• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
9 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Ekoloji

Kürdistan’da eko kırım var!

9 Haziran 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Ekoloji, Manşet
Kürdistan’da eko kırım var!

AKP iktidarı, maden projeleri ile Kürdistan’da bir eko kırım politikası sürdürüyor. Eko kırım ile bölgeler insansızlaştırılıyor, canlı yaşam yok ediliyor

Selman Çiçek

AKP iktidarının eko kırım politikaları Kürdistan’da geri dönülmez tahribatlara neden oluyor. Tamamen güvenlik kaygıları ile yapılan projeler, bölgeyi insansızlaştırmak ve doğal yaşamı yok etmeyi hedefliyor.

Kürdistan’da eko kırımın en büyük örneği Şirnex’te (Şırnak) yaşananlardır.  Yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla zengin bir ekolojik yapıya sahip olan Şirnex’te son 7 yıldır kesintisiz bir şekilde doğa talan ediliyor. Kentte ağaç kesimleri, 8 Ekim 2018 tarihinde Cudi ve Besta bölgelerinde “güvenlik gerekçesiyle” başlatıldı. Bu süreç, zamanla Gabar, Namaz Dağı, Güneyçam ve Beytüşşebap gibi bölgelere yayıldı. Şırnak Barosu’nun raporlarına göre, 2021 yılında sadece yedi ay içinde Şırnak ormanlarının yüzde 8’i yok edildi. 2025 itibari ile ormanların yüzde 15’i yok edildiği tahmin ediliyor. Toplamda, iki yıl içinde yaklaşık 500 bin ton ağaç kesildiği bildirildi. Yaşanan talan uydu fotoğraflarına da yansıdı. Besta ve Beytüşebab (Elke) bölgesine sıçrayan ağaç kesimi, şirketlerin maden ve petrol aradığı Gabar ve Cudi dağında ise büyük bir tahribata yol açtı. Petrol araması için Gabar dağında binlerce ağaç kesilirken, Cudi dağında ise kömür, çinko ve altın gibi maden aramaları için hem ağaçlar kesildi hem de bölgede dağlara büyük zarar veren dinamitler patlatıldı. Bölgede açılan yüzlerce maden ocağı, Hêzil ve Habur çayları ile Nêrduş deresinin kirlenmesine neden oldu.

Ölmez Pîran’a gözünü dikti

Kürdistan’ın bir diğer büyük kenti Amed’te ise baraj ve HES’lerin ardından şimdi de madenlerin hedefinde. Ölmez Doğu Madencilik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin Amed’in Pîran (Dicle) ilçesine bağlı Pirejmo ve Herido kırsal mahallelerindeki maden faaliyetlerine başladı. Şirket, uzun yıllardır bölgede kurşun ve çinko madenleri çıkarıyor. AKP’nin 31 Mart seçimlerinde Colemêrg’te Belediye Başkan adayı olarak gösterdiği İsmet Ölmez, söz konusu şirketin sahibi. İsmet Ölmez, aynı zamanda Colemêrg doğasını talan eden isimlerden birisi.  Maden faaliyetleri nedeniyle bölgede yüzlerce ağaç kesilirken, ekim alanları zarar gördü. Maden arama çalışmalarında patlatılan dinamitler mahallelerde tahribata neden oldu. Oluşan tozdan kaynaklı üzüm bağları kurudu, yüksek tonajda iş arabalarının yolu kullanmasından kaynaklı yollar kullanılmaz hale geldi.

Pasûr madene karşı direniyor

Maden talanının bir diğer hedefi de Amed’in Pasûr ilçesi. Pasûr’da bir çok köyün ortak mera alanı olan Hasandin Yaylası, maden rezervi arayan şirketlerin hedefinde. Bir maden şirketi ekibi, 24 Temmuz’da bölgede sondaj çalışması yaparak, maden için numune aldı. Şirket, bin 970 metrekarelik alanda maden arama çalışması yapmak isterken, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” raporunun 16 yıl önce verildiği ortaya çıktı. Maden sahası için Daramorî bölgesinde yapılan yol çalışması alanında incelemede bulundu. Asker ve korucuların korumaları eşliğinde yapılan yol çalışmasında ağaçların kesildiği, yüksek alandan taşların yuvarlandığı görüldü. Cixse kırsal mahallesinde ise yerleşim yerine 48 metre uzaklıktaki mera alanında 30 bin panellik Güneş Enerji Sistemi (GES) kurulacak. Mera alanına kurulacak GES’ten kaynaklı bölgede hayvancılık yok edilecek.

Mêrdin’de GES tehdidi

Mêrdin’de Güneş Enerji Santrali’nin (GES) hedefinde. Mêrdîn’in Rişmîl (Yeşilli) ilçesine bağlı kırsal Zeytuna (Zeytinli) mahallesinde AKP’li Rişmîl Belediyesi tarafından Güneş Enerji Santrali (GES) yapılmak isteniyor. Yine Mêrdîn’in Artuklu ilçesine bağlı Akres kırsal mahallesinde, Egesan GES Enerji adlı şirket tarafından GES yapılmak isteniyor. Her iki noktada yurttaşların direnişi sonucu GES çalışmaları durduruldu.

Kutsal mekanlara da göz diktiler

Dersim’in Hozat ve Pertek ilçelerine bağlı Doğrutay, Yukarı Gülbahçe ve Bargini köyleri sınırları içinde ise Pomza Kum Ocağı yapılıyor. Bu yerlerin ortak özelliği ise Dêrsim halkı için kutsal mekanlar olmasıdır. Kum Ocağı projesi ile halkın kutsal alanları hedeflenerek yok edilmek isteniyor.

Şirketten itiraf: Ortağımız devlettir

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Av. Cemil Özkoç ve Diyarbakır Barosu Çevre Komisyonu üyesi Av. Ahmet İnan, Kürdistan’daki eko kırımı gazetemizde değerlendirdi.

Kürdistan’daki ekolojik yıkım ve tahribatların temelinde sermaye ve ulus devlet zihniyetinin işbirliği içinde hareket ettiğini söyleyen Cemal Özkoç, “Komisyonumuzun 2 Haziran’da Pirejman’da yaptığı raporlamada Ölmez’e ait şirketinin sorumlu maden mühendisinin; ‘ortağımız devlettir’ cümlesi bu gerçekliği açığa çıkartıyor. Bu maden meselesinin kolaylaştırıcı yönlerinden biri; Kürdistan sömürgedir teziyle doğrudan bağlantılıdır. Kendi yeraltı madenlerini çıkarma konusunda hiçbir mekanizması olmayan bir halkın sömüren iktidar mekanizmaları üzerinden dağlarının patlatılması, ağaçlarının kesilmesi ve nehirlerinin kurutulması gerçekliği söz konusudur. Bu gerçeklik doğrudan ulus devletlerin sömürge ilişkisiyle bağlantılıdır” diye konuştu.

Devlet şirket ortaklığı

Devletin ekolojik tahribatı şirketlerin ortaklığı ile yaptığına dikkat çeken Av. Özkoç, “Ekolojik tahribat ve yıkımların yapıldığı alanlar incelendiğinde devlet ve iktidar gibi düşünmeyen köylerin talan edilmesi bu konuda dikkat çektiğimiz bir husustur. Tahribatın yapıldığı birçok köyün önceleri doğrudan insansızlaştırılmak istenen köyler olması tesadüfi değildir. Kapitalist modernitenin vahşiliğini evet saysak bitmeyecek bir yerde ama temelinde yaratılan hukuksuzluğun sömürge ilişkisi üzerinden kolaylaştığını söylemek yerindedir” diye belirtti.

Devletin yıllardır bu coğrafyada bir savaş halinde olduğunun altını çizen Av. Cemal, şunları söyledi: “Barış süreci diye kabullendiğimiz bir süreç varsa arkasında zıddı olan savaş sürecini kabullendiğimiz için vardır. Savaşın en çetin yürütüldüğü dağlardandır Şirnex dağları..  Yaşar Kemal’in; ‘Bir balığı yakalamak için denizleri kurutuyorlar.’  bu durumu çok güzel özetlediğini düşünüyorum. Balığı da bu halk tanıyor, denizi de bu halk tanıyor,  kurutanları da biliyor ve tanıyor. Kapitalist sistemin ve onun ayaklarının doğaya yönelik yıkıcı politikalarını, ekolojik yıkım ve çevre talanını, insan haklarını hiçe sayan uygulamaları bugünlerde verimli hilalin(Şirnex’ın) üstüne karabasan gibi çökmesi bir halkın varlık mücadelesine, kültürüne, felsefesine, sanatına ve diline saldırıdır.”

Barış ekoloji üzerinden inşa edilir

Barışın olmadığı bir ortamda ekoloji tartışması yürütmenin kısır bir döngü olacağını söyleyen Av. Özkoç, “Sayın Öcalan’ın,  barışı; ekoloji üzerinden inşa ettiğini yazdıklarını okuduğumuzda görebilmekteyiz. Kürt Özgürlük hareketinin paradigmasal değişimlerinin ekolojist bir yerden şekillendiğini 2000’li yıllardan bu yana sayın Öcalan’ın toplumsal ekolojinin kurucularından olan Amerikalı filozof Murray Bookchin’den ilham alarak Demokratik Konfederalizm ve Demokratik Modernite tanımlamalarını açığa çıkarttığını kendisi ifade etmektedir. Toplumsal ekolojiden bahsedince iktidar-tahakküm ve hiyerarşinin tasfiyesi söz konusu olmaya başlıyor. Bu kavramların insanın insan ile olan ilişkisinde bir sapma olduğunu ve bir savaş hali yarattığını kabul etmekteyiz. Önce bu sapmaları teşhir ederek ve bununla mücadele ederek hem kendi içimizde hem de karşı mücadele ettiğimiz zihniyet içinde akabinde bütün dünyada barışın sağlanması kaçınılmazdır. Aksi durumda iktidarın, tahakkümün ve hiyerarşinin reel sosyalizm deneyimini nasıl yıktığını tarih bize göstermiştir” ifadelerini kullandı.

Mücadele için akademik inşa

Özkoç, ekoloji mücadelesinin büyütülmesi için şu önerilerde bulundu; “Öncellikle oturup akademik bir inşa yaratmalıyız. Aksi takdirde saman gibi yanıp sönen bir mücadeleyi aşamayız. Ekoloji bir inşa meselesidir. İktidar, hiyerarşi ve tahakkümün olduğu bir yerden ekoloji konuşmak maalesef bizi hiçbir yere götürmemiştir. Toplumsallaştırmak inşa ile başlar. İnşanın nasıl olması gerektiği somut bir haliyle yazılmıştır. Son yılların hastalığı olan okuma ve yoğunlaşma yoksunluğu bizden çok şey çaldı. Bizden çalınanları akademik bir inşa yaratarak tekrar kazanabiliriz. Akademilerin içini doldurabilme açısından Kürt halkı orta doğunun en şanslı halkıdır dersek abartı sayılmaz. Zira orta doğunun en kapsamlı ideolojisine ve bakış açısına sahiptir. Akademik inşa ile birlikte hukukun baştan yazılması gerekir. Kuru bir hukuk savunuculuğunun bir yere götürmediğini maalesef  yasama – yargı ve şirketlerin iktidarın sahadaki elemanları olduğunu incelediğimizde görebilmekteyiz. Gittiğimiz şantiyelerde usulüne göre bir işlem yapıldı mı maalesef kafamız önümüze eğiliyor ve hareket alanımız kalmıyor. ÇED denilen raporun iktidarın acıktığında çok rahat yiyebileceği bir şey olduğu ve pozitif hukukun nasıl bir iktidar ve devlet hastalığı içinde yüzdüğü gerçekliğiyle yüzleşiyoruz. Bugün Demokratik modernitenin üç temel sacayaklarından biri ekolojik paradigma diyorsak hepimizin oturup bu başlığı incelerken kafamızı patlatmamız gerekiyor. Ekoloji; bizim değerlerimizi ve fikirlerimizi kurumsallaştirebileceğimiz bir başlıktır.”

90’ların politikası sürüyor

Av. Ahmet İnan ise, Kürdistan’da eko-kırımın baraj ve madenlerle yapıldığını dikkat çekerek nerede bir rezerv varsa, orada acele kamulaştırma çıkarak kırıma başladıklarını söyledi. Rezerv su alanında ise suyu kuruttuklarını, ormanlık alanda ise yüzyıllık ağaç kestiklerini söyleyen İnan, “ Licê’de Dêrxust’ta yüz yıllık ağaçları kestiler, Çixsê’de su havzasını kurutmak istiyorlar, Pîran’da dünyanın en tehlikeli madenini çıkarmak istiyorlar. Kültür, geçmiş miras asla dinlemezler, burada madenler açtıkça kendilerini yaşatırlar. Şirnex’te rekor düzeyde ağaç kestiler. 90’lı yıllardaki köy yıkma ve boşaltma politikalarını şimdi de bu projelerle yapılıyor. Bu durumda fail duruma düşmüyor. Sermayeye zemin açarak kendilerini hukuki bir zemine oturtuyor” diye konuştu.

Eko kırım dönülmez tahribattır

Eko-kırım kavramını da özetleyen İnan şunları söyledi; “Eko-kırım doğada geri dönülmez tahribatlar bırakılmasıdır. Tahribat o kadar büyüktür ki, geriye dönülmez bir durumdur. Buna örnek olarak İliç olayını verebiliriz. Maden ocağı çöktü, kaydı. Siyanür zehrinin Fırat Suyu’na karıştığını düşünüyoruz. Siyanür dünyanın en tehlikeli zehridir.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Barış elçisi yazıma ilham kaynağı

Sonraki Haber

Daralan zaman, büyüyen tehlike

Sonraki Haber
Daralan zaman, büyüyen tehlike

Daralan zaman, büyüyen tehlike

SON HABERLER

Ferdi Zeyrek için taziye mesajları

Ferdi Zeyrek için taziye mesajları

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Türkiye’nin İran’a iade ettiği Amir Tatalu’ya verilen idam cezası onandı

İran yargısı rapçi Tatalu’nun idam cezasını onayladı

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Amnesty: Madleen gemisine saldırı uluslararası hukuk ihlalidir

Amnesty: Madleen gemisine saldırı uluslararası hukuk ihlalidir

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti

Ferdi Zeyrek hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Rusya-Ukrayna arasında ilk esir takası gerçekleştirildi

Rusya-Ukrayna arasında ilk esir takası gerçekleştirildi

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Mısır’da Abdullah Öcalan’ın çağrısı sınav sorusu oldu

Mısır’da Abdullah Öcalan’ın çağrısı sınav sorusu oldu

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

Kürt Böreği Festivali’nde Abdullah Öcalan’ın selamı iletildi

Kürt Böreği Festivali’nde Abdullah Öcalan’ın selamı iletildi

Yazar: Yeni Yaşam
9 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır