Haziran 2004

Kongra Gel Yürütme Konseyi Başkanlığı, Kandil-Lewcê alanında basın toplantısı düzenledi. Genel kurulun sonuçları açıklandı. Burada ateşkesin de sona erdirildiği açıklandı. Böylece dördüncü ateşkes süreci de sona ermiş oldu. Abdullah Öcalan, “Ben olsam 3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen ardından sona erdirirdim” dedi. Bu açıklamayla birlikte farklı bir süreç başlamış oldu.

9 Haziran 2004

Tutsak DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak tahliye edildi. Öcalan, bir anda yaşanan tahliyeleri “siyaseten tasfiye hedefi” olarak değerlendirdi. AKP’nin tahliyeler üzerine yaptığı propaganda da halkta karşılık bulmadı.

Haziran 2004

PKK, “İkinci Kültür-Sanat Konferansı”nı 50 civarında delegenin katılımıyla Xinêre’de gerçekleştirdi.

17 Haziran -2 Temmuz 2004

5. Özgür Kadın Kongresi, Kandil’de toplandı. PJA’nın adı PAJK (Partiya Azadiya Jinên Kurdistan) olarak değiştirildi.

26 Ekim -5 Kasım 2004

Kongra Gel’in yönetimi Kandil’de genişletilmiş toplantısını düzenledi. Öcalan’ın önerileri üzerine “icra organları” ayrıştırıldı. “Demokratik Konfederalizm Sistemi” tanımlaması yapılarak, Kongra Gel bu sistemin karar organı, Yürütme Konseyi ise sistemin icra organı olarak belirlendi.

20 Şubat -7 Mart 2005

HPG, 3. Konferansı’nı 181 delegenin katılımıyla Zap-Kanî Guzê alanında yaptı. HPG’nin yeniden yapılandırılması üzerine konferans yapıldı. Ancak bu hedef gerçekleşmedi.

21 Mart 2005

Abdullah Öcalan, yayınladığı bir bildiri ile Demokratik Konfederalizm Sistemi (KCK) ilan etti. Bildiride demokratik konfederalizm sisteminin temel ilkeleri yer aldı. Öcalan, “Demokratik Konfederalizm Önderliği” görevini üslendiğini belirtti.

PKK, 1985 Newroz’unda Ulusal Kurtuluş Cephesi olarak ERNK’yi ilan etmişti. Söz konusu kararla birlikte 20 yılın ardından KCK ilan edilmiş oldu.

28 Mart – 4 Nisan 2005

PKK, “Yeniden İnşa Kongresi”ni 205 delegenin katılımıyla Xinêre’de yaptı. Bu kongre, PKK’nin 9. Kongresi olarak da kabul edildi. “Bir Halkı Savunmak” kitabı üzerinne parti tüzüğü onaylandı.

Daha önceki ERNK amblemi ve bayrağı, PKK’nin yeni amblemi ve bayrağı olarak kararlaştırıldı. Eşbaşkanlar ve Parti Yönetimi seçilerek kongre tamamlandı. Ancak eşbaşkanlık sistemi pratikte uygulanmadı.

7 – 18 Nisan 2005

1. Kadın Kurultayı toplandı ve KJB (Koma Jinên Bilind) kuruluşunu ilan etti. Öcalan’ın önerisi üzerine KJB’nin ismi daha sonra KJK olarak değiştirildi.

5-18 Mayıs 2005

Kongra Gel, 3. Genel Kurul toplantısını Kandil-Suredê alanında gerçekleştirdi. Kongra Gel’in iç tüzüğü kabul edildi. Bu toplantıda “KCK Sözleşmesi” görüşüldü ve kabul edildi. Böylece 3. Genel Kurul, kendisini “Kurucu Genel Kurul” olarak ilan etti.

Haziran 2005

“3’üncü Basın-Yayın Konferansı” 60 civarında delegenin katılımıyla Xinêre’de yapıldı.

26 Temmuz – 6 Ağustos 2005

Xinêre’de “1. Gençlik Kongresi” gerçekleştirildi. Komalên Ciwan’ın (Koma Komalên Ciwanên Kurdistan a Demokratîk) kuruluşu ilan edildi. Komalên Ciwan’a, KCK’nin inşasında “öncülük” görevi verildi.

12 Ağustos 2005

KCK Yürütme Konseyi, 1 aylık “eylemsizlik” ilan etti. Bu karar, 23 Ağustos’ta yapılacak MGK toplantısı öncesiydi. Avrupa devletleri, “eylemsizlik” ilanı için Avrupa’da basın toplantısı yapılmasına izin vermedi. Ayrıca Türkiye’nin de askeri operasyonları durmadı.

25 Ağustos’ta Cennet Dirlik (Nucan) ve beraberindeki PKK’liler Beşiri kırsalında hayatını kaybetti. 23 Ağustos’ta toplanan MGK, “PKK’ye karşı topyekun özel savaş” kararı aldı.

Ekim 2005

HPG yönetimi Zagros’ta toplandı. KCK yöneticilerinin de katıldığı toplantıda, “Önder Apo siyasi irademdir” imza kampanyasının yürütülmesi kararlaştırıldı.

1 – 2 Şubat 2006

PKK’nin “Yeniden İnşa Komitesi”nde yer alan Leyla Wali Hüseyin (Viyan Soran), kapsamlı bir mektup bırakarak Heftanîn’de bedenini ateşe verdi. Viyan Soran, mektubunda tecride ve komploya tepki gösterdi. Sonrasında tüm kentlerde 15 Şubat komplosu protestoları başladı.

Mûş kırsalında 14 PKK’li kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybetmesi sonrası Amed’de 28 Mart’ta büyük protestolar yaşandı. Tayyip Erdoğan’ın protesto eylemlerine karşı “Çocuk da olsa, kadın da olsa güvenlik güçlerimiz gerekeni yapacaktır” sözleri sonrası 12 çocuk protesto eylemlerinde hayatını kaybetti.

17 – 22 Nisan 2006

Kongra Gel, 4. Genel Kurul toplantısını Kandil’de gerçekleştirdi.

5 – 11 Haziran 2006

6. Özgür Kadın Kongresi, 150 delegenin katılımıyla toplanarak, PAJK yapılanmasına ve faaliyetlerine ilişkin konular tartışıldı.

3 – 8 Temmuz 2006

PKK, genişletilmiş merkez toplantısını Xinêre’de yaptı.

1 Ağustos 2006

Ramazan Toptaş (Sarı İbrahim), HPG’nin ana karargahına dönük sızmada hayatını kaybetti. Bu durum sonrası örgüt içinde soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonrası “ajan ağı” tespit edildi.

1 Ekim 2006

Öcalan’ın çağrısı üzerine KCK Yürütme Konseyi beşinci kez ateşkes ilan etti. ABD, KDP ve DTP yönetimleri, Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için KCK’den ateşkes talep etmişti. Ancak Kasım ayında Amerika’da yapılan seçimleri Cumhuriyetçi yönetim kaybedince bu strateji değişti.

30 Aralık 2006 tarihinde Saddam Hüseyin idam edilirken, 5 Kasım 2007 Bush-Erdoğan görüşmesi sonrası da PKK’ye karşı yeni bir saldırının düğmesine basıldı.

15 Ocak – 4 Şubat 2007

HPG, 4. Konferansı’nı Garê’de yaptı. Botan bölgesinde “sosyal reformcu” olarak nitelendirilen “Dr. Ali” ve “Dicle” adlı PKK’liler görevden alınarak, soruşturmaya tabi tutuldu. HPG’de yeniden yapılanma gerçekleştirildi. Bu temelde yeni bir yönetmelik kararı alındı. HPG’nin PKK’ye yeniden katılımı kararlaştırıldı. HPG’de seçim sistemi kaldırıldı.

16 – 22 Mayıs 2007

Kongra Gel, 5. Genel Kurul toplantısını 213 üyenin katılımıyla Kandil’de yaptı. HPG konferansında alınan kararlar burada onaylandı. Bu toplantıda KCK sisteminde de kimi değişiklikler yapıldı.

20 Ekim 2007

Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçe kırsalındaki Oremar bölgesinde bulunan karakola baskın yapıldı. Çok sayıda asker hayatını kaybetti, 8 asker de PKK’liler tarafından esir alındı. 11 Ekim’de de Gabar’da operasyona çıkan ordu ile PKK’liler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı ve çok sayıda asker hayatını kaybetti. Bu baskınlar sonrası çatışmalar şiddetlendi.

4 – 16 Aralık 2007

HPG’nin Gabar’da bulunan karargahı 4 Aralık’ta bombalandı. PKK’li yöneticiler Adil (Ramazan Aybi) ve Gülbahar (Selma Kaya) hayatını kaybetti. 16 Aralık gecesi Federe Kürdistan Bölgesi kırsalı 3 saat boyunca aralıksız bombalandı. Saldırlar ABD’nin onayıyla gerçekleşti.

20 – 28 Şubat 2008

Ordu, Zap’a hava ve kara operasyonu başlattı. Çatışmaların şiddetlenmesi üzerine ordu geri çekildi. Çok sayıda asker bu operasyonda hayatını kaybetti. Siyaset üzerindeki ordu vesayeti bu operasyon sonrası kırıldı.

1 Nisan 2008

PKK’nin “Yeniden İnşa Komitesi” üyesi Nuda Karker (Nazan Bayram), PKK Merkez Komite üyesi Ferhat Dersim ve Halil Dağ, Besta’da hayatını kaybetti. 12 Mart’ta Hêzîl Vadisi’ndeki çatışmada Kurtay Faraşin hayatını kaybetmişti. Yaşananlar sonrası “Dr. Ali” ve “Dicle” adlı PKK’liler örgütten atıldı.

21 – 30 Ağustos 2008

PKK 10. Kongresi, Kandil’de yapıldı. Bu kongrede ciddi bir değişiklik yapılmadı.

Eylül – Kasım 2008

Abdullah Öcalan’ın saçlarının kazıtılması üzerine birçok kentte protesto eylemleri başladı. 3 Ekim’de Bezelê Karakolu’na dönük baskında çok sayıda asker hayatını kaybetti.

29 Mart 2009

Türkiye’de yerel yönetim seçimleri yapıldı. AKP, Kürdistan kentlerinde kazanmak için seferberlik ilan etti. DTP, yüzde 70’e yakın oy oranıyla 100 civarında belediye kazandı. KCK, 13 Nisan’da çatışmasızlık ilan etti ve “siyasi çözüm” çağrısı yaptı. AKP, 14 Nisan’da siyasetçilere dönük operasyon başlattı. Ardından “Kürt açılımı yapıyoruz” açıklamaları yapıldı.

Abdullah Öcalan da “Kürt sorunundan dolayı tutuklu olduğuma göre, o zaman yol haritasını ben hazırlayacağım” değerlendirmesi yaptı. Öcalan, Kürt sorununun çözümü için “Yol Haritası” hazırladı ve 15 Ağustos 2009’da devlet yönetimine sundu. AKP, Öcalan’ın “Yol Haritası”nı kamuoyuna açıklamadı.

Öcalan, “Kandil ve Maxmur’dan iki barış grubunun Türkiye’ye gelmesi” çağrısı yaptı. Çağrıya cevap olarak PKK-KCK yönetimi, 19 Ekim’de 2 barış grubunu Habur Sınır Kapısı’na ulaştırdı. Barış grubu üyeleri sınırdan Amed’e kadar milyonlarca kişi tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.

Tayyip Erdoğan “Sil baştan yapıyoruz” ifadelerini kullandı ve yeni bir baskı dönemi başladı. DTP mitingleri yasaklandı. 17 Kasım’da Öcalan’ın İmralı’da kaldığı yeri değiştirildi. Öcalan götürüldüğü yeri “Tabutluk” olarak nitelendirdi ve yaşananları “17 Kasım Darbesi” şeklinde değerlendirdi.

11 Aralık’ta DTP kapatıldı. Partinin eşbaşkanlarına siyaset yasağı getirildi. Seçilmiş belediye başkanları ve parti yöneticileri tutuklandı. Öcalan, “Demokratik siyasi mücadele yürütme koşulları kalmadı” diyerek 31 Mayıs’tan itibaren süreçten çekileceğini açıkladı.

9 Mayıs 2009

İran, PJAK üyesi oldukları gerekçesiyle Şîrîn Elemhulî, Ferzad Kemanger ve 3 tutsağı idam etti. Söz konusu idamlara karşı Kürt kamuoyunda önemli bir tepki gelişti.

Ağustos – Eylül 2009

HPG 5. Konferansı, 5. Basın-Yayın Konferansı ile 3. Gençlik Kongresi yapıldı.

1 Haziran 2010

Öcalan’ın “Demokratik siyasi mücadele yürütmenin koşulları kalmamıştır” diyerek 31 Mayıs’ta süreçten çekilmesi üzerine PKK yönetimi de “Demokratik siyasi mücadele stratejisine son verildiği, Kürt sorununa demokratik özerklik çözümünün Devrimci Halk Savaşı stratejisi temelinde yürütülecek mücadele ile gerçekleştirileceği” açıklaması yapıldı. Böylece PKK strateji değiştirdi. PKK, bu değişikliği “4. Stratejik Dönem” olarak nitelendirdi.

13 Ağustos – 20 Eylül 2010

AKP yönetimi, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde İmralı’ya heyet gönderdi. Öcalan’dan ateşkes talep edildi. 12 Eylül’de bazı anayasal değişiklikler için referandum planlamıştı, AKP de bu durum için ateşkes ortamına ihtiyacı duyuyordu. Durumu değerlendiren Öcalan, 13 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında ateşkes çağrısı yaptı. PKK, çağrıya uyacağını açıkladı.

16 Eylül’de AKP heyeti tekrar İmralı’ya gitti ve yapılan görüşmede Kürt sorununun siyasi çözümü üzerinde ortak çalışmayı içeren bir tür mutabakat ortaya çıktı. Bu temelde İmralı görüşmelerinin daha rahat yürütülebilmesi amacıyla ateşkes 12 Haziran 2011 seçimlerine kadar uzatıldı.

Yapılan tartışmaların sonuçları üç bölüm halinde yazılı protokol haline getirilerek AKP ve PKK yönetimlerine sunuldu. PKK yönetimi Mayıs ortasında mevcut protokole “Evet” dediğini Öcalan’a iletti. Ancak Erdoğan protokole yanıt vermedi.

22 Aralık 2010

Öcalan, 5 ciltlik “Demokratik Toplum Manifestosu” adlı savunmasının son cildi olan “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü-Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak” adlı bölümünü de tamamladı. Savunmanın son cildi AİHM’e gönderildi. Böylece “Demokratik Modernite Kuramı”nın en geniş teorisi de tamamlanmış oldu.

12 Haziran 2011

Türkiye’de genel seçimler yapıldı ve AKP bir kez daha seçimi kazanarak tek başına iktidara geldi. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), bağımsız adaylarla seçime girdi ve Meclis’te grup kurdu. Seçimlerin ardından İmralı’daki görüşmelere son verildi. Yeniden çatışmalı sürece geri dönüldü.

14 Temmuz 2011

Demokratik Toplum Kongresi, “Demokratik Özerklik” ilan etti. Aynı gün Farqîn’de (Silvan) operasyona çıkan bir askeri birlik ile PKK’liler arasında çatışma çıktı. Çok sayıda asker bu çatışmada hayatını kaybetti. Bu durum Kürt siyaseti tarafından “provokasyon” olarak nitelendirildi. İktidar yetkilileri ile medyası DTK’yi “savaş ilan etmekle” suçladı ve kriminalize etmeye çalıştı.

Eş zamanlı olarak İran da Kandil’e askeri saldırıda bulundu. Böylece çatışmalar tüm alanlara yayıldı. Ekim ayında İran ile ateşkese varıldı.

28 Eylül 2011

Xaxurkê bölgesinden sorumlu olan PKK’li yöneticiler toplantı halindeyken hava saldırısı gerçekleşti. PKK Merkez Komite üyeleri Rüstem Cudi ve Çiçek Botan ile Alişêr Koçgiri ve Rozerin Derik’in de aralarında olduğu 11 PKK’li hayatını kaybetti.

19 Ekim 2011

PKK, Xakûrkê’de yaşananlara karşı Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesinde birçok karakola eş zamanlı baskın düzenledi. Çok sayıda asker hayatını kaybetti. 22 Ekim’de Çelê kırsalında Geliyê Teyarê de yaşanan hava saldırısında 36 PKK’li hayatını kaybetti. Daha sonra PKK’lilere karşı kimyasal silah kullanıldığı ortaya çıktı.

28 Aralık 2011

Savaş uçakları, “İçlerinde Bahoz Erdal var” gerekçesiyle Şirnex’in Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyü kırsalında sınır kaçakçılığı yapan yurttaşları bombaladı. 19’u çocuk 34 kişi bu saldırıda katledildi.

19 Temmuz 2012

Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaşın ardından Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar, DAIŞ ve Esad rejimine karşı 19 Temmuz 2012’de kendi kaderini tayin etme kararı aldı. “Rojava Devrimi” olarak hafızalara kazınan tarihi direniş, Abdullah Öcalan’ın “Kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik” paradigması üzerine gelişti.

12 Eylül 2012

Yüzlerce tutsak, çatışmalı süreci ve çözümsüzlüğe karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı. Eylem 18 Kasım günü 68’inci gününde ölüm orucu sınırına geldi. Abdullah Öcalan’ın talebi üzerine ölüm orucu sonlandı. Bu durum, Öcalan ile devlet arasında yeni bir diyaloga kapı araladı.

23-26 Ekim 2012

4. Gençlik Kongresi 57 delegenin katılımı ile Garê’de yapıldı. Bu toplantıda YDG-H’ın kuruluşu kararlaştırıldı.

3 Ocak 2013

HDP Heyeti, İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü ve Kürt sorununa çözüm yollarını tartışarak sonuçları kamuoyuna aktardı.

9 Ocak 2013

PKK kurucularından Sakine Cansız ve Avrupa’da çalışma yürüten Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Ömer Güney tarafından Paris’te silahla hedef alındı. Sonrasında Güney’in MİT ile bağlantısı ortaya çıktı. Güney, mahkeme başlamadan yirmi gün önce tutulduğu cezaevinde ölü bulundu. Fransa suçluları ortaya çıkarmadı.

21 Mart 2013

Amed’de 2013’te gerçekleşen Newroz tarihe geçti. Milyonlarca kişinin katıldığı Newroz’da Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Çözüm Bildirgesi” okundu. HDP İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın bildirgesini okudu. Bildirge, meydandaki kitle tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı ve büyük bir umut yarattı.

8 Mayıs 2013

İmralı görüşmelerinde ulaşılan sonuçlar ve yapılan planlar çerçevesinde ateşkes ilan edildi. PKK’liler sınır dışına çıkmaya başladı. Esir askerler de 13 Mayıs’ta serbest bırakıldı. Ancak AKP’nin herhangi bir adım atmaması üzerine geri çekilme, bir süre sonra durdu.

30 Haziran -5 Temmuz 2013

Kongra Gel, 9. Genel Kurul toplantısını Xinêre’de gerçekleştirdi. Öcalan’ın talebi üzerine “KCK sözleşmesinde” değişiklik yapıldı. “Yürütme Konseyi Başkanlığı” yerine “Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı” oluşturuldu. Ayrıca Öcalan, “KCK Genel Başkanlığına” seçildi. 6 kişilik bir “Genel Başkanlık Konseyi” seçildi.

5 – 13 Eylül 2013 

PKK, 11. Kongresi’ni 125 delegenin katılımıyla Xinêre’de gerçekleştirdi. “Parti Koordinasyonu” yerine “Genel Sekreterya” ve “Parti Meclisi” yerine “Merkez Komite” kavramları kullanılmasına karar verildi.

10 – 18 Ekim 2013

HPG, 7. Konferansını 194 delegenin katılımıyla Garê’de yaptı.

2013 Sonrası

2013 süreci sonrası çatışmalar şiddetlendi ve topluma dönük baskılar arttı. PKK, 2013 sonrasında dönemsel konferans ve toplantılarla faaliyetlerini sürdürdü.

Tarihi MGK toplantısı

Toplantı öncesi devlet yetkilileri, Öcalan, PKK yöneticileri ve İmralı Heyeti ile görüşüp müzakere ediyordu. Aynı zamanda Suriye’de defacto bir statü elde eden Kürtleri temsil eden Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile ilişkiler geliştiriyordu.

Irak’ta Musul’u ele geçirip Maxmur’a saldıran, 3 Ağustos 2014’te Şengal’de katliama imza atan DAIŞ de, takvimler 13 Eylül 2014’ü gösterdiğinde bu kez Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê merkezine yöneldi. Oluşturdukları Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve YPJ ile DAIŞ’e karşı direnişe geçen Kobanê halkına dönük saldırılar, katliam tehdidine dönüşmeye başladı. AKP ise, yapılan çağrılara kayıtsız kalıyordu. Türk askerlerinin sınır hattında DAIŞ mensupları ile birlikte görüntü vermesi Kürt kamuoyunda tepkilere yol açtı.

Erdoğan’ın 7 Ekim 2014’te Dîlok’ta sarf ettiği “Kobani düştü, düşecek” sözleri bu tepkileri daha da büyüttü. Türkiye ve Kürdistan’ın birçok kentinde onbinler sokağa çıktı. Çoğu Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi 54 insan yaşamını yitirdi.

Sokakta yükselen tansiyon, ancak Öcalan’ın çağrısı ile düştü. Türkiye, DAİŞ eliyle Kobanê’nin düşmesini umarken, ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri de 20 Ekim’de DAIŞ’e karşı hava saldırısına başladı. Kobanê’den çıkarılan DAIŞ’in yenilgi süreci adım adım başlamış oldu. 26 Ocak 2015 tarihinde ise Kobanê kent merkezi tamamen özgürleştirildi.

30 Ekim 2014 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında “Çöktürme Planı” kararı alındığı, daha sonra ortaya çıktı. MGK’ye, Tayyip Erdoğan ilk kez “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla başkanlık etti. Toplantı tam 10 saat 25 dakika sürdü. Bu süre ile toplantı “post-modern darbe” diye tanımlanan ve 7 saat 40 dakika süren 28 Şubat MGK’sini aşarak, devlet kayıtlarına en uzun MGK toplantısı olarak geçti.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada, “Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır. Terörle çok boyutlu mücadele kapsamında sürdürülen çözüm süreci ele alınmış, sürecin oluşturduğu olumlu atmosferi ve huzur ortamını bozmaya yönelik provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma konusundaki kararlılık teyit edilmiştir” denildi.

Bu açıklama sonrası her ne kadar “çözüm süreci”nin sürdürüleceği mesajı verilmiş olsa da, toplantının gizli gündeminin “Çöktürme Planı” olduğu ortaya çıktı. Bu plana göre; özel timler, özel eğitimli askerler ile TSK güçleri şehirlere operasyonlar düzenleyecek, bu saldırıların komuta merkezi de İl Jandarma Komutanlıkları olacaktı. Operasyon bölgelerine giriş ve çıkışlar tamamen kapatılacak, yine elektrik, gaz ve su şirketleri faaliyetlerini, ancak verilen emirler doğrultusunda yapabilecekti. Yerel yönetim birimlerinin işleri valilikler emrine devredilecek, vali, kaymakam ve üst rütbeli askerlerin HDP’li vekillerle görüşmesi de yasaklanacaktı. Bu adımlarla birlikte Kandil’e yönelik hava operasyonları kesintisiz devam edecek ve örgüt tek taraflı çatışmasızlık ilan etse bile plan uygulanacaktı.

Öz yönetim süreci

MGK’de kararı alınan plan, 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda HDP ile hükümet heyetleri arasında imzalanan 10 maddelik mutabakattan kısa bir süre sonra Erdoğan’ın süreçten haberdar olmadığını söylemesiyle görüşmelerin durdurulması ve AKP’nin 7 Haziran seçimlerimde tek başına iktidar olma şansını yitirmesinin ardından devreye konuldu.

Planın uygulandığı ilk merkez ise Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesi oldu. İlçede 16 Ağustos 2015’te başlayan sokağa çıkma yasakları, sonraki aylarda 11 il ve en az 51 merkeze yayıldı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre, sadece 16 Ağustos 2015 ile 16 Haziran 2016 tarihleri arasında uygulanan yasaklar boyunca bin 425 insan hayatını kaybetti, 2 bin 583 insan yaralandı. İşkence ve kötü muamele iddiasıyla doğrudan TİHV’e başvuranların sayısı 807 kişi olurken, aynı dönemde İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) yapılan başvurusu sayısı ise 6 bin 167’yi buldu. Yasaklar boyunca en az 1 milyon 809 bin kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı elinden alındı.

Yekineyên Parastina Sivîl (YPS), birçok merkezde “öz yönetim” ilan etti. Sûr, Cizîr, Nisêbin ve Şirnex’te yoğun çatışmalar yaşandı. Binlerce YPS üyesi, asker-polis-korucu hayatını kaybetti. Sonrasında çatışmaların yaşandığı kentlerin birçok bölümü “yeniden inşa” iddiasıyla yerle bir edildi.

“Çöktürme Planı”, sadece bunlarla sınırlı kalmadı. HDP’li milletvekilleri, belediye eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu Kürt siyasetçiler bir bir hedefe konulup tutuklandı. 4 Kasım 2016’da aralarında HDP Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu HDP’li 9 milletvekili tutuklanıp cezaevine konuldu. Partinin Hukuk Komisyonu’nca derlenen verilere göre; sadece 24 Haziran 2015 – 1 Şubat 2017 arasında gözaltına alınan 15 bin 370 partiliden 3 bin 647’si tutuklandı. Sürdürülen gözaltı ve tutuklama politikasının yanı sıra 2021 yılının başında Yüksekdağ ve Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 108 isim hakkında Kobanê protestoları nedeniyle yargılama başlatılıp parti hakkında Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açıldı.

Atılan bu adımların yanı sıra 2016 yılından sonra belediyelere kayyım atanmaya başlandı. Sadece 2016-2019 yılları arasında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 95 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak yerlerine kayyımlar atandı. Belediyelere kayyım uygulaması ve siyasetçilere dönük gözaltı ve tutuklama furyası sonraki yıllarda da aralıksız bir şekilde devam etti.

Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’ye saldırılar 

Türkiye, “Zeytin Dalı Harekâtı” adı altında Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kentini hedef aldı. 20 Ocak 2018’de başlatılan saldırılar sonrası kent Türkiye ve bağlı paramiliter grupların kontrolüne geçti. Sonrasında insan kaçırma, kadınlara dönük tecavüz, yağma, fidye, şiddet, tutuklama gibi birçok insanlık dışı uygulama başladı. Yüzlerce kişi katledilirken, birçok kişi alıkonuldu ve şiddete maruz kaldı. Mezarlıklar dahi tahrip edildi. Ayrıca kentin zeytin ağaçları Türkiye’deki sermayedarlara peşkeş çekildi.

Daha sonra Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkaniyê ve Girê Spî kentlerine saldırı başlatıldı. 9 Ekim 2019’da başlayan saldırılar 13 Ekim 2019’a kadar devam etti. ABD arabulucuğunda yapılan anlaşmanın ardından saldırılar sona erdi. Türkiye ve bağlı paramiliter grupların kontrolüne geçen kentlerde demografi değiştirildi. Yüzlerce kişi katledildi, farklı yerlerden paramilter grupların aileleri buralara yerleştirildi.

Türkiye, tüm bu siyasi ve askeri saldırılarını “PKK varlığı” ile gerekçelendirdi. Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar devam ederken, Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük sınır ötesi operasyonlar da aralıksız bir şekilde devam etti.

2019 sonrası çatışmalar şiddetlendi

TSK, 2018 yılında Bradost’ta startını verdiği operasyonları, 2019 yılının Mayıs ayında Xakurkê bölgesiyle genişletti. TSK, bununla da sınırlı kalmayarak, 10 Şubat 2021’de Garê bölgesine geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. 41 uçak, çok sayıda helikopter, SİHA ve özel birliklerle yapılan operasyonda, Iraklı bir yurttaşın da aralarında bulunduğu 13’ü esir asker, polis ve MİT üyesi yaşamını yitirdi. Günlerce devam eden operasyonda ayrıca operasyona katılan 3 askerin yaşamını yitirdiği açıklandı.

Garê’de istenilen sonucun elde edilememesi üzerine bu kez aynı yılın 23 Nisan’ında farklı bir operasyonun startı verildi. ABD Başkanı Joe Biden ile Erdoğan’ın “Ermeni Soykırımı”nı konuştuğu telefon sonrasına denk getirilen operasyonun bu seferki hedefi Zap, Avaşîn ve Metîna bölgeleri oldu.

“Pençe Kartal”, “Pençe Kaplan”, “Pençe Şimşek” ve “Pençe Yıldırım” adları altında farklı alanlarda halen devam eden operasyonlara Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) de ortaklık etti. Yüzlerce köy boşaltıldı, yaşam alanları tahrip edildi. Ayrıca aralarında çocukların da olduğu çok sayıda sivil, yapılan hava saldırılarında hayatını kaybetti.

Kimyasal silah kullanımı

Askeri operasyonlar sırasında kimyasal silah kullanımı hiç gündemden düşmedi. Çok sayıda PKK’li, kimyasal ve yasaklı silahlar nedeniyle hayatını kaybetti. Günümüze kadar devam eden çatışmalarda yüzlerce PKK’li, asker ve korucu hayatını kaybetti. Türkiye, bu dönemde KDP desteğiyle birçok alana askeri üs kurdu.

Bir yandan saldırılar derinleştirilirken, diğer yandan Abdullah Öcalan’a dönük tecrit de ağırlaştırıldı.

Öcalan’dan Tari̇hi̇ Çağrı 

Abdullah Öcalan, 44 aylık mutlak iletişimsizlik halinin ardından 23 Ekim 2024 tarihinde yeğeni olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan ile aile görüşü kapsamında görüştü. Ardından DEM Parti İmralı Heyeti, 28 Aralık 2024’te Öcalan ile görüştü. Heyette Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan yer aldı. Heyet, 22 Ocak ve 27 Şubat’ta İmralı’ya gitti.

Öcalan, 27 Şubat’ta yapılan 3’üncü görüşmede heyet ve tutsak arkadaşları Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş ile birlikte “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı açıklamayı yaptı. Ahmet Türk, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, Cengiz Çiçek ve Faik Özgür Erol’un da yer aldığı açıklama, kameralarla kayda alındı ancak video kamuoyuyla paylaşılmadı. Aynı gün İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla, İmralı’daki açıklamada çekilen fotoğraf karesi eşliğinde çağrı kamuoyuyla paylaşıldı.

PKK’den ateşkes kararı

PKK, 1 Mart’ta ateşkes ilan ettiğini duyurdu.

Öcalan ve İmralı’daki tutsaklar, 31 Mart’ta Ramazan Bayramı dolayısıyla yakınlarıyla görüşme gerçekleştirdi. DEM Parti İmralı Heyeti, Öcalan’ın çağrısı sonrası görüşme trafiğini hızlandırdı. Federe Kürdistan Bölgesi, Kuzey ve Doğu Suriye, Avrupa ve Türkiye’de birçok görüşme gerçekleştirdi.

DEM Parti İmralı Heyeti üyeleri Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan, süreç kapsamında 10 Nisan’da Erdoğan ile görüştü.

Heyette yer alan isimlerin söz konusu görüşme sonrası İmralı’ya gitmesi bekleniyordu. Ancak heyet üyelerinden Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan’da aort damarının genişlemesi sonucunda kalp krizi geçirdi. Önder, 3 Mayıs’ta hayatını kaybetti.

Önder henüz tedavi altında tutulurken, DEM Parti İmralı Heyeti’nde yer alan Pervin Buldan ile Asrın Hukuk Bürosu avukatı Faik Özgür Erol, 22 Nisan’da Abdullah Öcalan ile yeni bir görüşme gerçekleştirdi.

Kongre kararları

PKK, 9 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” üzerine 12. Kongresi’ni yaptığını duyurdu. PKK açıklamasında, 12’nci Kongre’nin 5-7 Mayıs tarihleri arasında yapıldığı aktarıldı.

PKK, 12 Mayıs’ta ise 12. Kongre’nin sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinde, “Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihi açıklamasıyla başlayan süreç, yaptığı çok yönlü çalışmalar, değişik tarzlarda sunduğu perspektifler ışığında 5-7 Mayıs tarihleri arasında toplanan 12. Parti Kongremiz başarıyla tamamlandı” denildi.

212 delegeyle iki ayrı alanda yapılan eş zamanlı kongrenin sonuç bildirgesinde, “PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı” denildi.

Böylece 1973’te temelleri atılan ve 27 Kasım 1978 kurulan PKK, uzun yıllar boyunca sürdürdüğü askeri faaliyetlerini sonlandırmış oldu. Bu karar tüm dünyada geniş yankı bulurken, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından yeni bir sürecin kapısını araladı.

İSTANBUL

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

İstihdam raporu: 10 gençten 6’sı istihdam dışı

Sonraki Haber

Başakşehir’de İETT otobüsü yandı

Sonraki Haber
Başakşehir’de İETT otobüsü yandı

Başakşehir’de İETT otobüsü yandı

SON HABERLER

Aydın ve Kütahya’da ormana girişler yasaklandı

Aydın ve Kütahya’da ormana girişler yasaklandı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

İsrail katliam yaptığı Gazze’de havadan broşür attı: Lezzetli bir iftar yapın

HRW: İsrail Gazze ablukasını ‘yok etme aracına’ dönüştürdü

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Birçok kentte Kürt Dil Bayramı kutlaması: Kürtçeye statü tanınsın

Birçok kentte Kürt Dil Bayramı kutlaması: Kürtçeye statü tanınsın

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Arjen Ari Şiir Yarışması’nın sonuçları açıklandı

Arjen Ari Şiir Yarışması’nın sonuçları açıklandı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

30 yıllık tutsaklığın ardından çiçeklerle karşılandı

30 yıllık tutsaklığın ardından çiçeklerle karşılandı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Erdoğan, Zelenski ile görüştü

Erdoğan, Zelenski ile görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Erdoğan: Bizi kolay bir süreç beklemiyor

Erdoğan’dan ‘süreç’ açıklaması: İyimseriz, umutluyuz

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır