• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
18 Haziran 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Forum

Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

18 Haziran 2025 Çarşamba - 00:00
Kategori: Forum, Manşet
Kobanê Üniversitesi’nden özgür üniversiteye

Bilgiyi doğuran toplumdur; dolayısıyla bilgi yeniden topluma döndürülmeli, üniversiteler halkın özgürleşme mekanları, akademisyen kimliği de özüne dönüştürülerek halkın kadroları haline getirilmelidir. İçselleşmiş ve derinleşmiş kölelik günümüzde zincirlerle değil, zihinlerdeki prangalarla sürmektedir

Yasin Yılmaz

Kapitalist modernitenin yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi bilgi ve eğitim alanında da büyük bir hegemonya kurduğu bir çağda, demokratik toplum sosyalizmi eksenli alternatif bir akademi ve eğitim modeli geliştirmek yakıcı bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’da bayram görüşü esnasında Kobanê Üniversitesi’ne ilişkin yaptığı değerlendirmeler bu anlamda yalnızca bir eğitim kurumu hakkında söylenmiş sözler değil, aynı zamanda alternatif bir bilgi rejiminin ve özgür yaşam paradigmasının inşa çağrısıdır.

Sn. Öcalan, Kobanê Üniversitesi’nin varlığını; Demokratik bilimsel sosyalizm ideolojisini inşa etmenin temeli ve yuvası olarak tanımlamaktadır. Bu çerçevede üniversitenin klasik bürokratik akademik tekrarlara hapsedilmiş ezberci yapısına karşı, alternatif bir zihniyet devrimi-kurumu olarak selamlamış ve bu alandaki çalışmaları büyük bir heyecanla karşılamıştır. Kapitalist modernitenin kavram, kuram, kurum ve pedagojik araçlarının ötesinde; paradigma değişimi gerektiğini vurgulayan Öcalan, yalnızca Rojava devrimi için değil, Türkiye ve bölge halklarının demokratikleşmesi için de evrensel bir çıkışa işaret eder.

Rojava’da kurulan Kobanê, Rojava ve Rêqa üniversiteleri, bu özgürlükçü ve halkçı zihniyetin somut kurumları olarak yükselmiştir. Ancak bu kurumların sembolik anlamının da ötesinde, pratik etkileri de vardır: anadilde eğitim, toplumla iç içe bilim üretimi, kadın özgürlükçü ve ekolojik içerikler, bu üniversiteleri yalnızca birer bilgi kurumu değil, yeni bir yaşam tarzının-kuramının taşıyıcısı haline getirmiştir.

Bu yaklaşım tarihsel olarak da değerlidir. İlk akademi Platon tarafından kurulmuş, zihinsel dönüşümün mekanı olarak tasarlanmıştır. Teori ile pratiğin birliği, ontolojik yaklaşımla evreni ve insanı kavramanın yolları antik akademilerde derinleşmiştir. Ancak zamanla kilise ve devletin etkisiyle üniversiteler dogmatik, elitist ve iktidar odaklı yapılar haline gelmiştir. Laikleşmeyle birlikte rahiplerin yerini alan bilginler, özgürleştirici bir rol oynayacağına maalesef statükonun yeniden üreticisi olmuştur.

Benzer örnekleri birçok açıdan Mandela ve Öcalan kıyaslamalarının yapıldığı, Güney Afrika’daki Apartheid sonrası süreçte de görmekteyiz. Devrimci ailelerden gelen ama Avrupa’da eğitim görmüş Neil Turok gibi bilim insanları, Afrika’ya dönerek AMBE gibi hızlandırılmış akademiler kurmuş, halkın içinden siyahi öğrencileri yetiştirerek kurumlara yerleştirmiştir. Şüphesiz bu, özgürleşen halkın kendi bilgi kurumlarını yaratma iradesinin göstergesidir. Fakat bu tür çabalar da çoğu zaman devletçi sınırlar içinde kalmış, sistemin ötesine geçememiş, son kertede benzeşmiştir. Çünkü kurumlarda zamanla beyazların yerini siyahlar alsa da devlet organizasyonu varlığını olduğu gibi korumuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki Köy Enstitüleri de benzer biçimde halkçı, üretken ve eğitim yoluyla zihniyet dönüşümünü hedefleyen kurumlardır. Ancak nihayetinde merkeziyetçi ve tekçi devlet yapısıyla uyum içinde kalmaları nedeniyle dönüşümün sürekliliğini sağlayamamış ve ortadan kaldırılmışlardır.

Bugün Sn. Öcalan’ın önerdiği Demokratik Modernite perspektifi; bu geçmiş deneyimlerden dersler çıkararak, alternatif toplumsal sistemin inşası için, eğitimde de paradigmasal bir kopuşu öngörmektedir. Sosyal Bilimler Akademisi önerisiyle, klasik tarzın dışına çıkarak, halkın içinden kadroların zihniyet devriminden geçirilmesi, hem bilgi üretimini hem toplumsal dönüşümü iç içe ele almaktadır. Bu noktada Paulo Freire’in “Ezilenlerin Pedagojisi” yaklaşımıyla kurulan bağ da önemlidir: Öğrenciyi nesne olmaktan çıkarıp, interaktif tarzla, öğrenme sürecini karşılıklı dönüşümün alanı olarak gören, bir pedagojik anlayış, özgür üniversite idealinin merkezinde yer almalıdır.

Türkiye’de ise mevcut üniversiteler, hala neredeyse istisnasız bir biçimde devletçi zihniyetin yeniden üretildiği mekanlara dönüşmüştür. Akademi, özgür düşüncenin değil; kariyerizmin, ulus-devlet dogmalarının ve kapitalist pozitivist bilim mantığının yeniden üretim merkezi hâline gelmiştir. Halkı bilimle buluşturmak bir yana, nitelikli kadrolar yetiştirememiş, açığa çıkan beyin gücünü de değerlendirememiştir. Bu noktada, DEM Parti’nin siyaset akademileri, özgün gençlik, yerel yönetim ve kadın akademileri gibi girişimleri kıymetlidir ancak yetersizdir. Türkiye’de eğitimin ve özellikle üniversitelerin demokratikleşmesi için kapsamlı bir zihniyet devrimi kaçınılmazdır.

Türkiye’de özgür üniversite tahayyülü, yalnızca yeni kurumlar inşa etmekle değil; mevcut kurumların da dönüştürülmesiyle mümkündür. Bu dönüşümün anahtarı ise “zihniyet devrimi”dir. Eğitimi bir devlet aygıtı olmaktan çıkarıp toplumsal özgürlük alanına dönüştürmek; öğrenciyi bir tüketici değil, yaşamın ve düşüncenin öznesi olarak yeniden tanımlamak gerekmektedir.

Sn. Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı, yalnızca siyasal çözüm değil; eğitimden toplumsal ilişkilere kadar hayatın tüm alanlarında demokratikleşmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda Türkiye’de de benzer özgür-özerk üniversitelerin oluşması, anadilde ve toplumsal ihtiyaçlara göre şekillenen müfredatların geliştirilmesi, mevcut üniversitelerin demokratikleştirilerek halkla bütünleşmesi, zihinsel esaretin de sona ermesi adına hayati önem taşımaktadır. Çünkü bilgi güçtür ve bu güç artık iktidarı tahkim etmek yerine topluma hizmet etmelidir.

Sonuç olarak: Bilgiyi doğuran toplumdur; dolayısıyla bilgi yeniden topluma döndürülmeli, üniversiteler halkın özgürleşme mekanları, akademisyen kimliği de özüne dönüştürülerek halkın kadroları haline getirilmelidir. İçselleşmiş ve derinleşmiş kölelik günümüzde zincirlerle değil, zihinlerdeki prangalarla sürmektedir. Bu zincirleri kırmanın yolu ise özgür üniversitelerden geçmektedir. Özgür düşünce özgür akademide-akademik kadro olarak, bedenleşecek, toplum da özgürleşecektir.

Bu yazı, Sn Öcalan’ın Kobanê Üniversitesi’ne yönelik mesajı sonrası yapılan araştırmaların ve tartışmaların bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Sn. Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısının gündemde olduğu şu günlerde, Türkiye’de de demokratik toplum sosyalizmi perspektifiyle benzer akademik yapıların oluşması hem zihinsel özgürlük açısından hem de toplumsal barışın inşası açısından hayati önemdedir. Zira bu tür kurumlar sadece bilgi değil; 68 kuşağında gördüğümüz gibi, umut, direniş ve yeniden inşa gücü üretir. Hakikat, sadece anlatılan değil; yaşanandır. Ve yaşanacak olan, ancak özgür aklın ve kolektif emeğin ortak üretimiyle mümkündür. Üniversiteler, hakikatle halk arasında yeni bir köprüye dönüşmek durumundadır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bir güneş tutulması meselesi…

Sonraki Haber

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Sonraki Haber
Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

Yaralı bütünlük ve stratejik inşa

SON HABERLER

Özgür Özel’e saldıran Tengioğlu hakkında iddianame hazırlandı

Özgür Özel’e saldıran Tengioğlu hakkında iddianame hazırlandı

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Şêx Saîd direnişinin 100. Yılı: Avrupa’da konferans ve miting programı

Şêx Saîd direnişinin 100. Yılı: Avrupa’da konferans ve miting programı

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Baro başkanları AKP grubunu ziyaret etti

Baro başkanları AKP grubunu ziyaret etti

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

HDP basın çalışanı Akbulut’un duruşması ertelendi

HDP basın çalışanı Akbulut’un duruşması ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

DEM Parti MÜSİAD’ı ziyaret etti

DEM Parti MÜSİAD’ı ziyaret etti

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

Elektrik akımına kapılan çocuk yaşamını yitirdi

Elektrik akımına kapılan çocuk yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

KESK’ten işten çıkarmalara tepki

KESK’ten işten çıkarmalara tepki

Yazar: Yeni Yaşam
18 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır