• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Haziran 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Tugay Karakuzu

Rojhilat’tan insan manzaraları: Textê Reş

22 Haziran 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Tugay Karakuzu, Yazarlar
Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Yol ve yolculuk, Kürt sinemasının organik temalarındandır. Sık sık karşımıza çıkan dağ geçitleri, sürekli hareket halindeki karakterler, sürgün sahneleri ya da dikenli sınır telleri sadece sinemasal manzaralar değildir; bunlar aynı zamanda Kürt halkının tarihsel deneyiminin, politik hafızasının sinemadaki yansımalarıdır. Gönüllü ya da zorunlu olarak yer değiştirmek zorunda kalan bir halkın bu gerçekliği, sinemasına da sinmiş, mekâna ve harekete dair anlatılarla şekillenmiştir. Yalnızca fiziksel bir yol ve yolculuk hikayesinden bahsetmediğimi belirtmeliyim. Karakterler yalnızca coğrafyalar arasında değil, dillerin, kimliklerin, kırılmaların içinden de geçer. Diller değiştikçe insan manzaraları da değişir.

Samira Makhmalbaf’ın 2000 yılında Rojhilat Kürdistanı’nda çektiği Textê Reş (Kara Tahta), tam da bu çok katmanlı yolculukları konu alır. Film, sırtlarında kara tahtalarla ıssız sınır dağlarında öğrenci arayan yedi gezici Kürt öğretmenin masalsı ve trajik yolculuğunu izler. Bu öğretmenlerin amacı, okuma yazma ve temel matematik öğretecek öğrenciler bulmaktır. Ancak hemen başta bir ordu helikopterinin belirmesiyle grupta bir panik yaşanır. Öğretmenler kara tahtaları kendilerine siper ederek dağ yollarında ilerlemeye çalışır. Ardından grup ikiye ayrılır. Film, paralel bir kurgu aracılığıyla bu iki öğretmenin farklı yollara düşen arayışlarını takip ederken, Halepçe Katliamı sonrası devam eden kimyasal saldırıların ve savaşın yarattığı sosyal yıkımı da merkezine alır.

Savaşın zorladığı göçlerle yerlerinden edilen Kürtlerin parçalanmış hayatları ve bu coğrafyada ayakta kalmaya çalışan insanların travmaları filmin her karesini doldurur. Öğrencisiz kalan, sırtlarında taşıdıkları kara tahtalarla dağlarda dolaşan gezici öğretmenler aracılığıyla, bilgi ile hayatta kalma çabası arasında kurulan kırılgan bağı anlatır.

Textê Reş, yani Kara Tahta filmini Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelerden sonra yeniden izlemek istedim. On yıl kadar önce izlediğim bu filmden aklımda kalan kıraç dağ yamaçları boyunca yürüyen insanlardı. Bu insanlar nereye yürüyordu sorusuyla filmi yeniden düşünmek istedim.

Sürekli hareket halinde

İki temel anlatı ekseni üzerinden ilerleyen film, öğretmen Reeboir’in dağlarda karşılaştığı kolbar çocuklarla ilişkisini ve öğretmen Said’in İran-Irak sınırında yollarını kaybetmiş, hayatta kalmaya çalışan yaşlı Kürt köylülerle yolculuğunu paralel olarak işler.

Reeboir (ki ismi Kürtçede “yürüyen kişi” anlamına gelir), okuma-yazma öğretmek için yola çıkmış bir öğretmendir. Dağlarda sırtlarında kendilerinden büyük yükler taşıyan çocuklara rastlar. Bu çocuklar “kolbarlık” yaparak geçimlerini sağlamaktadır. Kolbarî, yani yük taşıyıcılığı, İran-Kürdistan sınır hattında yaşayan birçok Kürt için bir yaşam şekli haline gelmiştir. Sıklıkla İran güvenlik güçlerinin hedefi olan bu çocuklar, devletin hem ekonomik hem askeri şiddetinin gölgesinde var olmaya çalışırlar.

Reeboir, çocukların eğitimle ilgilenmemesine rağmen, neredeyse takıntılı bir arzuyla onlara bir şeyler öğretmeye çalışır. Fakat coğrafyanın gerçekliği her fırsatta bu arzunun önüne geçer: Bu çocuklar için eğitim, hayatta kalma mücadelesinin lüks bir uzantısıdır. Film, Reeboir’in bu naif inadı üzerinden, bilgiyle yaşama tutunma çabası arasındaki gerilimi işler.

Filmin diğer aksında ise öğretmen Said vardır. Said, okuma yazma öğretecek çocuklar ararken sınırda yollarını kaybetmiş yaşlı bir Kürt grubuna rastlar. Bu köylüler, Halepçe sonrası göç etmek zorunda kalan, parçalanmış ailelerden kalan yaşlılardır. Yiyecek karşılığında rehberlik teklif eden Said, grubun hiçbir şey sunamayacağını görse de onlarla yola koyulur.

Yaşlı adamlardan biri, mesane rahatsızlığı nedeniyle grubun ilerlemesini yavaşlatmaktadır. Bu yaşlı adamın son dileği, kızını evlendirmek ve ölmeden önce bu yükü üzerinden atmaktır. Karısı tarafından üç çocuğuyla beraber terkedilmiş olan Said, bu dileğin gerçekleşmesi için kendisini aday olarak sunar. Küçük çocuğuyla dul kalmış Halaleh’le evlenir. Birkaç sahne sonra da ona okuma yazma öğretmeye çalışır.

Filmdeki kara tahtalar, yalnızca bilgi aktarılan bir nesne değil; aynı zamanda bu çorak coğrafyada siper, sedye, sığınak, atel, hatta yük haline gelen çok işlevli sembollerdir. Bir noktada kara tahta bir bacağı alçılamak için kullanılır; başka bir sahnede ise devlet uçaklarından saklanmak için siper olarak. Tahta, bilgi ile yaşam arasında kurulan köprünün değil, bizzat bu köprünün çatlamış, kırılmış halinin göstergesi olur.

Çok kullanışlı kara tahtalar

Odağına aldığı konuların ağırlığına rağmen sıklıkla absürt komedi sınırlarına yaklaşan film ısrarla öğretmek arzusu içerisindeki bu iki öğretmenin karşısına bu coğrafyanın ve insanlarının gerçekliklerini engel olarak çıkarır. Çocuklar ne okuma yazma öğrenmek ister, ne de matematik. Çünkü sınırları aşmak için kendilerini bekleyen yükler tüm yaşamlarının izdüşümü haline gelmiştir. Yaşlılar için ise yaşam Halepçe’den sonra ilkel bir hayatta kalma dürtüsünden fazlası değil gibi görünmektedir.

Reeboir isminin Kürtçede “yürüyen kişi” anlamına gelmesi, filmin temel temalarından biri olan hareket/ilerleyememe ikiliğini daha en baştan kurar. Reeboir’in adı “yürüyen kişi” anlamına gelirken, filmin sonuna doğru yürüyemeyen çocuğun tahtayla taşınması bu hareketin imkânsızlığına işaret eder. Kara tahta artık bilgi değil, hayatta kalma aracıdır.

Samira Makhmalbaf, İran Yeni Dalgası’nın şiirsel gerçekçiliğini Kürt meselesine yönelterek bu filmiyle Cannes Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü kazanmıştı. 25 yıl sonra filme bugün yeniden dönmek, filmin sezdiği şeylerin hâlâ ne kadar güncel ve geçerli olduğunu görmek açısından çarpıcı. Eğitim, dil ve temel insan hakları hâlâ askıya alınmış durumda. Sınırların ötesinde kalmış halkların hikâyeleri, hâlâ taşınmaya çalışılan kara tahtalarda kırılıyor.

Film, Sarhoş Atlar Zamanı gibi yine sınırda, paslanmış tel çitlerde bitiyor.

Herkes, her şeye rağmen yürümeye devam ediyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Sonraki Haber

İsrail-İran savaşında kim kaybedecek, kim kazanacak?

Sonraki Haber
Barış bir mücadele sorunudur

İsrail-İran savaşında kim kaybedecek, kim kazanacak?

SON HABERLER

Çin, ABD’nin saldırılarının BM Şartı’nı ihlal ettiğini belirtti

Çin, ABD’nin saldırılarının BM Şartı’nı ihlal ettiğini belirtti

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

İsrail, İran’a saldırdı

İsrail, İran’a saldırdı

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

‘Ama emperyalizm’ diyorsak…

Adını Putin koydu…

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Zulme Karşı Direnmek

At iziyle it izi karışınca

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Gültan Kışanak: Artık eskiye dönüş yok

Gültan Kışanak: Artık eskiye dönüş yok

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

‘It’s the economy, stupid!’

Tarım, toprak, su, mera, zeytinlikler, ormanlar yaşamdır, memlekettir

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Doğru tutum – Doğru gündem

Doğru tutum – Doğru gündem

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır