Yüzde 93 engelli hasta tutuklu Hadi Elçiçek’in infazının ertelenmesi yerine tutuklanmasının ölümle sonuçlandığını belirten Av. Mehdi Özdemir, hasta tutuklulara yönelik uygulamaların insan haklarına aykırı olduğunu vurguladı
Yüzde 93 engelli raporu bulunan ve tedavisi için infazı 6 ay süreyle ertelenen hasta tutsak Hadi Elçiçek, kanser tedavisi gördüğü Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Hadi Elçiçek, Sêrt’in (Siirt) Dihê (Eruh) ilçesinde 16 Şubat 1999’da gözaltına alındı. 10 gün gözaltında kaldıktan sonra ‘devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaktan’ tutuklanan Hadi Elçiçek’e, Diyarbakır 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından aynı suçlamayla idam cezası verildi. Yasal düzenlemeyle idam cezasının kaldırılması ardından Hadi Elçiçek’in cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi.
‘Yargıtay cezasını onadı’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde askeri üye bulunması nedeniyle Hadi Elçiçek’in ‘adil yargılama hakkının ihlal edildiği’ yönünde karar verdi. 22 yıl cezaevinde kalan Hadi Elçiçek, ihlal kararı üzerine 9 Aralık 2021’de Mersin Tarsus T Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. Yeniden yargılanmasına başlanan Hadi Elçiçek, bu sürede Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Hastane, Hadi Elçiçek’e ilk başta yüzde 80 engellilik raporu verdi. İnfazı durdurulan ve yargılanmasına devam edilen Hadi Elçiçek’e Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yine aynı suçlamalardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. İlk derece mahkemenin kararına karşı yapılan itiraz süreçlerinden sonuç alınmadı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararı onamasının ardından Hadi Elçiçek, 7 Ocak 2025’te cezasının infazına yönelik gözaltına alındı. Mersin’deki evinde gözaltına alınan Hadi Elçiçek, Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. 6 Şubat’ta ağırlaşan sağlık sorunlarının tedavisinin yapılması için infazı 6 ay ertelenen Hadi Elçiçek, dün gece tedavi gördüğü Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
İlk engellilik raporu
Pankreas kanseri tedavisi gören Hadi Elçiçek hakkında Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından hazırlanan raporda, Hadi Elçiçek’in engellilik oranı yüzde 80 olarak tespit edildi. 21 Kasım 2024’te, geçerliliği 6 ay süreyle sınırlı olan raporda, Hadi Elçiçek’in geçirdiği whipple operasyonu sonrası destekleyici kemoterapi aldığı, hareket kısıtlılığı yaşadığı, bastonla yürüdüğü ve merdiven çıkmakta zorlandığı kaydedildi. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon değerlendirmesinde bel omurlarında ileri düzeyde sorunlar saptandığı raporda, Hadi Elçiçek’in engellilik durumu yüzde 80 olarak belirlendi.
Rapor sonrası, Hadi Elçiçek’in avukatı Mehdi Özdemir, müvekkilinin tedavisinin yapılabilmesi için Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren savcılık, Adli Tıp Kurumu’ndan Hadi Elçiçek’in durumuna ilişkin rapor düzenlemesini istedi. İstanbul Adli Tıp Kurumu 11’inci İhtisas Kurulu, Hadi Elçiçek’e ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi. Adli Tıp Kurumu’nun raporunun ardından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Şubat’ta Hadi Elçiçek’in infazının 6 ay süreyle ertelenme kararı verdi. İnfazın ertelenmesinin ardından Hadi Elçiçek, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde pankreas kanseri tedavisine başladı.
Engellilik durumu ilk durumu yüzde 93 çıktı
Tedavi sürecinde savcılığın talebi üzerine 15 Mayıs’ta rapor hazırlayan Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu, raporunda, ‘hastanın genel sağlık durumunun ileri derecede bozulduğu ve çeşitli branşlardaki uzman hekimlerin gözlemlerine dayanarak süregiden ağır hastalık hali içerisinde olduğunu’ ifade etti. Kurul raporunda, tümör nedeniyle tedavisi süren Hadi Elçiçek’in ciddi derecede kilo kaybı ve kas erimesi yaşadığı, yürümekte güçlük çektiğini ve periferik nöropati belirtileri gösterdiği, genel tıbbi duruma bağlı akut bilişsel bozulma yaşadığını belirtti. Kurul raporunda, süregelen hastalık grubunda değerlendirdiği, Hadi Elçiçek’in, iş ve yaşam faaliyetleri açısından ciddi kısıtlılık yaşadığı, bazı fiziksel işlerde çalışmasının mümkün olmadığını tespit etti. Kurul, raporunda, Hadi Elçiçek’in engellik oranını yüzde 93 olarak tespit edildiğine yer verdi.
Hastanenin 2 yıl süreyle verdiği 93 engelli raporu üzerine, savcılık Adli Tıp Kurumu’ndan Hadi Elçiçek’in ‘cezaevinde kalıp kalamayacağına’ dair rapor istedi. Ancak Hadi Elçiçek’in durumu, bu raporun sonuçlanmasını beklemeden ağırlaştı ve hayatını kaybetti.
‘Hastalık ilerledi’
Hasta tutsakların yaşadığı duruma değinen Hadi Elçiçek’in avukatı Mehdi Özdemir, infaz sisteminin mevcut uygulamalarının insan hayatını tehdit ettiğini vurguladı.
Av. Mehdi Özdemir, özellikle infaz erteleme süreçlerinin uzunluğunun ve keyfi uygulamaların tutsakların yaşam hakkını ortadan kaldırdığını şöyle ifade etti:
“Kendisi kanser hastası ve aynı zamanda ağır engelli. Bu durum sağlık kurulu raporlarıyla belgelenmiş olmasına rağmen tutuklanmıştır. Cezaevinde uygun koşulların sağlanmaması, tedaviye düzenli erişimin mümkün olmaması ve infaz erteleme talebinin sürece yayılması nedeniyle hastalığı ilerlemiş, iyileşme ihtimali ortadan kalkmıştır.”
‘İnsani ve hukuki bir yaklaşım’
Av. Mehdi Özdemir, cezaevi sürecinin Hadi Elçiçek’in sağlığını ciddi şekilde kötüleştirdiğini şu sözlerle vurguladı:
“Ring araçlarıyla kelepçeli şekilde hastaneye götürülmesi, insan onurunu zedeleyen bir uygulamadır. Bu tür muameleler mahpusların hem fiziksel hem psikolojik olarak yıpranmasına ve ölümcül risklerin oluşmasına yol açmaktadır. Bu anlamda devletin sorumluluğu tartışmasızdır.”
‘İnfaz değil, ölüm kararıdır’
İnfaz erteleme taleplerinin Adli Tıp Kurumu ve savcılıklar tarafından nesnel kriterlere dayanmadan, pasif biçimde ele alındığını belirten Av. Mehdi Özdemir şöyle tepki gösterdi:
“Sağlık raporları bilimsel niteliğini yitirmiş durumda. Hasta mahpuslar, objektiflikten uzak kararlarla adeta ölüme terk ediliyor. Bu infaz değil, ölüm kararıdır.”
Hasta tutsakların cezaevinde tutulmasının temel insan haklarına aykırı olduğunu belirten Av. Mehdi Özdemir sözlerini şöyle noktaladı:
“İnsan hayatını esas alan bir hukuk anlayışı, bu kişilerin tahliyesini ve tedaviye erişimini sağlamalıdır. Adli uygulamalarda daha insani ve hukuki bir yaklaşımın benimsenmesi elzemdir.”
Haber: Hamdullah Yağız Kesen / MA