DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, ‘Sayın Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi için fiziki özgürlük ortamının sağlanması gerekiyor’ dedi
“Dêrsim yaşamdır; doğama, irademe, dilime, inancıma dokunma” şiarıyla 23’üncüsü düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında, “Ortadoğu’daki gelişmeler, Kürt sorunu barış ve demokratik çözümü” başlıklı panel düzenlendi. Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü gazeteci Ergin Doğru yaptı. Panelde sunum yapan Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, Kürt sorununun çözümünün konuşulduğu her yerde Ortadoğu’daki tüm gelişmeleri mutlaka değerlendirmek gerektiğini belirtti. Ortadoğu’daki gelişmelere değinen Sezin Uçar, bu gelişmelerin devleti İmralı kapısına götüren nedenlerden biri olduğuna dikkat çekti.
‘Rojava devrimini savunmak en önemli görevimiz’
PKK ve Abdullah Öcalan’ın attığı adımlara karşı devletin herhangi bir adım atmadığını vurgulayan Sezin Uçar, “Türk devletinin her hangi bir somut adım atmamış olması, Kürt sorunun sınıfsal çözümünü daha fazla Türk işçi ve emekçileriyle buluşturmamız gerektiğini söylüyor. İmralı kapıları açıldı, Meclis’te komisyon kurulacak, ama bizim üzerimize çok fazla sorumluluk düşüyor. Türkiye halklarına bu sorunu anlatma, çözüm konusunda kendilerini muhatap hissetme konusunda daha fazla pratik içinde olmamız gerekiyor. Bizim ve tüm sosyalist hareketlerin Kürt ulusunun tüm haklarının sokakta pratikte hayata geçirmemiz gerekir. Tüm siyasi tutsakların, hasta tutsakların serbest bırakılmasını istemek, anadilde eğitim talep etmek, eşit yurttaşlık talebin anayasal güvenceye kavuşmasını talep etmek, katliamların sorumlularının hesap vermesinin mücadelesini vermek… Meclis’te kurulacak komisyonlarla olacak şeyler değil bunlar. Herkes bu süreci desteklemek ve Sayın Öcalan’ın elini güçlendirmek bakımından bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Halkçı, demokratik, kadın özgürlükçü bir yönetim biçimi var yanı başımızda. Bunun tüm Suriye için, Kürdistan için ilham olacak, referans olacak şeklide yayılması gerekiyor. Rojava devrimini savunmak en önemli görevlerimizden biri” ifadelerini kullandı.
Partizan’dan Kazım Tosun yaptığı sunumda, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, “Emperyalizm kendi karakterine uygun olanı yapıyor, yayılma isteği, işgal, ilhak ve sömürge yöntemiyle halkları cendereye almak. Türkiyeli sosyalistler açısından ezilen ulusların eşitlik hakkını savunmak, eşitlerin birliğini savunmak önemli. Mücadelenin bu bağlamda, bu yolla ilerletilmesi gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.
‘Soru işaretlerinin giderilmesi sorumluluğumuzdur’
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Dîlok Milletvekili Sevda Karaca, sürecin bu aşamaya gelmesinin en önemli nedenlerinden birinin, Kürt halkının mücadelesi olduğunu söyledi. “Birleşik mücadelenin dayanaklarını arttırmanın yol ve yöntemleri açısından sosyalistler olarak önemli sorumluluklarımız olduğunu düşünüyoruz” diyen Sevda Karaca, “Kürt halkı ve siyasal temsilcileriyle açık yoldaşlık ilişkileri koyarak, egemenlerin projelerine karşı ortak akıl yürütüp, kendi planımızın ne olacağına dair açık bir yoldaşlık ilişkisinin böylesi belirsizlik dönemlerinde önemli olduğunu düşünüyoruz. Son dönemde çözüm tartışmasının Cumhur İttifakı temelinde ilerlemesi, halk nezdinde kaygıların olmasının yarattığı soru işaretleri var. Bu soru işaretlerinin giderilmesi hepimizin sorumluluğudur” şeklinde konuştu.
‘Kendi misyonumuzu yerine getirmeliyiz’
Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüsü Mahir Gürz, yapısal krizlerin yaşandığı ve derinleştiği yeni bir dünyayla karşı karşıya olunduğunu dile getirerek, “Bugün yeni bir kapitalist kriz ve devrim denkleminin olgunlaştığı dönemi yaşıyoruz. Savaş ve krizin yansımaları buna tekabül ediyor. Kürt ulusal hareketi hegemonya ve kriz denkleminde kendine yer açmak istiyor. Rojava kendi eliyle kazanımı gerçekleştirdi ve kazanımlarını koruma altına almaya çalışıyor. Bu süreci sadece Kürt ulusal hareketin üstüne bırakmak doğru değildir. Kendi rol ve misyonumuz yerine getirmemiz gerekiyor. Ulusal sorunun çözümü noktasında en merkeze ulusların kendi kaderini tayin hakkını ve tam hak eşitliğini koymak zorundayız. Bütün uluslara, Kürt halkına tam hak eşitliği sağlanmadan, bunu çözümün merkezine koymadan çözümün eksik olacağını düşünüyoruz” diye belirtti.
‘Sayın Öcalan’ın istediği politik alan açmak’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ise “Bulunduğumuz her yerde sadece direniş değil, kendi sistemimizi örgütleme gibi bir derdimiz olmalı. Bu olmadığı sürece sonunun yenilgi olduğunu tarih bize gösteriyor. Bu sorunu özgürlük temelinde ele aldığımızda demokratik Ortadoğu perspektifini ayakta tutmamız gerekiyor” dedi.
Tutsakların tahliyelerinin ertelenmesine dikkati çeken Cengiz Çiçek şöyle devam etti:
“Sanki bahşetmişler. Hukukun kendisi zaten Türkiye’de bir işlev görmüyor. Politik güç olduğunuzda zaten karşı tarafa bir adım attırıyorsunuz. Ne Amed’de demokrasi var ne de İstanbul’da. Ama bu kriz aralığında ezilenler lehine bir şey açılıyor. Sayın Öcalan’ın yapmak istediği şey, bence bu ülkenin ezilenlerine politik alan açmak. Devrimci siyasetlere, hareketlerin de politik alanı daraldı. O yüzden Kürt hareketinin açmak istediği yol, ezilenlere demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürütenlere politik alan açmaktır. Kendimizi sistemin demokratik dönüşümü üzerinden konumlandıramadığımız sürece, Kürt sorunun demokratik çözümünü ıskalamış olacağız. Politik olarak hedeflerimizi, ortak paydalar etrafında buluşturma, kendi mücadelemizi buradan yükseltmenin, Kürt sorunun çözümünü de buradan sağlatma dönemidir.”
‘Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır’
Bu süreçte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan açısından olumlu, olumsuz her şeyin tartışıldığına dikkat çeken Çiçek, şunları dile getirdi: “Ben İmralı’ya gitmiş biri olarak; bir tarafta devlet bir taraftan Sayın Öcalan. Ama o kadar olanaksız bir ortamda bu işi yürütmeye çalışıyor ki o kadar da eşit olmayan düzlemde yürüyor. Sayın Öcalan’ın rolünü oynayabilmesi için fiziki özgürlük ortamının sağlanması gerekiyor. Mevcut durumu bile bu işi zora sokuyor. İmralı’daki bu tecrit devam ettiği sürece, İmralı’dan kamuoyuna yansıyan şey kırılarak kamuoyuna gidiyor. Günün sonunda herkesin bir Öcalan’ı var, ama Öcalan’ın kendisi yok. Biz devrimcilere, demokrasiden ve toplumsal barıştan yana olanlara düşen görev, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır.”
Panel, soru-cevap kısmının ardından son buldu. Festival, Gerok Ma’nın etkinliğiyle devam edecek.
Kaynak: MA